RESM OLMAYAN ÇEVRDR DÜNYA BANKASI TARAFINDAN HAZIRLANMITIR TEEKKÜR Bu rapor Ajay Chibber'in direktifleri ile Türkiye Ülke Ekibi tarafindan hazirlanmi, raporun ba editörlüünü James Parks ve Sally Zeijlon yapmitir. Politika notlari, Hormoz Aghdaey, Gökhan Akinci, smail Arslan, Dilek Barlas, Betty Hanan, Tunya Celasin, John Innes, Ira Lieberman, Ranjit Lamech, Gareth Locksley, Mark Lundell, Anil Markandya, Maureen McLaughlin, James Parks, Mirtha Pokorny, Christopher Pusch, Lalit Raina ve Sudipto Sarkar tarafindan yazilmitir. Mediha Aar, Marie-Renee Bakker, Enis Bari, Jeanine Braithwaite, Marjory-Anne Bromhead, Mukesh Chawla, Peter Dewees, Annette De Kleine, Nedret Durutan, Guiseppe Fantozzi, David Fretwell, Vinod Goel, Robin Horn, Zeynep Kudatgobilik, James Moose, Kamer Özdemir, Arzu Öztürk, Elliot Riordan, Ferda ahmali, Joop Stoutjesdijk, Mathew Verghis ve Anders Zeijlon da rapora önemli katkilarda bulunmutur. Raporun Türkçe çevrisi, Mediha Aar, brahim Akçayolu, smail Arslan, Furuzan Bilir, Tunya Celasin, Nedret Durutan, Alptekin Orhon, Kamer Özdemir, Gürhan Özdora, Ferda ahmali, brahim Sirer tarafindan kontrol edilmitir. Bu rapor Pinar Baydar tarafindan yayina hazirlanmitir. ÇNDEKLER GENEL BAKI .................................................................................................................................................................1 1. SÜRDÜRÜLEBLR BÜYÜME ÇN MAKRO EKONOMK POLTKALAR....................................................................10 2. ETKN DEVLET ÇN KAMU SEKTÖRÜ REFORMU .................................................................................................15 3. ETKN YÖNETM ÇN SAYDAMLIIN ARTTIRILMASI VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE...........................................20 4. MAL SÜRDÜRÜLEBLRLK, KURUMSAL REFORM VE ETKN HEDEFLEME YOLUYLA SOSYAL KORUMAYI ARTTIRMA...........................................................................................................................................................24 5. TÜRKYE'NN GELECENE YATIRIM ÇN ETM VE ÖRETM..........................................................................29 6. SALIK HZMETLERNDE ERM VE ETKNL ARTTIRMAK ÇN REFORM.........................................................33 7. MAL SEKTÖRÜN GELMES VE BÜYÜMES LE LGL HUSUSLAR......................................................................37 8. KRZDEN ÇIKI ÇN GRM SEKTÖRÜNÜ DESTEKLEME ....................................................................................42 9. KOB GELM VE TEKNOLOJ...........................................................................................................................47 10. REFORMUN GÜVENLRLN GÜÇLENDRMEK VE ÖZEL SEKTÖRÜN GELMN DESTEKLEMEK ÇN ÖZELLETRMENN HIZLANDIRILMASI.................................................................................................................50 11. REKABET VE BÜYÜMEY ARTTIRMAK ÇN YABANCI SERMAYENN TEVK EDLMES......................................54 12. REKABETE DAYALI ÖZEL ENERJ PYASALARINA GEÇN YÖNETM.................................................................57 13. BLG TOPLUMU ÇN TELEKOMÜNKASYON REFORMU .......................................................................................62 14. DENGEL BÜYÜME ÇN ETKN ULAIM SEKTÖRÜ ...............................................................................................67 15. BÜYÜMEYE VE ETLE YÖNELK KIRSAL REFORMLAR VE YATIRIMLAR ..........................................................71 16. SÜRDÜRÜLEBLR BÜYÜME VE KÜRESEL ÇEVRE AMAÇLARINA KATKIDA BULUNMA YOLUNDA ÇEVRE YÖNETMNN YLETRLMES ...........................................................................................................................76 17. AFETLERE KARI HAZIRLIK VE ETKLERNN AZALTILMASI ÇALIMALARIYLA TÜRKYE'Y KORUMA...............79 18. TÜRKYE'NN ARTAN KENT NÜFUSUNA YÖNELK BELEDYE HZMETLERNN YLETRLMES.........................82 19. YASAL VE ADL REFORM.....................................................................................................................................86 20. SVL TOPLUM .....................................................................................................................................................91 GENEL BAKI Türkiye yüksek potansiyele sahip bir ülkedir. 58. Hükümete yaptiimiz öneriler, temelde yaratici enerjisini tam anlamiyla kullanarak, refah düzeyi daha yüksek, sosyal adaletin ve istikrarin hakim olduu bir ülke vizyonu oluturmayi hedeflemektedir. Türk toplumu, youn olarak tarima dayali bir toplumun modernlemeye baladii 1960'lardan bu yana çok yol almitir. Türkiye 1980'lerde dünya ekonomisine açilmi ve dinamik bir özel sektörün yer aldii rekabete dayali sanayi ekonomisine dönüüm süreci balatmitir. Ortalama ailenin yaam standartlarinda ve ebeveynler ile çocuklarinin ekil 1: Büyüme ve Enflasyon Oranlari beklentilerinde çok büyük iyilemeler gözlenmitir. Ancak bu kazanimlar 1990'li yillarda Büyüme Enflasyon 6 80 pekitirilmemi ve ardarda gelen 70 5 güçlü olmayan koalisyon 60 hükümetleri bu iyiletirmeleri 4 50 kalici hale getirecek kurumsal (%) 3 (%) 40 yapilari oluturmayi 2 30 baaramamitir. 1990'li yillarda 20 1 Türkiye ekonomisindeki büyüme 10 - - yavalami, enflasyon artmitir 1980-90 1990-99 1980-90 1990-99 (ekil 1). Ayni dönemde ekonomik döngülerde büyük ini-çikilar olmu ve beraberinde ortalama yillik büyüme orani Türkiye potansiyelinin oldukça altina inmi, enflasyon yükselmi, borçlar artmi ve ekonomik istikrarsizlik belirmitir. Rüvet yayilmi ve gelir artii yavalayip, temel hizmetlerde gözle görülür iyileme olmayinca, sosyal huzursuzluk artmitir. Türkiye gerçek potansiyelini ortaya çikaralabilirse, önümüzdeki on yil 1990'li yillardan çok daha verimli olabilir. Gelecek on yilin bu tür ini çikilarla biçimlenmesi gerekmez. Bunun yerine tutarli icraatlerin yer aldii, son on yilda yaanan ekonomik dalgalanmalarin ve istikrarsiz reform uygulamalarinin olmadii, düük enflasyonlu ve toplum kesimleri arasindaki gelir farkinin büyümedii bir dönem olabilir. Bu vizyon için önceliklerde ve devlet ile piyasa ve vatandalarin etkileim biçiminde önemli deiiklikler gerekmektedir. Bu da : lk ve ortaöretimde, Türkiye'nin dier orta gelirli ülkelerden bile çok geride olduu salik hizmetleri alaninda ve eitsizlii azaltmak için sosyal koruma sisteminin iyiletirilmesinde daha büyük çaba harcanmasini, : Mali disiplinin tevik edilmesi ve bürokrasinin azaltilmasiyla üretkenliin ve yatirimlarin (özellikle dorudan yabanci sermaye yatirimlarinin (FDI)) arttirilmasi ve böylece büyümenin hizlandirilmasini; TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GENEL BAKI : Avrupa'daki gelimi ülkeleri yakalamak için Türkiye'nin ihracata ve rekabete odaklanmasini gerektirmektedir. : Devlet ile piyasa arasindaki ilikinin menfaat gözeten iliki olmaktan çikarilarak, yatirimin ve rekabetin tevik edildii bir ortam yaratma ilikisine dönütürülmesi gereklidir. Sürdürülebilir büyümenin itici gücü kamu sektöründeki harcamalar deil, özel sektördeki üretkenlik olmalidir. : Yukaridan aai devlet güdümlü geliim yaklaiminin yerini, aaidan yukari yetkilendirme stratejisi alarak, herkesi kapsayan ve sosyal adaletin salandii bir sistemle üretkenlik artirilmali; ve : Devlet, yasal yapinin belirlenmesinde, aktif sivil toplum örgütlerinin de katilimiyla, merkezi bir rol üstlenmelidir. Devletin farkli bir rol üstlenmesi, piyasaya ve sivil topluma daha fazla bali kalmasi, devletin rolünün azalmasi anlamina gelmez. Bu vizyonun gerçekletirilmesi, özellikle hükümetin göreve baladii ilk dönemlerde alinacak acil önlemlerle yapilabilir. Acil önlemlerden bazilari, ki bunlar arasinda mali denge, bankacilik reformlarinin tamamlanmasi, özelletirmenin hizlandirilmasi sayilabilir, kisa vadeli kredibiliteyi korumak için gereklidir. Kamu harcamalari, vergilendirme, salik, yerel yönetimler, ortaöretim gibi konulara ilikin reform önlemleri, yapisal özellikte olup daha çok orta vadelidir ancak bu alanlardaki sinyallerin piyasaya verilmesi açisindan süreci balatacak ilk giriimler yapilmalidir. Burada sunulan politika notlarinin odak noktasi refah düzeyi daha yüksek, daha adil ve istikrarli bir Türkiye vizyonunun baarilmasi ve devam ettirilmesi için çok önemli olan yapisal ve uzun vadeli reformlar ve programlardir. Burada ayrica kredibiliteyi salamak ve momentumu korumak için ilk olarak alinmasi gereken önlemler de belirtilmektedir. Elbette ihtiyaçlar çok ve kaynaklar kittir. Yeni hükümetin uygulayacai politikalara ve yapacai yatirimlara ilikin önceliklerini dikkatle belirlemesi ve bunlari kendi mali politika hedefleri ile tutarli olan uygun bir orta vadeli bütçe çerçevesine oturtmasi gerekecektir. : Daha Refah Bir Türkiye'de büyüme hizlanacak ve vatandalar için üretken i imkanlari ortaya çikacaktir. Türkiye makroekonomisini dengeleyip, kamu borçlarini azalttikça, faiz oranlarini ve enflasyonu düürdükçe ve enerji ve tarim dahil, yurtiçi piyasayi daha liberal hale getirip bürokrasiyi azalttikça, yerli ve yabanci yatirimlar hizla artacaktir. Önemli orandaki devlet desteine ramen, son on yilda ekil 2: Türkiye'deki Adaletsizlik ve DierÜlkelerle azalan tarimsal üretkenlik, Karilatirilmasi arazi mülkiyeti ve tarla 0.7 gelitirme, yararsiz mahsul ve girdi yardimlari yerine temel isi 0.6 çiftçi hizmetlerinin temin 0.5 edilmesi ve dorudan gelir 0.4 destei ile güvenlik ainin aysayKrile 0.3 salanmasi sonucu artacaktir. Gini G 0.2 hracat ve turizm alanindaki 0.1 gelime de dia yönelik stratejide 0 önemli bir rol oynayacaktir. Rusya Türkiye'nin, dünyada meydana G.Afrika Brezilya Meksika Bulgaristan Endonezya gelen hizli teknolojik Daha az adil Daha çok adil deiimin gerisinde kalmamasi için özel sektör-kamu sektörü ibirliini çevreleyen bilgi ve teknoloji üzerinde özel olarak durulacaktir. 2 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GENEL BAKI : Türkiye'nin sosyal bakimdan daha adil olmasi ve herkesi kucaklamasi sonucu tüm vatandalar için eitim, salik ve sosyal güvenlik hizmetleri iyileecek ve firsatlarin daha eit dailimi salanacaktir. Zenginin gelirinin yoksulunkinden 7 kat fazla olduu Türkiye'de büyük eitsizlikler vardir. Türkiye'deki gelir dailimi eitsizlii orani Latin Amerika'dan düüktür ancak bu bölgedeki birkaç ülkeden ve dier orta gelirli büyük ülkelerden daha fazladir (ekil 2). Türkiye'deki mutlak yoksul sayisi çok fazla deildir (günde 1 ABD dolarinin altinda kazanan nüfus sadece %2'dir) ancak nüfusun önemli bir bölümü (%15'ten fazla) yetersiz beslenmektedir veya ekonomik açidan riskli grup olarak görülmektedir. Bu sorunlar öyle ele alinabilir: Daha iyi hedeflenmi sosyal yardimlarla, yayginlatirilmi eitim ve temel salik hizmetleriyle, azaltilan rüvet ve daha etkin hale getirilen hukuk ve adalet sistemleriyle daha adil ve kapsayici bir toplum oluturulabilir; Kamu hizmetlerinin ve kamu istihdaminin sunumunda ve daitiminda effaflik salanarak bu konudaki hedeflere menfaat gruplarindan ziyade, vatandalarin çikarlarini gözetmeye yönelik bir altyapi ile ulatirilabilir. Ulaim, bankacilik, enerji ve telekomünikasyon gibi, özelletirme ve eriimin menfaat gruplarinca istismar edilebilecei sektörlerde, güçlü ve baimsiz düzenleyici kurumlar oluturularak bu sorunlar ortadan kaldirilabilir ve Tarimsal üretkenlik arttirilarak ve Türkiye nüfusunun %35'inin yaadii kirsal kesim için daha kapsamli bir kirsal kalkinma stratejisi uygulanarak eitlik salanabilir. : Türkiye'nin bugünkü kalkinmasina ait faturanin gelecek nesillere kesilmemesi için Daha stikrarli bir Türkiye gerekmektedir. Türkiye'nin gelecek nesilleri hem gelimeyi sürdürebilmeli hem de bozulmami bir kültürel ve doal mirastan yararlanabilmelidir. Etkin arazi yönetimi ve rehabilitasyonu, Türkiye'nin esiz ve deerli kiyi eridine gösterilen özen ve su kaynaklarinin yönetimi gibi konulara çok daha fazla önem verilmelidir. Salik sorunlarinin azaltilabilmesi için, gaz ebekeleri geniletilerek ve ulaim kirlilii azaltilarak havanin temizlenmesi gerekmektedir. Türkiye'deki zengin biyoçeitlilik korunmalidir. Çevreyle ilgili endielerin yok edilmesinde sivil toplum daha etkili ekilde kullanilmali ve karar verme yapisi da ademi merkeziyetçi hale getirilmelidir. Bu vizyon Avrupa Birlii'ne (AB) girme amaci ile uyumludur ve bu süreçle daha da güçlendirilmelidir. Türkiye'nin AB'ye girmeye çalitii u günlerde, Türkiye'yi Avrupa'ya iten vizyon ve Türkiye'nin karisindaki güçlükler, AB'ye girmeye çalian dier ülkelerinkine birçok bakimdan benzemektedir. Genel ekonomik kalkinma düzeyi bakimindan Türkiye, dier AB adaylarinin ortalamasina yakindir (Tablo 1) ve Yunanistan, Portekiz ve spanya'nin AB'ye girdii tarihteki seviyesinin de çok altinda deildir (Tablo 2). Bu ülkelerin AB'ye girmesi, ülkenin daha zengin, sosyal açidan daha adil, daha kapsayici ve istikrarlibir toplum olmasi yolunu nasil açmisa, ayni çaba Türkiye'nin vizyonunu baarma isteini de hizlandirmaya yardimci olacaktir. Dünya Bankasi, Türkiye'yi vizyonuna ulama yolunda desteklemek istemektedir. Türkiye'nin gelecee yönelik vizyonunun gerçekletirilmesi için bir kalkinma stratejisi hazirlanmalidir. Bu strateji be tema üzerinde ekillenebilir: : effaf ve etkin yönetim temeline oturan salam bir makroekonomi yaam standartlarinin herkesin anlayip izleyebilecei ekilde yükseltilmesi 3 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GENEL BAKI : nsani ve sosyal kalkinmada eitlik temel insan ihtiyaçlarinin karilanmasi, beeri sermayenin oluturulmasi, ekonomik açidan riskli konumdaki insanlarin hem sosyal güvenlik kapsamina hem de büyüme sürecine dahil edilmesi : Uygun i ortami ve global bilgiye eriim Yasal altyapisi iyi oturtulmu piyasalarin küresel ekonomiyle entegre, üretken yatirimlar ve sürdürülebilir istihdam için firsatlar dourmasi : Kapsamli çevre yönetimi ve afet önleme ulusal zenginliin gelecek nesillere uzanabilmesi için doal kaynaklarin korunmasi ve önlenebilir can ve mal kaybinin engellenmesi : Adaletin yayginlatirilmasi, kalkinmaya yönelik kararlarin ademi merkeziyetçi ve sivil toplum örgütlerini kapsayacak ekilde alinmasi tüm paydalari kapsayacak ekilde yerel düzeyde daha uygun seçimlerin yapilmasi Vizyon ile Kalkinma Temalari ve Sektör Politikalari Arasindaki liki Vizyon Kalkinma temalari Politika alanlari Gelir Eitlik ve Sürdürülebilirlik Sosyal Adalet I. Salam makroekonomi ve 1. Makro Politikalar etkin yönetim 2. Etkin Yönetim 3. Rüvet II. Eit insani ve sosyal 4. Sosyal Güvenlik kalkinma 5. Eitim 6. Salik III. Çekici i ortami ve bilgi 7. Bankacilik ve Finans 8. Reel Sektör 9. KOB'lerde Kalkinma 10. Özelletirme 11. Dorudan Yabanci Sermaye Yatirimlari (FDI) 12. Enerji 13. Telekomünikasyon 14. Ulaim 15. Tarimsal/Kirsal Kalkinma IV. Güçlü Çevre Yönetimi ve 16. Çevre Afet Önleme 17. Afet Yönetimi V. Adaletin yayginlamasi, 18. Belediye Hizmetleri merkezden dailma ve katilim 19. Yasal Reform 20. Sivil Toplum Birincil etki kincil etki Burada sunulan politika notlari Türkiye'nin kalkinma stratejisi ve bu stratejinin uygulanmasi için Dünya Bankasi'nin verebilecei olasi destek hakkinda yeni hükümet ile Dünya Bankasi arasindaki ilk görümelere zemin oluturma amacini taimaktir. Politika notlari bu stratejik temalarda sonuç almak için hükümetin harekete geçmesi gereken belli sektörlerde son dönemde yapilmi çalimalari yansitmaktadir. Burada, mevcut projeler kapsaminda yapilmi politika taahhütleri ile analitik çalimalar ve gelecekteki muhtemel projeler için yapilmi hazirlik çalimalarinin ortaya koyduu politika seçenekleri ve önerileri birletirilmektedir. Her bölümdeki önemli hususlar aaida özetlenmitir: 4 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GENEL BAKI 1. Makroekonomik istikrarin sürdürülebilir ve adil büyüme için bir ön art olduunu Türkiye artik örenmitir. stikrar programini uygulamada bugüne kadar salanan baarilarla enflasyon %35 araliina gerilemi ve ekonomi tekrar büyümeye balamitir. Ancak borç yükü hala yüksektir ve reform uygulamalarindan vazgeçilmesi halinde, programin baari ansi riske atilmi olur. Kamu borç yükünün giderek azaltildii bir ortamda hem enflasyonu düürmek hem de dengeli büyümeyi salamak için siki bir mali yönetim arttir. 2. Mali istikrarsizlik durumunda makroekonomik dengenin kalici olabilmesi ve kamu hizmetlerinin daha iyi sunulabilmesi için daha etkili bir hükümet arttir. Üç ayai olan kapsamli bir kamu sektörü reform programi balatilmitir: mali uyumu destekleyecek yapisal mali reformlar, kamu harcamalari yönetimini modernletirecek yapisal ve kurumsal reformlar ile kamu yönetimini iyiletirecek kurumsal reformlar. Ancak mali yönetim sorumluluunun kurumsal olarak parçalanmi olmasi ve güçlü bir politik iradenin olmamasi nedeniyle uygulamada gecikmeler olmutur. Kurumsal parçalanmanin azaltilmasi ve sosyal harcamalari korumaya alacak acil önlemlerin alinmasi, vergi reformunun yapilmasi ve kamu istihdaminin rasyonelletirilmesi, harcama yönetiminin iyiletirilmesi, rüvetle mücadele edilmesi ve kamu kesimi hizmet reformunun balatilmasi amaciyla program için daha fazla siyasi destek salandiinda daha etkileyici sonuçlar elde edilecektir. 3. Piyasalara yardimci olmak ve vatandalarin yaam standartlarini iyiletirmek için, hükümetin verimli hizmetler sunmasini ve piyasa kurallarini düzenleyici sistem kurmasini salamada rüvetle mücadele hayati önem taimaktadir. Eski menfaat yaklaiminin yerini effafliin ve güvenilirliin aldii yeni Türkiye vizyonu katilimci bir toplumun anahtaridir. 4. Türkiye'de, günde 1 ABD dolari olarak tanimlanan airi yoksulluk orani çok düük olmakla beraber, kentlerdeki açlik ve ekonomik risk taiyan gruplar sayisal olarak önemli düzeyde olup son dönemde arti göstermitir. Türkiye'nin güçlü bir sosyal koruma (social protection) sistemine ihtiyaç vardir. Mevcut sistem yüksek maliyetli olup, en yoksul kesime yeterince hitap edememektedir. 5. Türkiye 1997 yilinda balatilan temel eitim programinda benzeri görülmemi aamalar kaydetmitir. imdi hem eitime ayrilan gayri safi yurtiçi hasila payini yava yava arttirmak hem de eitimdeki bütün iyiletirmelerin ayni anda yapilamayacaini kabul etmek gibi iki güçlükle kari kariyadir. Bilgileri ve becerileri, eitimin ilk yillardan balayarak yüksek öretime kadar iyiletirme arzusu dorudur ancak bunun gerçekletirilebilmesi için siki bir kaynak yönetimine ihtiyaç vardir. 6. Türkiye salik göstergeleri bakimindan orta gelirli ülkelerin pek çoundan çok geri durumdadir. Nüfusun salik durumunun iyiletirilebilmesi için salik hizmetlerinin finansmaninda, organizasyonunda ve yönetiminde temel ve sistemli deiikliklerin yapilmasi gerekmektedir. Böyle bir deiikliin kararlatirilmasi, kabul edilmesi ve etkin ekilde uygulanmasini salamakta en önemli faktör, kapsamli bir ulusal uzlama ve görü birlii olacaktir. 7. Ekonomiyi canlandirmak ve rekabeti artirmak için mali sektöre sürekli olarak dikkat çekilmelidir. Mali hizmet piyasalari, si ve dar olmalari nedeniyle oklara duyarli hale gelmi, bunun sonucunda tekrarlayan krizler görülmü, verimlilik azalmi ve özel sektördeki büyüme kisitlanmitir. Mevcut reform gündemi tamamlandiinda dünya standartlarinda bir bankacilik sektörü ortaya çikacaktir. Banka dii mali araciliin iyi düzenlenmesi özel sektördeki büyümeye katkida bulunacaktir. 8. Reel sektör 2001 krizinden kötü etkilenmitir ve imdi büyüme belirtileri göstermekle beraber, rekabet edebilme kapasitesine sahip bir ekilde tamamen kendine gelebilmesi için seçici bir desteklemeye ihtiyaç duymaktadir. Bankalarin ve dier kredi kurumlarinin birleerek, sikintidaki 5 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GENEL BAKI firmalara borçlarini yeniden düzenleme ve ilerini yeni rekabet kurallarina göre yeniden yapilandirma konusunda yardim etmesini içeren stanbul Yaklaimi (Y) gönüllü bir çözüm planidir. 9. Küçük ve orta boy iletmeler (KOB'ler) üretken istihdam firsatlarinin yaratilmasinda önderlik etmelidir. Türkiye'deki KOB'lerin rekabet edebilmek için bilgiye ve teknolojiye ulama ve piyasa koullarinda kredi alma gibi adil firsatlara ihtiyaci vardir. 10. Özelletirmenin hizlandirilmasi, reform programinin kredibilitesinin güçlendirilmesi ve özel sektördeki gelimenin desteklenmesi bakimindan önemlidir. Özelletirme uygulamalari beklentilerin altinda olmutur ve Türkiye'nin özel sektör liderliindeki kalkinma modeline geçme hedefine ulaabilmesi için daha kararli bir siyasi irade gereklidir. Planli bir özelletirme programi ve KOB'lerin geliimini destekleyen kapsamli bir strateji, özel sektörün kalkinmasindaki tamamlayici faktörlerdir. Özelletirme/yeniden yapilanma/tasfiye edilme süreci içinde küçülme de gerekiyorsa hareketli bir KOB sektörü etkili bir güvenlik ainin parçasi olabilir. Bunun tersine, finansal açidan sorumlu devlet kurumlarinin ve bankalarin uradii zararlar KOB'lerin geliimini engelleyen makro krizlere ve yüksek faiz oranlarina yol açabilir. 11. Dorudan yabanci sermaye yatirimlarinin (FDI) ülkeye çekilmesi de Türkiye'nin krizden kurtulmasinda ve özel sektörün gelimesinde önemli rol oynayacaktir. Türkiye bir FDI stratejisi gelitirmeye balamitir ancak henüz potansiyel engellerin tamami ele alinmamitir. imdi önemli olan, bir taraftan bugüne dek belirlenen önlemleri uygulamaya devam ederken, dier taraftan yaklaimi geniletip yatirim ortamindaki daha ciddi sorunlari ele almaktir. FDI'nin artmasiyla Türkiye, dier orta gelirli ülkelere giren yabanci yatirimlarin paralelinde, daha az borç ve daha çok dorudan yatirim yaparak di finansmanini dengeleyecektir. 12. Türkiye'deki mevcut enerji fiyatlari OECD ortalamalarinin çok üzerindedir ve bu da ekonominin tümüne maliyet yüklemektedir. Devlet tekellerine ve garantili al-veya-öde sözlemelerine dayanan merkezilemi kalkinma modeliyle uygun fiyata enerji temin edilememektedir. Elektrik ve gaz sektörlerinin, rekabete dayali özel enerji piyasalarina dönümesiyle, özel sermayeyi çekmek için hükümetin karilatii maliyetler ve riskler azalacaktir. 13. Telekomünikasyon Türkiye'de teknolojik deiimi ve ekonomik büyümeyi salayan itici güç olabilir. Politika belirleyiciler, AB devletlerindeki ortalama telekomünikasyon geliim düzeyini hedeflemelidirler. Türk Telekom'un uygun bir ekilde yeniden yapilanmasi ve özelletirilmesinin yani sira dier düzenleyici iyiletirmeler de bu amaca hizmet edecektir. 14. Türkiye'deki ulaim sektörünün verimliliinin arttirilirmasi, ekonomik büyüme, çevresel sürdürülebilirlik ve yoksulluun azaltilmasina katkida bulunacaktir. Ulaim sektöründe, kullanicilarin ihtiyaçlarini ve uygun maliyetli olmayi ön planda tutan bir yaklaim benimsenmelidir. Bu da lojistik maliyetini düürerek Türkiye'nin rekabet gücünü artirabilir. Ayrica bu sayede kirsal ve kentsel nüfusun temel hizmetlere, piyasalara ve i olanaklarina ulama imkani artar ve trafik kazalarinin yüksek olan insani ve ekonomik maliyeti dümü olur. Bu çalimalar için özel yatirimlarin ve yönetim know-how'inin seferber edilmesiyle sektörün bugünkü air açiklari azaltilabilir. 15. Son yillarda tarim ve dier kirsal ekonomik faaliyetler büyümeye, kirsal istihdama ve kirsal refaha tam anlamiyla katkida bulunabilecek ekilde kullanilamamaktadir. Piyasa dengelerini bozan yüksek maliyetli tarimsal destekleme politikalari sonucunda katma deerdeki büyüme oranlari dümeye balamitir. Tarimda u anda devam eden kapsamli reform mali sübvansiyonlari azaltmi ancak çiftçilerin %75'ine dorudan gelir destei ödenmesini salamitir. Hükümetin kirsal kalkinmayi salamada karilatii önemli stratejik güçlüklerden biri de piyasanin gelimesine verilen destei 6 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GENEL BAKI arttirmak ve sulama, ormancilik ve köy kooperatifleri alanlarindaki yatirim ve hizmetlerin yönetimini güçlendirirken dier insiyatifleri özel sektöre birakmaktir. 16. Türkiye'de önemli oranda biyoçeitlilik ve geni bir doal kaynak zemini vardir. Daha iyi bir yönetimle Türkiye'nin sürdürülebilir kalkinmasinda ve global çevre hedeflerine ulamada bu zenginliklerden daha iyi yararlanilabilir. 17. Türkiye, depremler ve seller bata olmak üzere, doal afetlere açik bir ülkedir. Alinacak tedbirler ve yapilacak hazirliklarla, yüksek olan ekonomik ve sosyal maliyet riski önemli oranda azaltilabilir. Son üç yilda, Türkiye'de afet sigortasi, acil durum yönetimine yönelik bir kurumsal çerçeve ile planli arazi kullanimi ve travma tedavisinde iyilemeler olmutur. Ancak ulusal acil durum yönetim kurumu tam anlamiyla etkin hale getirilmezse, Austos 1999 tarihinde karilailan sorunlar gelecekteki afetlerde de tekrarlanabilir. 18. Belediyelere daha fazla yetki verilerek, ademi merkeziyetçi yapilanmanin salanmasi, hizmetlerin iyiletirilmesi için gereklidir. Belediyeler, iletimsel ve mali yönetim konularinda zorluklarla karilamakta ve bu da onlarin kaliteli su temini, atik su yönetimi, ehir ulaimi, yol bakimi ve kati atik yönetimi gibi konularda sürekli hizmet vermesini sinirlamaktadir. Yatirim ihtiyaci fazladir ancak özel sektörün oynadii rol yetersizdir. Mali yetersizlikler, mali disiplinin ve yerel sorumluluun gelecekte art olduu anlamina gelmektedir. 19. Adli idarede reform yapilirsa adalette gecikme nedeniyle aksama olmaz. Türkiye'nin ekonomik yasal altyapisinda modernletirmenin tamamlanmasi, adalet sisteminin düzene sokulmasi, mahkemelerdeki dava birikiminin azaltilmasi ve sistemin yayginlatirilmasi için yasal ve adli reformlar gerekmektedir. Türkiye'deki vatandalar ve firmalar, birçok ankette en önemli endieleri arasinda yasal sistemle ilgili sorunlardan da söz etmitir. 20. Kalkinma ile ilgili kararlara sivil toplum da dahil edilirse, programlar daha etkili uygulanir ve anlamli sonuçlar elde edilir. Sivil toplum örgütlerinin gelimesi için, hükümetin daha katilimci davranmasi ve Türkiye'deki sivil toplum örgütlerinin kurulmasina, çalimasina ve finansmanina yönelik yasal çerçevenin iyiletirilmesi gerekmektedir. Bu vizyonun gerçekletirilmesinde katilim, effaflik ve sonuçlari ölçme kültürü önemlidir. effaflik ve katilima gösterilecek daha fazla önem, tutarli ve her an eriilebilir bilgi ile desteklenmelidir. Her tür kalkinma stratejisinde, sonuçlarin ölçülmesi ve izlenmesi sonucu sürekli iyiletirmeye yönelik bir geri bildirim halkasi oluur ve kamuoyunun politikalari ve yatirim programlarini anlamasi ve bunlara bali kalmasi salanir. Türkiye'de özgür basin effafliinin arttirilmasina yardimci olmaktadir ama verilere ve bilgilere kolay ulailamamasi ve halka duyuru yapilmamasi gibi sorunlar henüz çözülmemitir. Milenyum Kalkinma Hedefleri (MKH) giderek globalleen bir dünyada Türkiye vizyonunun baarilmasi yönünde kaydedilen ilerlemeyi ölçmeye yarayan uluslararasi bir çerçevedir. MKH, BM Genel Kurulu tarafindan 2000 yilinda oy birliiyle kabul edilen Milenyum Bildirgesinde belirtilen hedeflerin baarilmasina yönelik, ölçülebilir/izlenebilir hedeflerden oluan bir yol haritasidir. MKH, yoksulluun azaltilmasindan salik sistemindeki iyiletirmelere ve eitimden çevresel sürdürülebilirliin salanmasina kadar uzanan temel sosyal kalkinma hedeflerini kapsar. Buna göre, MKH'lar burada belirtilen Türkiye vizyonuyla paralellik arzetmektedir. BM ile ibirlii içinde, Dünya Bankasi MKH'lar konusunda kaydedilen ilerlemenin izlenmesine yönelik bir mekanizma kurulmasinda ülkelere yardimci olmaktadir. Türkiye için özellikle önemli olanlar, ülkenin benzer ülkelere oranla çok geride olduu salik 7 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GENEL BAKI alanindaki MKH'dir. Salik alanindaki MKH'lar salikla ilgili politika notunda detayliolarak sunulmutur. Banka bu notlarda yer alan herhangi bir konuda daha detayli bilgi sunmaktan ve hükümetle birlikte çalimaktan memnunluk duyacaktir. 8 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GENEL BAKI Tablo 1: Türkiye'nin AB Kapisindaki Dier Ülkelerle Karitirilmasi - 2000 GÖSTERGELER-2000 Türkiye Bulgaristan Kibris Çek Cum. Estonya Macaristan Latvia Litvanya Malta Polonya Romanya Slovak Cum. Slovenya Nüfus (bin) 65,293 8,167 757 10,273 1,369 10,022 2,373 3,695 390 38,650 22,435 5,401.8 1,988 Kirsal nüfus (toplam nüfusun %) 35 30.4 43.2 25.3 31,4 36 31 31.6 9.5 34.4 43.7 42.6 49.6 Gayri Safi Milli Hasila (milyar ABD Dolari) 202.1 12.4 9 53.9 4.9 47.2 6.9 10.8 3.6 161.8 37.4 20 20 Kii baina Gayri Safi Milli Hasila- 2000 (ABD 3,100 1.520 12,370 5,250 3,580 4,710 2.920 2,930 9,120 4,190 1,670 3,700 10,050 Dolari) Brüt Sermaye oluumu (GSYH %) 23.8 16.6 .. 29.7 25.8 30.6 27.1 20.7 27.9 26.5 19.4 30.1 27.8 Yaam beklentisi (yil) 70 72 78 75 71 71 70 73 78 73 70 73 75 Dourganlik orani (kadin baina doum) 2.4 1.3 1.9 1.2 1.2 1.3 1.2 1.3 1.8 1.4 1.3 1.3 1.2 Bebek ölüm orani (1000 canli doumda) 34.5 13.3 6.1 4.1 8.4 9,2 9.9 8.6 6.1 8.6 18.7 8.3 4.6 Okuma yazma bilmeyen yetikin orani (15 ve 14.9 1.6 2.9 .. .. 0.7 0.2 0.4 8 0.3 1.9 .. 0.4 üzeri ya %) Telefon hatti (1000 kiide) 280 350 647 378 363 372 303 321 522 282 175 314 386 Elektrik enerjisi tüketimi (kii bai kwh) 1999 1,396 2,899 3,671 4,682 3,435 2,874 1,851 1,769 3,763 2,388 1,511 4,216 5,218 Internet hizmet salayicilar (10000 kii için) 17 19 100 134 261 129 66 39 34 67 13 59 .. Yapilmi yollar (%) 1995-2000 34 94 57.7 100 7.1 43.4 38.4 91.3 87.5 68.3 49.5 86.7 99.9 Kaynak: Dünya Kalkinma Göstergeleri veri tabani Tablo 2: Türkiye ile Avrupa Birlii'ne Girdikleri Zamanda Yunanistan, Portekiz ve spanya'nin Karilatirilmasi 2000 1981 1986 GÖSTERGELER Türkiye Yunanistan Portekiz spanya Nüfus (bin) 65.293 9,729 10,008 38,519 Kirsal nüfus (toplam nüfusun %) 35 42.2 60.9 25.6 Kii baina Gayri Safi Milli Hasila- (ABD Dolari) 3,100 5,500 2,750 5,250 Kii baina AB'ndeki GSMH ortalamasinin % %13 %47 %127 %52 Brüt Sermaye oluumu (GSYH %) 23.8 21.1 22.7 21.1 Yaam beklentisi (yil) 70 74.4a 73.4b 75.9h Dourganlik orani (kadin baina doum) 2.4 2.1 1,6 1.6 Bebek ölüm orani (1000 canli doumda) 34.5 16.3 15.9 8.7 Okuma yazma bilmeyen yetikin orani (15 ve üzeri ya %) 14.9 8.5 15.1 4.5 Telefon hatti (1000 kiide) 280 246.7 155.9 253 Elektrik enerjisi tüketimi (kii bai kwh) 1999 1,396 2,047 1,854 2,727 Kaynak: Dünya kalkinma göstergeleri veri tabani (a: 1980 yilina ait veriler mevcuttur. b: 1985 yilina ait veriler mevcuttur) 9 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI MAKROEKONOM 1. SÜRDÜRÜLEBLR BÜYÜME ÇN MAKRO EKONOMK POLTKALAR Makroekonomik istikrar sürdürülebilir büyümenin ön artidir. Son yirmi yilda salanan önemli baarilara ekil 1: Büyüme ve Enflasyon Oranlari ramen, süregelen mali dengesizlikler, kronik yüksek enflasyon ve konjonktürdeki keskin dalgalanmalar nedeniyle, Türk Büyüme Enflasyon 6 80 ekonomisi sürekli olarak kaygan ve 70 5 istikrarsiz bir konumda olmutur. 60 4 Ekonomiyi dengelemek amaciyla daha 50 3 40 önce gösterilen çabalar yetersiz kalmi ve 2 30 yüksek büyüme oranlari uzun vadede hiçbir 20 1 zaman korunamamitir. 1990'li yillarda 10 - - enflasyon ortalama olarak 1980'lere göre 1980-90 1990-99 1980-90 1990-99 daha yüksek ve büyüme yine ortalama olarak daha düük kalmitir. Kronik istikrarsizlik ... ekil 2: M akroekonomik stikrarsizlik 12 Türkiye airi derecede makroekonomik ur 10 istikrarsizlia maruz kalmitir. Gelimekte KuzivöD Türkiye ) olan ülkelerin çou ya büyüme ya da reel 8 AB Reel si %( M alezya döviz kuru bakimindan büyük 6 dalgalanmalara maruz kalmitir ancak :isiyastaK mei De 4 K ore Türkiye'de her iki alanda da istikrarsizlik M eksika Tayland 2 gözlenmitir. Büyümedeki istikrarsizlik imi De ili 0 Arjantin 1980'li yillarla 1990'li yillar arasinda, gayri 0.5 0.75 1 1.25 1.5 safi yurt içi hasila artiindaki standart Deiim K atsayisi: GSYH (% Deiim) sapmanin %2.7'den %5.5'e çikmasiyla K aynak: D ünya Bankasi, JP M organ; dekenlerin büyüm e oranlarina uygulanan varyasyon katsayisina göre ölçülen geçicilik beraber iki kat artmitir. nili-çikili döngü sonraki on yilda da devam etmitir. ekil 3: Kii BainaGelir Atlas Methodu (ABD Dolari) 18,000 2000 yilinda %6 büyüme, 2001 yilinda ise 16,000 %9'un üzerinde rekor bir daralma 14,000 yaanmitir. 12,000 10,000 ...Türkiye'nin büyüme potansiyelini 8,000 6,000 tam olarak kullanmasini önlemitir. 4,000 2,000 stikrarsizlik yüzünden Türkiye'nin 0 büyüme performansi, önde gelen 1980 1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 gelimekte olan ülkelerin ve AB'nin Türkiye Arjantin ili Meksika Kore spanya gibi hizla büyüyen ülkelerinin spanya 10 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI MAKROEKONOM ardinda kalmitir. ekil 4: GSMH'daki Arti 10.0 Ekonomi 2001 krizinden çikmaya balamitir. 5.0 0.0 Ekonomi 2002 yilinin ilk yarisinda önemli oranda % -5.0 iyilemitir ve göstergeler büyümenin 3. çeyrekte de sürdüüne iaret etmektedir. ubat 2001 krizinin -10.0 ardindan gelen devalüasyona hemen tepki veren -15.0 ihracatta da olumlu gelimeler gözlenmektedir. Özel 9 9 9 9 0 0 0 0 1 1 1 1 2 tüketim iyilemeye balami ve özel yatirimlardaki Q1-199Q2-199Q3-199Q4-199Q1-200Q2-200Q3-200Q4-200Q1-200Q2-200Q3-200Q4-200Q1-200Q2-2002 düü hafiflemitir. Bir yilin çeyreinde önceki yilin çeyreine göre görülen deime. Enflasyon dümektedir. ekil 5: TÜFEEnflasyonu 80 Enflasyon 2001 yilindaki devalüasyondan sonra zirve 75 yapmi ancak 2002 yilinin ilk aylarindan bu yana 70 65 dümektedir. Ekim ayinda yillik TÜFE enflasyon 60 orani %33.4, TEFE ise %36.1 olarak gerçeklemitir. 55 % Enflasyon beklentileri artik %35'lik yil sonu hedefi ile 50 tamamen tutarlidir. 45 40 35 Dalgali döviz kuruna geçi, krizden kurtulmada 30 önemli rol oynamitir. Yillik Enflasyon Beklenen yil sonu enflasyonu hracat, ubat 2001 tarihinden sonra devalüasyona hemen tepki vermi ve Lira'nin çiktii maksimum ekil 6: Reel Döviz Kuru 1995=100 deerden gerilemesiyle beraber, 2002 yilinda bugüne 160 kadar gerçekleen reel döviz kurundaki deerlenme 150 enflasyondaki düüü kolaylatirmitir. Lira'nin 2002 140 yili ortalarinda politik belirsizlik yüzünden deer 130 kaybetmesinin, enflasyonu arttirmamasi da ayrica 120 sevindiricidir. 110 100 Canlanmanin devami piyasadaki güvene 90 duyarlidir. 80 99 99 00 00 01 01 02 02 OcakNisan 99Tem. 99Ekim OcakNisan 00Tem. 00Ekim Ocak Nisan 01Tem. 01Ekim Ocak Nisan 02Tem. 02Ekim Kamu borçlarinin döndürülmesi ve reel faiz oranlarinin düürülmesi açisindan piyasalardaki güven ortaminin salanmasi çok önemlidir. 2002 yili balarinda devlet ekil 7: halelerdeki Airlikli Ortalamaya Göre tahvili faiz oranlari siyasi belirsizlikle beraber Mayis Hesaplanan Reel Faizler * 120 ayinda tekrar artmitir. Reel faiz oranlarinin yüksek seviyelerde kalmasi canlanmayi yavalatmi ve kamu 100 12 aylik tarihsel enflasyonun borç yükünü arttirmitir. Faiz oranlarinin seçim 80 düürüldüü ihale orani sonrasinda dümesi umut verici olmakla beraber, bu 60 hareketin sürekli kilinmasi ve yatirimcilarin güveninin 40 artmasi için yeni hükümetin güvenilir politikalar 20 uygulamasi gereklidir. 0 10 10 10 20 20 20 -20 10ta ub nas 10. 20. mi Ni Haz u.A mi 10.a 20ta Ek Ar ub nas Ni Haz u.A Ek * Kasim 2002 tahmini, 18 Kasim'daki ihale oranlarina göre yapilamitir. 11 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI MAKROEKONOM Yeni hükümet faiz oranlarina yansiyan risk faktörünü düürmek için reformlari uygulamada hizli davranmak zorundadir. Hizli ekonomik kararlar güvenilirlik üzerinde olumlu etki yapabilir. Güvenilirlii Artiracak lk Tedbirler : Faiz dii bütçe fazlasi hedefini salamak borcun dengelenmesi bakimindan önemlidir ve piyasa tarafindan bir durum tahlili olarak görülmektedir. Seçimlere kadar geçen süre içinde bütçe hedefinden sapmalar olmutur. Faiz dii bütçe hedefinin salanmasi konusunda hükümetin planlarinin kamuya hemen duyurulmasi, piyasalar tarafindan çok olumlu karilanacaktir. : Özelletirme, programin zayif noktalardan biridir. 2003 yili için hazirlanan hizlandirilmi özelletirme programinin açiklanmasi (Petkim ve Tüpra ihalelerinin net olarak planlanmasi, Tekel ve eker fabrikalari için özelletirme planlarinin yapilmasi, elektrii özelletirme stratejisi ve TZDA gibi icraati olmayan irketlerin tasfiye edilmesi) hükümetin reform kararliliini ortaya koyacaktir. : Türkiye'nin di finansman ihtiyaçlarini ve kaynaklarini gerçekçi ekilde deerlendiren 2003 yili di finansman plani piyasalara güven verecektir. : Bankacilik reformu konusunda hükümetin düünceleri, yatirimcilar tarafindan dikkatle deerlendirilecektir. Piyasalar, BDDK'nin baimsizliinin devam edecei ve bankacilik reformu programinda beklemede olan hususlarda hizla harekete geçilecei ile ilgili olumlu sinyaller verilmesini beklemektedir. : Reel sektör kriz sirasinda biriken borç yükü altindadir ve ekonomiye duyulan güven henüz artmi deildir. stanbul Yaklaiminin uygulamasini hizlandirmaya yönelik atilimlar yapilmasi ve icra iflas yasasindaki reform çalimalari konusunda hizla harekete geçilmesi halinde, kredi darboazi ailabilir ve reel sektördeki iyileme hizlandirilabilir. Büyümenin sürekli olabilmesi için orta vadede güvenilir makroekonomik politikalarin devamli kilinmasi gerekir. Önceden alinacak kati tedbirlerin büyüme orani üzerinde uzun vadede olumlu etkileri olacaktir. Sürdürülebilir Büyüme için Temel Makro Politikalar: : Kalici Mali Uyum Tablo 1: Konsolide Kamu Sektöründe Mali Uyum, : Tek Haneli Enflasyon 1999-2001 (GSMH %) : Güçlü Di Piyasa Rekabeti 1999 2000 2001 Mali Uyum Kalici mali uyum makroekonomik Toplam harcamalar 40.5 41.0 48.7 istikrarin anahtaridir. Faiz diilar 18.5 19.1 21.7 3.2 Toplam kamu geliri 26.2 28.6 32.3 6.1 KKBG 14.3 12.4 16.4 Türkiye iç borcunu makul oranlara Yari mali harcamalar 10.4 7.2 4.8 -5.6 düürebilmek için orta vadede, büyük oranda Ayarlanmi KKBG 24.7 19.6 21.2 faiz dii fazla salamalidir. Türkiye Net Faiz Ödemeleri 22.0 21.9 27.0 enflasyonu düürme hedefine ulamak için Faiz dii denge -2.7 2.3 5.8 8.5 Reel faiz ödemeleri 11.7 9.2 10.9 siki mali politikalar uygulanmalidir. Operasyonel denge -14.4 -6.9 -5.1 Uluslararasi deneyimler, harcama Kaynak: Devlet Planlama Tekilati, Dünya Bankasi yönetiminde zayiflik, ancak domasi muhtemel yükümlülükler, kronik kamu kuruluu zararlari ve verimsiz destekleme programlari gibi, yapisal sorunlari düzeltmeye yönelik tedbirlere dayanan mali ayarlamalarin kalici olabileceini göstermitir. Mali uyumun uzun vadede kalici 12 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI MAKROEKONOM olmasi Türkiye için önemli bir konudur. 1999 yilindan bu yana yapilan ciddi ayarlamalarin temelinde, büyük oranda gelir artilari ve kredi sübvansiyonlari gibi yari mali giderlerde yapilan kesintiler yatmaktadir. Faiz dii giderler 1999 yilindan bu yana büyük ölçüde artmitir! Sosyal güvenlik sisteminde yapilan daha derin yapisal reformlar, kamu istihdaminin rasyonelletirilmesinde ilerleme kaydedilmesi, devlet garantileri için daha kati kurallarin konmasi, tarim kredisi reformu, devlet kurulularinin yeniden yapilandirilmasi/özelletirilmesi ve enerji reformu gibi tedbirler, faiz dii harcamalarin azaltilmasi için arttir. Mali Uyumu Kalici Kilacak Tedbirler: : Sosyal güvenlik sisteminde yapilacak dier yapisal reformlar arasinda unlar sayilabilir: Meclis'te bekleyen prim toplama ve harcama yönetimini iyiletirecek, salik giderlerini kisitlayacak, isizlik sigortasi fonunu destekleyecek ve 1999 yilinda yürürlüe giren ve emeklilik sisteminde parametrik reformlar yaparak, idari ve kurumsal reformlari destekleyecek yasalarin acil olarak geçirilmesi 1999 yilindaki emeklilik reformunun, devlet memurlarina yönelik sosyal güvenlik fonu olan Emekli Sandii'ni da içerecek ekilde geniletilmesi ve özellikle Emekli Sandii'nda yeniden ortaya çikan mali dengesizlikleri giderecek tedbirlerin alinmasi. : Kamu sektörü reform programinin uygulanmasiyla: vergi reformu stratejisinin sürdürülerek, vergi yapisinin ve idaresinin iyiletirilmesi kamu istihdaminin rasyonelletirilmesi Kamu Mali Yönetimi ve Mali Kontrol Yasa tasarisinin yürürlüe konarak bütçe yönetiminin iyiletirilmesi Yeni Kamu hale Yasasi'yla kamu ihale sisteminin iyiletirilmesi ve Kamu Borç Yönetimi Yasasi kapsaminda hükümet garantileri için yeni kati kurallar konmasi. : Kapsamli teminat yerine, AB normlarina uygun sinirli mevduat sigortasiyla bankacilik reformu programinin devam ettirilmesi : Verimsiz dolayli sübvansiyonlarin yerine, yoksul çiftçiler için dorudan gelir destei tarimsal destek reformlarinin tamamlanmasi : Seçilmi gruplari ve kamu sektöründe airi istihdami desteklemeye yönelik geleneksel mekanizmalar olan kamu bankalarinin ve KT'lerin özelletirilmesi : Pazarlari tanitacak ve enerji sektöründeki yari mali yükümlülüklerin artiini sinirlayacak reformlarin derinletirilmesi. Düük enflasyon uzun vadede büyümeyi destekler. Enflasyonsuz büyüme güvenilir politikalar ve göstergelerle baarilabilir. Türkiye orta vadede bir yandan enflasyonu düürürken dier yandan büyümeyi salayabilir. Önemli olan, istikrar programinin enflasyonu düürmedeki güvenilirliini salayarak ücret, fiyat ve faiz oranlarinda geçmie dönük endekslemeden kaçinmaktir. Enflasyonun Düürülmesini Destekleyecek Politikalar: : Güvenilir yapisal mali reformlarla desteklenen mali uyum : Dier OECD ülkelerinde ve piyasa ekonomilerinde görülen modellerle tutarli, özel sektör liderliinde bir kalkinma modelini benimseme konusunda Türkiye'nin ciddi olduunu gösteren ve özellikle mali sektör ile kamu sektörü üzerinde duran yapisal reformlar : AB'ye kabul edilme yolunda gösterilen kararli ilerleme : Merkez Bankasi'nin baimsizliiyla desteklenen siki para politikasi. 13 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI MAKROEKONOM Di rekabetin güçlü olmasi, ihracata dayali büyüme için itici güçtür. Türkiye, son 20 yilda, dia açiklik oranlarinda son ekil 8: Dia Açiklik derece dinamik gelimeler olmutur. 1980 yilindan bu yana, di ticaretin GSMH'dan aldii payda Entegrasyon Hizi GSYH hracat+thalat Açik (R ölçei) meydana gelen deime (yaklaik %53) Meksika 25 70 ve Kore'nin performansina yakindir. Türkiye, dia 20 60 açiklik düzeyi bakimindan Avrupa Birlii'ne 15 50 giderek yaklamaktadir. Türkiye'nin dia açiklik orani (2000 yilinda %66) %74'lük genel AB 10 40 oranina yakindir. Türkiye, Latin Amerika'nin 5 30 (%42) oldukça ilerisinde ancak Dou Asya'nin 0 20 (tüm bölge %95) çok gerisindedir. -5 10 1980 1981-90 1991-95 1996-2000 2000 Kaynak: Dünya Bankasi verileri. Açiklik: thalat arti ihracatin ve faktör dii servislerin GSYH'deki payi. Entegrasyon hizi: Ticari büyüme eksi GSYH artii. Di Pazardaki Rekabeti Artiracak Dier Tedbirler: : Yabanci paralar için aktif bir vadeli piyasanin oluturulmasi dahil dalgali döviz kuru rejiminin devam ettirilmesi : OECD içindeki en sinirlayici yasal altyapi olan, igücü piyasasina ilikin kanunlarin iyiletirilmesi ve sosyal güvenlik ainin daha etkin hale getirilmesi : Yapisal reformlar ile enerji fiyatlarinin rekabet edebilir düzeye getirilmesi : Yabanci sermayeyi çekecek ve rekabeti tevik edecek aktif politikalar : Eitim, öretim ve salik bata olmak üzere insan kaynaklarina daha fazla kamu yatirimi yapilmasi Dünya Bankasi, Türkiye'nin yoksulluu azaltma ve ekonomik büyümeyi tevik etmeye yönelik ekonomik programini, kapsamli bir ülke destek stratejisi (CAS) çerçevesinde salanan program ile proje kredileri ve teknik yardimlarla desteklemektedir. Dünya Bankasi'nin destei belirli artlara balanmitir ve bu sayede verilen destein anlamli etkilerinin olmasi garanti edilmeye çaliilmaktadir. Kapsamli ülke stratejisinde, yerine getirilmesi gereken artlar içinde IMF ile yapilan anlamanin devam etmesi de bulunmaktadir. 14 2. ETKN DEVLET ÇN KAMU SEKTÖRÜ REFORMU Etkin bir devlet, özellikle siki maliye politikalarinin uygulandii zamanlarda, makroekonomik dengenin kalici olabilmesi ve kamu hizmetlerinin daha iyi sunulabilmesinde çok büyük önem taimaktadir. 2001 krizini tetikleyen faktör bankacilik sisteminin taidii riskler olmakla beraber, bu krizin ve önceki krizlerin temelinde kamu finansmaninda effaf olmayan, ciddi boyutlarda ve sürdürülemeyen dengesizliklerle kendini gösteren daha derin bir yönetiim problemi yatmaktadir. Bu yapisal zaafiyetlerin düzetilmesi için, kamu maliyesinin yönetimine yönelik kurumsal düzenlemelerde, kamu kaynaklarinin effaf bir ekilde tahsis edilmesini ve gerçek hesapverilebilirlii salayacak deiiklikler yapilmalidir. Türkiye'de kamunun yönetimi OECD ülkelerine ve oluan piyasa normlarina kiyasla kötü durumdadir. Yillar süren zayif mali disiplin ve kötü harcama yönetiminin etkisi, OECD'deki Merkezi Hükümet Giderleri kamu harcamalarinin bileimine 70 yansimaktadir. Türkiye'de faiz ödemeleri ile ücret ve maalarin ) 60 % kamu harcamasi içindeki payi, kied 50 OECD ülkelerinin hemen hemen çin a 40 tamamindan yüksektir. Faiz 30 ödemelerine ayrilan yüksek pay, macraH ma 20 kronik açik yaratan harcama politikalarini, maa ödemelerine (Topl10 ayrilan yüksek pay ise, politika 0 D da güdümlü kamu istihdami AB anaK aylartsu akiçl Be akramin aydi a a çevr a ç erçi eretl eyi rk uygulamalarini yansitmaktadir. Av Da annliF ansrF aynam aylta Tü Al andloH ziketr No Po anyps sve sv ngi amalat antsni Or nauY Ülkeler (deiik yillar, 1997 2000) Maa Giderleri Faiz Giderleri Kamu sektörünün etkin yönetiminde Türkiye'nin karilatii güçlükler üç boyutludur: : Genel Mali Yönetim önemli bir zayifliktir. Vergi sisteminde vergi tabaninin dar oluu, airi karmaik yapi ve güçlü olmayan idare gibi aksakliklar vardir. Kamu sektöründeki airi istihdam önemli bir yapisal sorundur. Önemli oranda bir kaynak, resmi bütçe diinda harcanmakta ve mali riskler dourmaktadir. ölçülemeyen ey yönetilemez. 15 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ETKN DEVLET : Stratejik Karar Verme mekanizmasi ihmal edilmekte ve politika ve planlarin bütçe ile balantisi kesilmektedir. Bütçe stratejik odak noktasindan ve güvenilirlikten yoksundur. : Bütçe uygulamalari üzerindeki Airi Kontrol, israf ve verimsizlii önleyememektedir. Harcama öncesi kontrollerin çok fazla olmasi nedeniyle, gerçek bir gözetim mekanizmasi olmamaktadir ve performans üzerinde durulmamaktadir. Önemli sorunlardan biri de, kamu giderleri yönetimine ait kurumsal sorumluluun bölünmülüüdür. : Maliye Bakanlii cari bütçeyi, Hazine transfer bütçesini ve DPT yatirim bütçesini yönetmektedir. : Sayitay, Türkiye'nin üst düzey denetim kurumudur ama konsolide bütçe kurumlarinin bile tümünü denetlememektedir ve genel devlet kurumlarini denetleyen baka kurumlar da vardir. : Yakin zamana kadar, merkezi hükümette belirgin ve tek bir borçlanma otoritesi yoktu ve bazi bütçe dii fonlar ve özerk kurumlar borçlanma yetkisine sahipti. Kapsamli bir Kamu Kesimi Reformu (KKR) balatilmitir ama uygulamada hala sorunlar vardir. Bu program üç temel üzerine oturmaktadir: : Vergi ve kamu istihdami politikalarinda yapisal iyiletirmeler; Vergi reformlari eitlii salama, aksakliklari azaltma ve marjinal oranlari düürecek ekilde vergi tabanini geniletme amaçlarina yöneliktir. Kamu istihdami politikalari airi istihdami düzeltme ve verimlilii artirma amaçlarina yöneliktir. : Kamu giderlerinin yönetiminde effaflii ve verimlilii iyiletirmeye yönelik politika ve kurumsal reformlar: Bütçe hazirlanmasinda ve uygulanmasinda, politika oluturulmasinda ve kamu kurumlarinin iletme performansinda iyiletirmelerin salanmasi, Kamu muhasebesi, ihale ve denetim standartlarinin yükseltilerek mali sorumluluun salanmasi, Saduyulu bir kamu yükümlülüü yönetiminin salanmasini kapsar. : Kamu idaresinde, kamusal yönetiminin kalitesini iyiletirecek geni zeminli kurumsal reformlar. Kamu Kesimi Reformu'nun stratejisi önemli ölçüde oturmutur. : Vergi sistemini iyiletirmeye yönelik üç yillik bir strateji hükümet tarafindan Ocak 2001 tarihinde benimsenmitir. : Kamu harcamalarinin yönetimi stratejisi, hükümet tarafindan Temmuz 2001 tarihinde Banka'ya sunulan Kamu Harcamalarinin Yönetimi Reformuna ait Stratejik Çerçevede belirtilmitir. : Yolsuzlukla Mücadele Ulusal Eylem Plani, hükümet tarafindan Ocak 2002 tarihinde aaidaki sloganla benimsenmitir: effaf ve Temiz Türkiye: Birlikte El Ele. Kamu Kesimi Reform programini destekleyecek yasal çerçevenin büyük bölümü yürürlüe girmitir. : Kamu Yatirim Programinin Rasyonelletirilmesi ile ilgili Yüksek Planlama Kurulu Karari Haziran 2001 tarihinde yayinlanmitir. 2002 yilina ait yatirim programinda, tahmini ortalama tamamlanma süresi %2 azaltilarak, 8,5 yila indirilmitir. Genel olarak, 353 bireysel proje ve 649 alt proje iptal edilmi ve rasyonelletirme sayesinde yatirim programinin toplam maliyeti 36,9 katrilyon TL'ye 16 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ETKN DEVLET kadar düürülmütür. Kamu yatirimlarinin rasyonelletirmesi, Kamu Sektörü Reform programinda bugüne kadar elde edilen en somut sonuçlardan biridir. : Ocak 2002 tarihinde yeni bir Kamu hale Yasasi yürürlüe girmitir. Yeni yasa UNCITRAL modelini zemin alip, Türkiye'yi AB artlarina uygunlua taimaktadir. Bu yasa kapsaminda kurulan baimsiz Kamu hale Kurumu, personeli ve sermayesiyle iler durumdadir. hale reformunun güvenilirliini salamak için, yeni yasanin planlandii gibi 1 Ocak 2003 tarihinde yürürlüe girmesi oldukça önemlidir. : Kamu Maliyesi ve Borç Yönetimi Yasasi Mart 2002 tarihinde yürürlüe girmitir. Bu yasa kapsamli bir risk yönetimi için gerekli zemini hazirlamitir. Yeni yasada Hazine Müstearlii, merkezi hükümetin tek borçlanma yetkilisi olarak teyit edilmektedir. Bu yasa kapsaminda devlet garantilerinin verilmesine daha kati kurallar getirilmi ve Hazine, borç ve risk yönetimi için yeni bir ofis ("orta ofis") kurmutur. Yeni yasa ile ayrica 2003 yilindan itibaren balamak ve istenen teminatlarin tahmini maliyetini kapsamak üzere bütçede bir risk hesabi oluturulmutur. : Haziran 2002 tarihinde yürürlüe giren Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ile beraber, strateji kapsaminda dolayli vergiler basitletirilmitir. ÖTV, çeitli sati vergilerinden oluan karmaik harç ve dier dolayli vergiler sistemini bir çati altinda toplamakta ve en yüksek iki KDV oranini tek bir oran haline getirmektedir. Ancak Kamu Kesimi Reform programinin uygulanmasinda birtakim gecikmeler olmutur ve beklemedeki bazi tedbirler acil önem arzetmektedir. Önemli sorunlardan biri, reformun bütünündeki politik koordinasyon eksikliinin, kamu harcama yönetimine ait kurumsal sorumluluktaki bölünmülükle birlemesinden domaktadir. Bu program kapsaminda kurulmu olan bakanlar düzeyinde veya dier üst düzey komitelerin hiçbiri ilerlik kazanmamitir. Önlem Alinmasi Gereken Acil Öncelikler unlardir: Sosyal Harcamalar : 2003 bütçesine yeterli sosyal harcama ödenei konarak programin sosyal boyutu güçlendirilmelidir. Sosyal Yardimlama ve Dayanimayi Tevik Fonunun ve Dorudan Gelir Destei (DGD) programinin sosyal harcamalari 2002 yili için kararlatirilan hedeflerin oldukça gerisinde kalacak gibi görünmektedir. Ancak genel sosyal harcamalar, sosyal güvenlie ilikin harcamalarin tahminlerin üzerinde gerçeklemesi nedeniyle, GSMH'nin %14,5'u olarak belirlenen hedefin üzerinde olacaktir. Vergi Politikasi : Austos 2002 tarihinde çikarilmasi beklenen ve ÖTV gelirlerinin belli bir amaca tahsis edilmesini ortadan kaldiran hükümet kararinin yayinlanmasi. : Ekim 2002'de Meclis'e sunulmasi planlanan dorudan vergi reformu paketinin yürürlüe konmasi. Buradaki hedefler unlardir: (i) yatirim gelirlerinden alinan vergileri uyumlu hale getirmek; (ii) vergi sistemindeki özel enflasyon ayarlamalarini rasyonelletirmek ve nominal faiz gelirinin vergilendirilmesiyle ilgili bozukluklari azaltmak; (iii) yatirim tevik sistemini modernletirmek ve (iv) gelir vergisinden yapilan muafiyetleri yeniden düzenlemek. : Haziran 2002 tarihinde yapilmasi planlanan, vergi idaresindeki ilevsel organizasyon yapisina ilikin düzenlemenin uygulanmasina yönelik bir genelgenin Maliye Bakanlii tarafindan yayinlanmasi. levsel organizasyon yapisi sayesinde, Gelirler Genel Müdürlüü vergi türlerine dayali organizasyon 17 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ETKN DEVLET yapisindan çikarilarak, mükellef tescili, mükellef hizmetleri, vergi tahsilati, denetim, hukuk, bilgi teknolojisi ve insan kaynaklari gibi vergi idaresinin temel ilevlerine dayali bir yapi kazanacaktir. ç denetim, vergi denetimi koordinasyonu ve vergi politikasi birimi alanlarini da kapsayan ilevsel organizasyon yapisi ile ilgili endieler, genelge yayinlanmadan önce giderilmelidir. Hükümet gelecekte, OECD ve AB normlari paralelinde ayri bir gelirler müstearliinin kurulmasi hususunu düünmelidir. : Vergi idaresinin gelitirilmesiyle ilgili dier hususlar unlardir: (i) yillar önce meclisten geçen ancak uygulamada sürekli ertelenen "mali milat" yasasinin uygulamaya geçirilmesi ve (ii) Türkiye'de ho olmayan bir gelenek haline gelen seçim sonrasi genel vergi affinin kaldirilmasi. Kamu stihdami : Kamu kurulularindaki ihtiyaç fazlasi istihdamda kisintiya gidilmesi, reform programinin temel unsurlarindan biridir. Türkiye, kamu kurulularinda tespit edilen 46.000 ihtiyaç fazlasi pozisyonun tamamini, Haziran 2003 tarihine kadar ortadan kaldirmayi planlamaktadir. Bu fazlaliin üçte iki oraninda azaltilmasina yönelik Ekim sonu çizelgesine uyulamamitir. Dier atil istihdami belirleme çalimalari devam etmelidir. : Kamu istihdamini (merkezi hükümet, KTler ve belediyeler) üç aylik raporlarla takip eden kapsamli bir izleme sisteminin kurulmasi. Hükümetin kamu istihdami ile ilgili politikalarinin, tüm kamu sektöründe uygulanip uygulanmadiinin görülmesi bakimindan bu tür bir izleme sistemi gereklidir. Kamu Harcama Yönetimi : Bütçe yönetiminin tek bir çati altinda birletirilmesi için acil kurumsal reformlar gereklidir. Kamu harcama yönetimine yönelik sorumluluk genel mantik kurallari çerçevesinde öyle paylatirilabilir: Maliye Bakanlii ­ bütçe yönetimi, Hazine ­ kamu yükümlülükleri ve nakit yönetimi, DPT ­ politika belirleme. Sayitay gerçek bir üst düzey denetim kurumu haline gelmelidir. : Türkiye'deki bütçe yönetiminin iyiletirilmesini salayacak temeli oluturmak için, Kamu Mali Yönetimi ve Mali Kontrol Yasasi'nin bir an evvel yürürlüe girmesi arttir. Sözkonusu yasa, Austos 2002 tarihinde Meclis'e sunulmutur. Bu yasa, genel devlet kapsamindaki bütçe uygulamalarini uyumlu ve modern hale getirecek, bölünmülüü azaltip bütçenin kapsamli ekilde sunulmasini salayacak, mali kontrolü merkezden daitarak harcamaci kurululara yayacak ve di denetimleri Sayitay'in himayesi altinda toplayacaktir. Yasanin etkili ekilde uygulanabilmesi için yasayla ilgili endieler yürürlüe girmeden ortadan kaldirilmalidir. Bu endieler öyle siralanabilir: (i) iç denetimin çerçevesi, (ii) bütçenin hazirlanmasinda Maliye Bakanlii'nin, Hazine'nin ve DPT'nin görevleri, (iii) tek borçlanma yetkilisi olarak Hazine'nin taninmasi, (iv) Sayitay'da yapilacak kurumsal reformlarla, Sayitay denetimlerinin tüm genel devlet kurumlarina aamali olarak yayilmasi gerei ve (v) devlet muhasebe standartlari kurulunun oluturulmasi. lgili yasada, Maliye Bakanlii'na verilen vize yetkisi, taahhüt/sözlemeye konu olan tutarin bütçede mevcut olduundan emin olunmasi ile sinirlanmali, böylece Kamu hale Kurumu'nun sorumluluklariyla çakimasi önlenmelidir. : Kapatilan bütçe içi ve dii fonlardan kalan belli bir amaca tahsis edilmi hesaplar ("özel hesaplar") kapatilmali ve bununla ilgili gelirler, vergi dii dier gelirler olarak ilem görmelidir. Bu hesaplar devam ettii için, fonlarin kapanmasi bütçe effafliinda istenen iyilemeye yol açamamitir. Daha genel olarak, bütçe yönetiminde belli bir amaca tahsis edilmi gelir uygulamasinin yaygin ekilde kullanilmasina son verilmelidir. : Plan, politika ve bütçeler arasinda etkili balantilar kurmak için stratejik planlama kilavuzlarinin hazirlanmasi ve merkezi hükümette aamali olarak uygulanmasi. : Kamu Yatirimi Programi'nda yeni iyiletirmelerin yapilmasini salayacak çok yilli bir eylem plani DPT tarafindan benimsenmitir. 2003 yilina ait yatirim programinda projelerin ortalama tamamlanma süresi daha da kisaltilmalidir. 18 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ETKN DEVLET : Yeni Analitik (GFS) bütçe siniflandirmasini belli bir zaman çizelgesi dahilinde genel devletin tamamina yayacak bir Maliye Bakanlii genelgesinin yayinlanmasi, bütçenin daha kapsamli olmasi açisindan oldukça önemlidir. : Genel devlet için GFS standartlariyla uyumlu, genel muhasebe standartlarini ve hesap planini belirleyen bir hükümet kararinin yayinlanmasi. Hükümet bu standartlarin ve hesap planinin zaman içinde ve uluslararasi uygulamalar paralelinde, gelimi muhasebe standartlarina dönütürülmesinden sorumlu bir Devlet Muhasebe Standartlari Kurulu oluturmalidir. Bu kurulu oluturmak için u an Meclis'te bulunan Kamu Mali Yönetimi ve Mali Kontrol yasa taslaina bir madde eklenmesi yeterli olacaktir. : Orta ofisle ilgili Hazine yönetmeliinin, risk kontrol ilevinin önemini vurgulayacak ekilde yeniden yayinlanmasi gerekmektedir. Kamu Yönetimi : Yolsuzlukla Mücadele Ulusal Stratejisi'ne ilerlik kazandirilmalidir. dare içindeki bürokratik yetki kargaasi yüzünden bu strateji kait üzerinde kalmitir. : Kamu Personel Rejimi reform stratejisi için hazirliklara balanmalidir. Kamunun fonksiyonel gözden geçirilmesine ait referans artlari hazirlanmi ancak onaylanmamitir. Devlet Personel Bakanlii'nin bu çalimalara önderlik etme yeterliliinin olup olmadii kesin deildir. Dünya Bankasi'nin Kamu Sektörü Reformuna verecei destek hükümetin bu konudaki taahhüdüne balidir. : Bu alandaki reforma bütçe destei 1,35 milyar dolarlik kinci Program Amaçli Mali Sektör ve Kamu Sektörü Uyum Kredisi (PFPSAL II) kapsaminda verilmektedir. PFPSAL II'nin ikinci ve üçüncü dilimlerinin verilmesi, yukarida belirtilen acil öncelikler de dahil olmak üzere, programin etkili ekilde uygulanmasina balidir. Kamu Sektörü Reform Programinin tüm temel unsurlari ile ilgili politika reformu tavsiyeleri verilmektedir. : Kamu hale Kurumu'na, 350.000 ABD dolari tutarindaki teknik destek IDF Hibesi kapsaminda verilmektedir. Bu teknik destek ikincil mevzuatin hazirlanmasinda kullanilmaktadir. : Bütçe ve borç yönetimine ilikin Bilgi Teknolojisi (IT) sistemleri konusunda, Kamu Mali Yönetimi Projesi (PFMP) kapsaminda teknik destek sunulmaktadir. Bu teknik destek, Hazine'de borç ve risk yönetiminden sorumlu olan orta ofis için verilecek destei de kapsamaktadir. 19 3. ETKN YÖNETM ÇN SAYDAMLIIN ARTTIRILMASI VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE Etkin yönetim sayesinde kalkinma konusunda büyük avantajlar salanabilir. Yolsuzluk, küçük ölçekli Bebek Ölüm Orani ve Yolsuzluk Kii Baina Gelir ve iletmelere ve in Düzenlemelerin Yükü ri yoksullara Ora Gel orantisizca yük bindiren keyfi ve Ölüm nai Ba çou zaman çok yüksek bir Bebek ine Ki vergidir. Sayisiz Zayif Ortalama yi Zayif Ortalama yi anketler ve deney Kalkinma kar Kalkinma kar amaçli payi payi aratirmalarla Kii Baina Gelir ve Okur Yazarlik ve Yasal Kurallar Hesap Verme Sorumluluu yolsuzluun olumsuz etkileri kanitlanmitir. ki Gelir Son on yil içinde nai yolsuzlukla Yazarl mücadele global Bai Okur Ki bir hareket haline gelmi ve Zayif Ortalama yi Zayif Ortalama Güçlü Kalkinma kar kullanilan balica Kalkinma kar payi payi yöntemler arasinda, bir tarafta yönetimi iyiletirmeye ve ekonomi yönetimini Toplumsal Saydamlik Dernei Yolsuzluk Algilama Endeksi 2002 siyasetten ayirmaya 10 yönelik reformlar ile dier tarafta halki bilinçlendirme iskednE 8 a kampanyalari sayilabilir. 6 Dünya Bankasi'nin son mlaig Al yillarda yaptii analiz çalimalari, etkin kulzusl 4 Yo 2 yönetim ile pozitif kalkinma sonuçlari 0 . . arasinda güçlü ayid ç e D a a ka eyi na n ay sve ertili ngoK a a ay AB ayz any eroK muC muC rk rlein ayrej korelasyonlar olduunu ng M Ta Ni Uk göstermitir. annliF tal anyar mlA antsni k ksie dnaly Rus ne ngoH onypaJ ansrF Tü neyü G nauY onyloP Çe kavo stkiebz antijrA ilipF Sl Ö donE 20 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI YOLSUZLUK Türkiye yönetim konusunda büyük güçlüklerle kari kariyadir. Türkiye'de etkin yönetimin iyiletirilmesi gerektii anketlerde sürekli olarak ortaya konmaktadir. Türkiye yönetim sorunu olan tek ülke olmamakla beraber, bu konuda dier OECD ülkelerinin ve gelimekte olan ülkelerin çounun sürekli olarak gerisinde kalmaktadir. Türkiye'de etkin yönetimin gelitirilmesi yolunda ilerleme kaydedilmektedir. Yönetim nisiyatifleri: : Ekonomi yönetimini iyiletirmek amaciyla yapilan yapisal reform sonucu bankacilik, telekomünikasyon, enerji ve kamu ihaleleri alaninda baimsiz düzenleyici kurumlar kurulmu ve Merkez Bankasi'na tam baimsizlik kazandirilmitir. : TESEV tarafindan Türkiye'deki yolsuzlukla ilgili olarak hanehalki ve i dünyasini kapsayan tehis amaçli anketler yapilmitir. Devlet memurlari anketi ise hazir olup, hükümetin onayini beklemektedir. : Türkiye'de Saydamliin Arttirilmasi ve Kamuda Etkin Yönetimin Gelitirilmesi Eylem Plani Ocak 2002 tarihinde Bakanlar Kurulu karari olarak yayinlanmitir. : Hükümet, PFPSAL programi kapsaminda kamu istihdaminin rasyonalizasyonu reform stratejisi oluturmaya karar vermitir. TESEV'in tehis amaçli anketleri bilgilendirmeye ve yetkilendirmeye yardimci olmaktadir. Hanehalki ve irketler Anketlerine göre: : Yolsuzluk Türkiye'nin en önemli sorunlarindan biridir. Hanehalki, rüvet ve yolsuzluun, enflasyon ve isizlikten sonra en önemli üçüncü sorun olduuna inanmaktadir. dünyasi ise rüvet ve yolsuzluu enflasyondan sonra en önemli ikinci sorun olarak bildirmitir. : Kamu hizmetlerinden memnuniyet ve kamu kurumlarina güven orani çok düüktür. Hanehalki sadece ilk ve ortaöretim sistemi ile silahli kuvvetler konularinda yüksek düzeyde memnuniyet belirtmitir, i dünyasi ise sadece mahkemelerden ve hukuk sisteminden, üniversitelerden ve silahli kuvvetlerden memnundur. : Pek çok kurumda yolsuzluk olduu düünülmektedir. Sorun olduu düünülen kurumlar arasinda gümrük idareleri, trafik polisleri ve tapu daireleri sayilabilir. : Siyasi balantilar i dünyasi için önemli bir faktör olarak görülmektedir. dünyasindan ankete katilanlarin %65'inden fazlasi, kendi alanlarinda i yapabilmek için siyasi balantilarin çok etkili olduuna inanmaktadir ki, bu da Türkiye'de kamunun kural koyma erkine müdahale probleminin (state capture) çok fazla olduunu gösterir. Kapsamli bir yolsuzlukla mücadele ulusal eylem plani oluturulmutur. Ulusal eylem plani, Babakanlik Tefti Kurulu'nun bakanliinda, Hazine Müstearlii, Maliye Bakanlii Mali Suçlar Aratirma Kurulu (MASAK), Adalet Bakanlii ve çileri Bakanlii temsilcilerinden oluan bir yönlendirme komitesi tarafindan hazirlanmitir. Bu eylem planinin hedefi, etkin yönetimin gelitirilmesi ve öncelikleri belirleyen ekonomik sistem üzerindeki siyasi etkinin azaltilmasi için bir altyapi oluturmak ve yolsuzlukla mücadele için kamuoyunu yetkilendirmek ve harekete geçirmektir. Bu eylem plani be temel alani kapsamaktadir: kamu yönetimi, adalet sistemi, siyasi sistem, sivil toplum ve rekabete dayali özel sektör. 21 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI YOLSUZLUK Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planindaki Öncelikler: : Kamu idaresi reformu çerçevesinde, kurumsal iyiletirme ve mali yönetim konularinda süregelen çalimalarin hizla tamamlanmasi. : 3628 sayili Mal Bildiriminde Bulunulmasi, Rüvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'nda deiiklik yapilarak, mal beyanlarinin doldurulmasi ile üst düzey yöneticilerin mal beyanlarinin kamuya açiklanmasi. : Seçim kampanyalari finansman kaynaklarinin denetlenmesinin salanmasi, siyasi parti ve adaylarin gelir ve giderlerinin kamuya açiklanmasini salayacak düzenlemelerin getirilmesi. Mevcut Siyasi Partiler Yasasi'nin deitirilerek; siyasi partiler ve adaylara, gerçek kii ve kurulular tarafindan belirli bir tutarin üzerinde yapilan bailarin kamuya açiklanmasi zorunluluunun getirilmesi. Yüksek Seçim Kurulu'nun bu bilgilerin yayinlanmasindan ve denetlenmesinden sorumlu olmasi. : 4208 sayili Karaparanin Aklanmasinin Önlenmesi ile ilgili yasada deiiklikler yapilarak haksiz kazanç getiren, suç kapsamindaki faaliyet listesinin geniletilerek, MASAK'in yeniden yapilandirilmasi ve MASAK uzmanlarina belli alanlarda aratirma yetkisi verilmesi. : Tefti ve Denetim Hizmetleri Sinifinin oluturulmasi ve Denetim Yasasini yürürlüe koyarak denetim standartlarinin getirilmesi, tüm denetim birimlerinin yeniden yapilanmasi ve bakanlarin belli sürelerle görevlendirilmesi için tayin prosedürlerinde deiiklik yapilmasi. 657 sayili Devlet Memurlari Kanunu'nun deitirilerek, denetim hizmetleri için özel bir istihdam kategorisi oluturulmasi. : Yolsuzluk davalarinin hizla sonuçlandirilabilmesi için uzman mahkemeler kurulmasi. : Cumhuriyet Basavcilii'nin gözetim ve denetiminde, yolsuzluk davalarini soruturmak üzere, güvenlik güçleri içerisinde uzmanlaan birimlerin oluturulmasi. : Etik anlamalarin Türkiye'de uygulanmasi. Yolsuzlukla mücadele ulusal eylem plani henüz uygulamaya geçirilmemitir ve acil önem azretmektedir. Bu eylem planinin uygulanmasi amaciyla üst düzey bir komite oluturulmu ancak komite toplanamamitir. Önlem Alinmasi Gereken Öncelikler: : Ekonomi Yönetimi için Yapisal Reform ­ yeni oluturulan düzenleyici kurumlarin baimsizliinin arttirilmasi. : Devlet Memurlari Yolsuzluk Tehis Anketi ­ Devlet memurlari anketinin yapilabilmesi için TESEV'e yetki verilmesi. : Yolsuzlukla Mücadele Eylem Plani ­ Uygulamayi denetlemek üzere Yönlendirme Komitesi'nin canlandirilarak planin hayata geçirilmesi. dari yapi içindeki bürokratik sorunlar yüzünden bu eylem plani kait üzerinde kalmitir. Yolsuzlukla Mücadele Yönlendirme Komitesi Kamu Kesimi Reform programinin genel koordinasyonundan sorumlu, bakanlik düzeyindeki ve bürokratik düzeydeki yapilarla entegre olmalidir. Bu plan kapsaminda önerilen gerçekletirme tarihleri hizla yaklamaktadir. Bunlar arasinda 2002 yili sonuna kadar yapilmasi planlanan devlet memurlarinin etik davrani kurallarini belirleyen yasanin hazirlanmasi ve Bilgi Edinme Özgürlüü Yasa taslainin hazirlanmasi sayilabilir. : Kamu stihdaminin Rasyonalizasyonu (Civil Service Reform) ­ Kamu istihdaminin rasyonalizasyonu stratejisinin hazirliina aktif olarak balanmasi. Kamunun fonksiyonel gözden geçirilmesi için gereken i tanimi hazirlanmitir ancak Temmuz ayindan bu yana onaylanma aamasindadir. 22 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI YOLSUZLUK Dünya Bankasi, etkin yönetimin iyiletirilmesi konusunda Türkiye'nin sarf ettii çabalari ciddi bir ekilde desteklemektedir. : Yapisal reformlar, yolsuzlukla mücadele ulusal eylem plani ve kamu kesimi hizmet reformuna yönelik politika destei 760 milyon dolarlik Ekonomik Reform Kredisi (ERL) ve 1,35 milyar dolarlik kinci Program Amaçli Mali Sektör ve Kamu Sektörü Uyum Kredisi (PFPSAL II) kapsaminda sunulmaktadir. PFPSAL II'nin 450 milyon dolarlik ikinci diliminin serbest birakilmasinin koullarindan biri yolsuzlukla mücadele eylem planinin uygulanmasi, üçüncü diliminin serbest birakilma koulu ise kamu istihdaminin rasyonalizasyonu eylem planinin hazirliinda ilerleme kaydedilmesidir. : Devlet memurlari anketinin yapilmasi ve sonuçlarinin deerlendirilmesi dahil olmak üzere, tüm yolsuzlukla mücadele anketleri için TESEV'e hibeye dayali teknik destek verilmitir. 23 4. MAL SÜRDÜRÜLEBLRLK, KURUMSAL REFORM VE ETKN HEDEFLEME YOLUYLA SOSYAL KORUMAYI ARTTIRMA Yoksulluun ve ekonomik risk tekil eden gruplarin azaltilmasi için Türkiye'nin güçlü bir sosyal koruma sistemine ihtiyaci vardir. Türkiye'de nüfusun %2'sinden az bir kesiminde görülen airi yoksulluk (günde 1 ABD dolari) Kentlerdeki Ekonomik Risk ve Gida Yoksulluu orani uluslararasi standartlara göre oldukça (2001) 1/ düüktür. Ancak, hem kentlerdeki gida yoksulluu (gida tüketim sepeti bazinda) hem de 100 ekonomik risk siniri (gida sepetinin iki katindan 90 80 az miktarda tüketim olarak tanimlanir) önemli 70 60 boyuttadir. Ekonomik risk büyük ihtimalle kirsal (%)50 kesimlerde daha da büyüktür. Aileler büyüdükçe 40 30 gida yoksulluu ve ekonomik risk de artmakta ve 20 bu da en yoksul ailelere ve çocuklara yönelik 10 0 etkin hedeflemenin önemini vurgulamaktadir. 1 2 3 4 5 6 7 8 9+ Ailedeki Kii Sayisi Ekonomik Zayiflik Gida Yoksulluu 1/ OrtaDouTeknik Üniversitesi'ncegerçekletirilenhanehalki anketindenalinangösterge niteliindeki sonuçlar. Türkiye modern bir sosyal koruma sisteminin temel unsurlarina sahiptir ancak bu sistem yoksulluun azaltilmasi için idari bakimdan daha verimli, mali açidan sürdürülebilir ve daha etkin olmalidir. Ele Alinacak Önemli Sorunlar: : Sosyal güvenlik ainin kurumsal yapisinin zayif olmasi ve yeterli mali kaynaklarin olmamasi : Mali sürdürülebilirlii olmayan bir sosyal güvenlik sistemi ve giderek daha fazla sayida kiinin kapsam dii olmasi : Yeni isizlik sigortasi programinin yeterince etkin olmamasi : Salik finansmani sisteminin bölünmülüü : Yoksulluu azaltma politikasinin oluturulmasinda kurumsal sorumluluun net olmamasi : Yoksulluun, sosyal kapsayiciliin ve ekonomik risk ihtiva eden gruplarin yeterince izlenmemesi 24 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI SOSYAL KORUMA Sosyal yardim sistemi ve sosyal güvenlik ai yapilari tam olarak kurumlami deildir ve uygulamada ani deiikliklere, hatta belki de kötüye kullanima maruzdur. Sosyal Güvenlik Aindaki Zayif Noktalar: : Sosyal yardim ve sosyal güvenlik ai u anda, bütçede yer almayan 931 il ve ilçede kurulu bulunan Sosyal Yardimlama ve Dayanima Vakiflari (SYDV) araciliiyla Sosyal Yardimlama ve Dayanimayi Tevik Fonu (SYDTF) tarafindan yönetilmektedir. Organizasyon yapisindaki esnekliin bazi avantajlari olmakla beraber, personel görevlendirilmelerindeki çabukluk ciddi bir risk oluturmaktadir. SYDTF'nin bütün personeli geçici görevle atanmi olup, her an geri çekilebilir ve SYDV'lerin personeli ise sik sik baka görevlere yönlendirilebilir. : SYDTF ve SYDV'ler yoluyla yapilan finansman güvenilir ve yeterli deildir, ekonomik döngülerle ayni yönde haraket etme eilimlidir ve bu da en muhtaç kiilere doru zamanda ulaabilmeyi güçletirmektedir. SYDTF'nin balica finansman kaynai, kendine ait bütçe dii fondur ama bu fonlarla ekonomik büyüme arasinda çevrimsel balanti vardir. Ekonomik daralmalarda sosyal güvenlik alarina daha fazla yatirim yapmak gerekir. : SYDTF'nin harcamalari son 5 yil içinde GSMH'nin %0,19'u ile %0,30'u arasinda gidip gelmitir. 2002 yilindaki harcamalarin, GSMH'nin %0,3'ü olarak belirlenen hedefin çok gerisinde kalmasi beklenmektedir. Bu harcamalarin GSMH'nin %1'ine kadar ulatii Bati Avrupa'ya ve hatta GSMH'nin %0,7'si civarinda dolatii Bulgaristan ve Romanya gibi Dou Avrupa ülkelerine kiyasla, bu oran çok düüktür. : Bazi SYDTF programlari etkin olarak en yoksul kesime odaklanmi deildir. Yakin zamana kadar, en yoksul kesimin belirlenmesinde kullanilan kriterler yeterli deildi ve sonuçta yoksul olmayanlarin programa dahil edilmesi gibi bazi kapsama hatalari ve yoksullarin program dii kalmasi gibi bazi hariç tutma hatalari ortaya çikiyordu. Bütçenin kisitli olduu düünülürse, herhangi bir programin, ekonomik risk gruplarini ve yoksulluu azaltici etkisinden en üst düzeyde yararlanmak çok önemlidir. Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemindeki boluklar giderilmeye balanmitir ancak Sosyal Yardimlama ve Dayanimayi Tevik Fonu'nda yapilacak kurumsal reform bata olmak üzere, daha kararli bir ekilde hareket edilmesi gerekmektedir. : Sosyal güvenlik ainin kurumsal yapisinda reform yapabilmek için aaidakileri içeren yasal düzenlemeler yapilmalidir: Krizlerle mücadele etmesine yardimci olan mali esnekliini ve müteriyle dost sosyal güvenlik aini koruyacak özel hükümler konarak, SYDTF'nin genel müdürlük haline getirilmesi SYDV'lerin yapisinin modernletirilerek, personelin mesleki pozisyonlar ve statü itibariyle yasal olarak taninmasi ve gereken mali hesapverilebilirliin salanmasi SYDTF'nin finansmaninin yeterli miktarda olmasi garanti edilerek, tamamen bütçeden karilanmasinin salanmasi. Bütçeden ayrilan tutar GSMH'nin en az %0.35'ine eit olmalidir. SYDTF'de kismi reform yapacak yasa 2001 yilinda Meclise sunulmu ancak kabul edilmemitir. Tamamen yeni ve daha kapsamli bir yasa taslai hazirlanmalidir. : Yakin zamanda uygulamaya geçen Koullu Nakit Transferleri sistemi ile SYDV'lerin, insanlari en yoksuldan en zengine doru derecelendirerek, en düük gelirli olup okul yaindaki çocuklarini okula gönderen ve daha küçük yataki çocuklarini salik kliniine götüren ailelere ödeme yapilmasini salayan, salam ama basit bir puanlama sistemi oluturulmutur. Ayni sistem yoksullarin yoksulluktan tamamen kurtulmasini amaçlayan Yerel nisiyatifler programinin faydalanicilarini 25 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI SOSYAL KORUMA belirlemede de kullanilmaktadir. Bu iyiletirilmi hedefleme mekanizmasi, gida ve yakacak yardimi gibi imtiyazlar için de kullanilabilir. : Yeni Dorudan Gelir Destei (DGD) sistemi ile çiftçilerin gelirleri dengelenmektedir. DGD sisteminin orta vadede ve yeterli fonla devam ettirilmesi ve yoksul çiftçilere ulamanin daha iyi hedeflenmesi için net bir taahhüt gerekmektedir. Türkiye'nin sosyal güvenlik sisteminde yapilan reformlar yarim kalmitir. Acil önem gerektiren konular arasinda mali sürdürülebilirlik, kurumsal bölünmülük ve sinirli kapsayicilik sayilabilir. : 1999 yilinda yapilan parametrik reformlara ramen, sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirlii hala tartiilmaktadir. 1999 yilinda yapilan ve prim oraninin %24'ten %30'a çikarilmasini, prim tabaninin artirilmasini ve salik sigortasina hak kazanmak için en az 3 ay süreyle prim ödeme artinin getirilmesini içeren reformlar 2000 yilinda 1999 yilina kiyasla GSMH'nin %1.2'sine edeer oranda bir mali tasarruf getirmitir. Bununla beraber, sosyal güvenlik sisteminin mali konumu 2001 yilinda kötülemi ve açiklar GSMH'nin %3'ünden fazla bir seviyeye çikmitir ve bu düzeyin 2002 yilinda da devam edecei tahmin edilmektedir. : Zaman içinde, igücü piyasasinin farkli kesimlerinin ihtiyaçlarina yönelik ayri ayri sosyal güvenlik fonlari olutukça, Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemi parçalanmitir. Üç ayri sosyal güvenlik sisteminin acilen Sosyal Güvenlie Yapilan Bütçe Transferleri (GSMH %) modernletirilmesi ve idari anlamda 4% bütünletirilmesi gerekmektedir. Her sosyal güvenlik fonu kendi sektörüne 3% odaklanmakta ve hiçbiri kayit diinda kalan kiiler için sorumluluk kabul etmemektedir. 2% verenler ve bireyler bu üç sistem arasinda 1% kalan boluklardan yararlanmakta ve bu da gelirlerin azalmasina ve uzun vadede 0% emeklilik hakki olmayan birey sayisinin 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002Tah. giderek artmasina yol açmaktadir. Bu üç SSK BA-KUR EMEKL SANDII fon unlardir: Maliye Bakanlii'na bali ve devlet memurlarina yönelik Emekli Sandii (ES), Çalima ve Sosyal Güvenlik Bakanlii'na (ÇSGB) bali serbest meslek sahiplerine yönelik Ba-Kur (BK), ÇSGB'ye bali ve özel sektör ya da KT'lerde çalian içilere yönelik Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK). : Sosyal güvenlik sistemindeki kurumsal reformlarla ilgili en ilginç husus yasal bir zeminin olmamasidir. Kurumsal reformu destekleyecek yasalar, bu yasalari kanun hükmünde kararname ile yürürlüe sokma konusunda hükümetin önceki çalimalarini iptal eden Anayasa Mahkemesi'nin verdii sürenin dolmasinin ardindan Meclis'te takilmitir. SSK'yi, Ba-Kur'u, KUR'u ve ÇSGB içindeki Sosyal Sigortalar Kurumu Bakanlii'ni kapsayan yasalarin geçirilmesi, idari reformun güvenilirliinin ve momentumunun korunmasi bakimindan acil öncelik kazanmitir. 26 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI SOSYAL KORUMA : Sosyal güvenlik sisteminin kapsadii nüfus, bu fonlarin kayitli sigortalilardan toplamasi gereken primleri toplayamamasi ve ödeme yapmayanlarin belirlenerek alacaklarin tahsil edilememesi nedeniyle sinirli kalmaktadir. darenin güçlendirilmesi için, fona prim ödemesi gereken bireylerin doru olarak belirlenebilmesi ve prim ödemelerinin eksiksiz ve zamaninda ödenmesinin salanmasi amaciyla, çalima sistemi deitirilmeli ve bilgi teknolojisi geniletilmelidir. Böylece emekli maai, isizlik sigortasi ve hizmetleri için salanan gelirler artacak ve nüfusun mümkün olan en geni kesimi emeklilik olanaklarindan yararlanabilecektir. : Sosyal güvenlik sisteminin kari kariya olduu ciddi sorunlarin çözülmesi için youn çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Sosyal Güvenlik Reformundaki Öncelikler: : Özellikle Emekli Sandii'nda yeniden beliren mali dengesizliklerin çözülebilmesi için gerekenin yapilmasi ve 1999 emeklilik reformunun Emekli Sandii'ni da kapsayacak ekilde geniletilmesi, örnein, emekli maa hesaplari formülünün revize edilmesi ve emekli maalarinin TÜFE enflasyonuna endekslenmesi. : Kurumsal ve idari reformlari desteklemek üzere beklemede olan yasalarin hemen geçirilmesi : SSK ve Ba-Kur'un harekete geçerek bir yildan uzun süredir prim ödemeyen tüm sigortalilari belirlemesi ve (a) bunlari izleyerek tahsilat yapmasi, veya (b) bunlarin artik yasal sigortali olmadiklarinin beyan edilerek sistem diinda tutulmasi : Yönetim bilgi sistemleri dahil idari reformun uygulanmasina uygun maliyetli bir yaklaim getirilmesi. 1999 yilindaki reform kapsaminda oluturulan isizlik sigortasi fonu iyi bir balangiç yapmi ancak yasal çerçevenin yetersizlii, yüksek kidem tazminati artlari ve kayitdii igücü uygulamalarinin hakim olmasi nedeniyle engellenmitir. : KUR Mart 2002 tarihinden itibaren isizlik sigortasi ödemelerini balatmitir ama idari sorunlar hala çözülmü deildir. Yasal düzenlemelerdeki gecikmeler nedeniyle KUR halen yasal statü sahibi deildir ve gelen isizlik sigortasi taleplerinin incelenmesi için gereken yeni personel istihdami sinirli olarak yürütebilmektedir. verenler, kayitdii igücü istihdam etmeyi ve kanunen zorunlu olan yüksek kidem tazminatini ödemek yerine içilere süresiz izin vermeyi (bir istihdam yilinda bir ay) tercih ettii için, toplam talep, beklentilerin altinda kalmitir. çilerin resmen iten çikarildii hallerde ise uzun süreli kidem tazminati ve isizlik sigortasi olanaklari i aramayi caydirici nitelikte olabilmektedir. KUR yasasinin yürürlüe girmesine ek olarak, isizlik sigortasi programinin igücünün yeniden yerletirilmesinde balica destek sistemi olmasi için, kidem tazminati sistemi özünde yeniden yapilandirilmalidir. Salik hizmetlerinin kapsayicilii da parçalanmi ve farkli kurumlar arasinda bölünmütür. Salik finansmani, sosyal sigorta ve güvenlik ai sistemlerinden ayrilmalidir. : Sistemin parçali olmasi nedeniyle maliyetler katlamakta, genel kontrol engellenmekte ve kapsam içi nüfustaki dengesizlik nedeniyle çok sayida insan sistem dii kalarak, Yeil Kart'a baimli hale gelmektedir. : Salik hizmetlerinin ve salik finansmaninin yönetimi nedeniyle SSK, Ba-Kur ve ES, emeklilik fonlarini daha etkin yönetememekte ve SYDTF fonlari da yüksek öncelikli güvenlik ai programlarinda kullanilamamaktadir. 27 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI SOSYAL KORUMA SSK, Ba-Kur, ES ve SYDTF salik finansmani sistemleri zorunlu, kapsamlive profesyonelce yönetilen tek salik sigortasi fonu haline getirilebilir. Yoksulluun azaltilmasi ve sosyal kapsayicilik sorumluluunun birçok kuruma daitilmi olmasi, ekonomik risk gruplarini ortadan kaldiracak politikalarin yetersiz kalmasina sebep olmaktadir. : AB'ye girmek isteyen bütün ülkelerin yoksulluun azaltilmasi ve sosyal kapsayicilik konularinda izlenebilir stratejiler belirlemesi gerekmektedir. Bu sorunlar için kurumsal bir odak noktasi belirlenmeli ve bu yapilirken mevcut kapasite ve sorumluluklar dikkate alinmalidir. Düzenli ve salam bir yoksulluk izleme sistemi getirilmektedir ve bu sistemin devam ettirilerek sonuçlarinin kamuya duyurulmasi çok önemlidir. : 2002 yilinda balamak üzere, en az müteakip 4 yil boyunca DE yilda bir kez Hanehalki Gelir ve Tüketim Harcamalari Anketi yapacaktir. Ayrica güçlü veri analizi, yoksulluk haritasi (nüfus sayimi verilerine de bakilarak) ve zaman içinde yoksulluun izlenmesini salayan panel veriler de gerekmektedir. Dünya Bankasi, Türkiye'nin sosyal koruma sisteminin güçlendirilmesine destek vermeyi taahhüt etmektedir. : Koullu Nakit Transferi ve Yerel nsiyatif programlari dahil, SYDTF için destek 500 milyon dolarlik Sosyal Riski Azaltma Projesi (SRMP) kapsaminda salanmaktadir. SRMP ödemelerinin devam etmesi için SYDTF'ye yönelik reformun hemen hayata geçirilmesi gerekmektedir. : DGD programi için 600 milyon dolarlik destek Tarim Reformu Uygulama Projesi (ARIP) kapsaminda salanmaktadir. : Özelletirme programi kapsaminda iten çikarilan ya da emekliye ayrilan içilerin kidem tazminati ve eitim/yeniden ie yerletirme programi 250 milyon dolarlik Özelletirme Sosyal Destek Projesi kapsaminda desteklenmektedir. : Sosyal güvenlik reformu için politika destei 760 milyon dolarlik Ekonomik Reform Kredisi (ERL) kapsaminda salanmaktadir. ERL'nin 375 milyon dolarlik ikinci diliminin ödenmesi için, sosyal güvenlik sisteminde yapilacak kurumsal reformu destekleyen yasalarin geçirilmesi arttir. : Sosyal güvenlik sisteminde yapilacak kurumsal ve idari reformlara yönelik destein verilmesi için hükümetin en düük maliyetli yaklaimin uygulanacaini açikça taahhüt etmesi gerekir. 28 5. TÜRKYE'NN GELECENE YATIRIM ÇN ETM VE ÖRETM Türkiye nüfusunun eitim niteliinin yükseltilmesi, ülkenin global ekonomi içindeki rekabet gücünün artmasi ve AB'ye girme hedefinin gerçekletirilmesi bakimindan çok önemlidir. Nüfusun bilgi ve beceri düzeyinin yükseltilmesi igücünün üretkenliini arttiracak, istihdamin büyümesini destekleyecek ve tüm vatandalarin genileyen ekonomiye katilmalarina yardimci olacaktir. : Türkiye global bilgi ekonomisiyle bütünlemeye doru giderken igücü talebinin doasinda da kaymalar olmaktadir. : 1990 ile 2001 yillari arasinda anahtar sektörlerdeki istihdamda kayma olmutur. Tarimin toplam istihdamdaki payi %47'den %35'e düerken, hizmetlerin payi %33'ten %41'e, endüstrinin payi ise %15'ten %18'e çikmitir. : Sonuçta gerekli becerilere sahip olmayan bireylerin isizlik orani yükselmitir. 2001 yilinda sadece ilkokul eitimi almi içiler toplam isizlerin %45'ini, buna karilik ortaokul mezunlari %13'ünü, lise mezunlari %17'sini, meslek yüksekokulu mezunlari %11'ini ve yüksek öretim mezunlari %8'ini oluturuyordu. Türkiye, nüfusunun bilgi ve beceri düzeyini iyiletirme amaciyla ilköretimden balayarak yüksek öretime kadar uzanan ulus çapinda bir seferberliin tam ortasindadir. : Bu seferberlik mevcut kaynaklarin giderek daha verimli kullanilmasini ve eitim alanindaki kamu giderlerinin u anki GSMH'nin %4'ü seviyesinden %5'lik OECD ortalamasina çikarilmasini gerektirmektedir. : Fonlar artirilsa bile, eitimde gerekli tüm iyiletirmeler ayni anda yapilamayacaindan, hükümet öncelikler ve aamalandirma konusunda zor seçimlerle kari kariya kalacaktir. Temel ve Okul Öncesi Eitim: Türkiye 1997 yilinda balatilan temel eitim reformu kapsaminda büyük ilerleme kaydetmitir... : lköretim, 2001 yilindaki net %95'lik kayit oraniyla neredeyse ça nüfusunun tümünü kapsar hale gelmitir. 1997 yilinda çikarilan 4306 sayili yasa ile zorunlu temel eitim be yildan sekiz yila çikarilmitir ve eitimin altyapisinin geniletilebilmesi için yeni gelir kaynaklari bulunmutur. Bu insiyatif ilköretime kayit oranini çarpici ekilde etkilemitir. 29 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ETM ... ama hala üç zorlukla kari kariyadir: (a) okullarin nitelik ve etkinliinin iyiletirilmesi, (b) kirsal kesimde yaayan çocuklarin ve yoksul çocuklarin ilköretime kayit oranlarinin yükseltilmesi ve (c) okul öncesi eitimin yayginlatirilmasi. : Eitimin niteliinin ve etkinliinin iyiletirilmesi. Türk çocuklarin uluslararasi testlerdeki performansi düüktür ve ülkenin bazi yerlerinde sinifta kalma oranlari hala yüksektir. Genel eitim niteliinin artirilmasi uzun vadeli bir problemdir ve öretmenlerin destei, eitim materyallerinin iyiletirilmesi, Bilgi ve letiim Teknolojisi (BT)'in kullanilmasi gibi alternatif eitim metotlarini ve etkin okullama uygulamalarini desteklemek üzere illerdeki eitim birimlerinin tevikini gerektirmektedir. Bir taraftan eitimin niteliini koruyup gelitirirken, dier taraftan okullar arasindaki eitlii bozmayacak ekilde eitimin yayginlatirilmasi kolay deildir. Hükümet okullar için birtakim nitelik standartlari belirleyebilir, bu standartlar kullanilarak okullar arasindaki eitlik deerlendirilip iyiletirilebilir ve standardin altinda kalan okullara ilave sermaye harcamalari yapilip mesleki eitim verilebilir. : Kirsal kesimdeki çocuklarin ve yoksul çocuklarin ilköretime kayit oranlarini yükseltme. lköretime kaydolma oranlari önemli ölçüde artmakla beraber, bu ya araliindaki yaklaik yarim milyon çocuk (yaklaik %5) hala temel eitime kayitli deildir. Bu çocuklarin büyük bölümü Dou ve Güneydou bölgelerindeki kirsal kesimdeki yoksul ailelerden ya da büyük ehirlerin gecekondu mahallelerinden gelmektedir. Ayrica, ilköretimdeki kizlarin sayisi erkeklerinkinden oldukça düük olduundan, cinsiyetler arasindaki fark da sorun olmaktan çikmamitir. Hükümet yerel örgütlerle ve ebeveynlerle ibirlii yaparak engelleri tespit etmek üzere mekanizmalar gelitirmelidir. Köylerdeki ilköretim okullarinin çouna yatirim yapilarak tesislerin standardinin yükseltilmesi, daha iyi eitim materyallerinin temin edilmesi ve öretmenlerin daha iyi eitilmesi gerekmektedir. Kentlerdeki bazi okullar ve köy okullari çok kalabaliktir ve kapasitenin geniletilmesi için yatirimlar yapilmalidir. : Okul öncesi eitimin yayginlatirilmasi. Türk hükümeti erken yataki çocuk geliiminin sosyal ve ekonomik yararlarinin farkindadir. 8. Be Yillik Kalkinma Plani'nda okul öncesi eitime kayit oraninin bugünkü %10 düzeyinden, 2005 yilinda %25'e çikarilmasi hedeflenmektedir. Ancak, özellikle yoksul ailelerin çocuklari için daha fazla yatirim yapilmasi gerekmektedir. Orta gelirli ülkelerde yapilan aratirmalarda dört ile alti ya arasindaki çocuklarin okula erken balamasi halinde sinifta kalma oranlarinin düecei, yüksek seviyelere kadar eitim alma olasiliinin artacai, sosyal dilanmilik riskinin azalacai ve daha fazla gelir salanacai ortaya çikmitir. Yatirimlardan salanacak ekonomik karin %12-15 civarinda olduu tahmin edilmektedir. Dünya Bankasi Göstergelerine göre gelimi ülkelerde okul öncesi eitim orani %25'tir. Ortaöretim: Modern bilgi ekonomisinde ortaokullarin görevinin, gençlii ileri düzey ihtisas eitimi ve yaam boyu örenme gibi çeitli geçilere hazirlama yönünde deitii gerçei Türkiye'de kabul edilmektedir. Ortaöretim ve yüksek öretimdeki beceri yetersizlii giderek artmaktadir. Bu gelimeler sonucunda, gençleri ortaöretimi bitirmeye tevik eden ve örencilerin ortaöretimden, ortaöretim sonrasi eitim ve öretime (iki yillik meslek yüksekokullari dahil) geçiinin önündeki engelleri azaltan 4702 sayili yasa yürürlüe sokulmutur. 8. Be Yillik Kalkinma Plani zorunlu eitimin 2005 yilina kadar sekiz yildan on iki yila çikarilmasini hedeflemektedir. 30 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ETM Ortaöretimin gelitirilmesi konusunda Türkiye'nin önünde balica üç sorun vardir: (a) ortaöretim programlarinin içeriini deitirmek, (b) nitelii ve deerlendirmeyi iyiletirmek, ve (c) kaynaklari geniletmek. : Ortaöretim programlarinin içeriinin deitirilmesi. Teknik bilgi ve beceriler konusunda giderek artan talebin karilanmasi için müfredatta önemli deiiklikler yapilmalidir. Bilgi ekonomisinde gereken balica uzmanliklar hakkinda OECD tarafindan yapilan aratirmaya göre bireyler bilgiyi deerlendirebilmeli, baimsiz kararlar verebilmeli ve sosyal bakimdan heterojen gruplar içinde çaliabilmelidir. Gereken genel bilgi ve becerilerin yerine, 100 civarinda uzmanliin öretildii ortaöretim düzeyindeki mesleki eitimin yeniden tanimlanmasi özellikle gereklidir. Ayrica, gençlerin meslek seçimlerini bilinçli yapabilmeleri için mesleki rehberlik ve danimanlia ihtiyaci vardir. : Niteliin ve deerlendirmenin iyiletirilmesi. Eitim niteliindeki iyilemeler miktardaki artiin paralelinde gitmelidir. Türkiye mevcut iç deerlendirmelerini iyiletirirken ayni zamanda daha geni bir dizi uluslararasi kiyaslama deerlendirmelerine (Uluslararasi Örenci Deerlendirme Programi (PISA) ve Yetikinlerin Yaam Becerileri ve Okuryazarlik Çalimasi (ALL)) ve Matematik ve Fen Çalimalarina (TIMSS) katilmalidir. Mesleki eitimde, ortaöretim programlari için birbirini çapraz kesen becerilerin belirlenmesi ve genel ortaöretim ile özel yüksek öretim ve yaygin eitim arasindaki balantilarin kolaylatirilmasi ve tüm alanlardaki programlarin nitelikli olmasi amaciyla meslek standartlari ve deerlendirmelerinin gelitirilmesine devam etmek gerekmektedir. : Kaynaklarin geniletilmesi. Daha fazla yatirima ve cari fonlara ihtiyaç vardir. Brüt kayit oraninin %60'tan 2005 yilinda %100'e çikmasi maliyet olarak büyük kaynak gerektirmektedir. Ortaöretim programlarinda yapilan deiiklikler öretmen eitimi için de paralel yatirimlarin yapilmasini gerektirmektedir. Ortaöretimde tahminen 3 milyon kiiye yer açmak için 12 milyar dolarlik yatirim ve yaklaik 2 milyar dolarlik yillik cari masraf gerekmektedir. Verimlilikten salanacak olasi kazançlarla bu maliyet bir derece azalabilir (örnein meslek okullarinda örenci-öretmen orani düük olup 12/1'dir). Yüksek Öretim: Türkiye bilgi ekonomisine geçi yolunda ilerleme kaydettikçe yüksek öretimin önemi de giderek artmaktadir. : Türkiye'de 25-64 ya arasi igücünün sadece %18'i ortaöretim mezunu ve sadece %8`i yüksek öretim mezunudur. Modern bilgi ekonomilerinde ise, vatandalarin üçte ikisi bir çeit ortaöretim sonrasi eitim almitir. Türkiye'deki yetikin igücünün ortalama eitim düzeyi 5 yilin biraz üzerindeyken, bu oran yüksek gelirli OECD ülkelerinde 10 yildir. Yüksek öretimle ilgili temel güçlükler arasinda unlar sayilabilir: (a) eitimin yayginlatirilmasi, ve (b) bilgi ekonomisinin ihtiyaçlarini karilayacak ekilde programlarin çeitlendirilmesi. : Eitimin yayginlatirilmasi. Türkiye'de yüksek öretimdeki brüt kayit orani, 2001-02 döneminde açik öretim örencileri dahil, %29 iken bu oran OECD ülkelerinde %64 idi. Bunu yayginlatirmak için uygulanacak alternatifler arasinda unlar sayilabilir: (a) açik öretimin daha yaygin kullanilmasini salamak; (b) özel sektörün yüksek eitimdeki rolünü artirmak, ve (c) eitime hak kazanan düük gelirli vatandalarin okumasini önlemeyecek ekilde yüksek eitime kaynak bulma yollarini çeitlendirmek. : Programlari çeitlendirmek. Yüksek öretimin içeriini ve sunulma biçimini deien igücü piyasasina cevap verecek ekilde çeitlendirmek gerekmektedir. Yüksek öretim sistemi u an üniversitelerin kontrolü altinda olan ve iki yillik ön lisans eitimin yani sira, lisans ve lisansüstü programlari da içeren tek bir "birletirilmi" sistemdir. gücü piyasasina yönelik daha esnek ve daha 31 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ETM kisa süreli programlarin hazirlanmasi ve, 4702 nolu yasada öngörüldüü gibi ortaöretim de dahil olmak üzere, önceki örenilenlerin ve yaygin eitimin kabul gördüü mekanizmalarin oluturulmasi gerektii de bilinmektedir. Ayrica lisansüstü programlar yayginlatirilip aratirmaya yapilan yatirimlar artirilmalidir çünkü Türkiye'de 34.000 kii baina yilda sadece bir kii doktora eitimi alirken bu oran OECD'de 5000 kii baina bir kiidir. Eitimin ve öretimin gelimesine verilen destek, Dünya Bankasi'nin Türkiye'ye yardim programinin mihenktaidir. : Dünya Bankasi Türkiye'nin temel eitim reformunu 300 milyon dolarlik ikinci kredi diliminin 2002 yili ortalarinda onaylandii 600 milyon dolarlik Temel Eitim Uyarlanabilir Program Kredisi ile desteklemektedir. : Ortaöretim Projesi için hazirliklar devam etmektedir. : Banka, yüksek öretimde analitik çalima konusunu tartimaya hazirdir. 32 6. SALIK HZMETLERNDE ERM VE ETKNL ARTTIRMAK ÇN REFORM Türkiye, her ne kadar salik hizmetlerinin kapsamini geniletmede ve temel salik göstergelerinin iyiletirilmesinde ilerlemeler kaydetmise de, salik hizmetlerinin statüsü bakimindan, orta gelirli ülkelerin birçoundan geride bulunmaktadir. Halbuki, Türkiye, dünyada sanayilemi ülkeler siralamasinda ekil1:BaziAvrupaveOrtaAsyaÜlkelerindeAnneÖlümOranlari,1998 17. sirada olmasina ramen, ) 60 Birlemi Milletler Kalkinma da Programi'nin (UNDP) insani um 50 kalkinma endeksinde, ancak 85. ido 40 sirada yer almaktadir. Hayatta nlac 30 kalma beklentisi, Ekonomik 000. Kalkinma ve birlii (OECD) 001(in20 ortalamasinin on yil altindadir ve arO 10 anne çocuk ölüm oranlari bakimindan da orta gelirli ülkeler ümlÖ 0 arasinda en yüksekseklerdedir. nenA Türkiye'de salik sektörü, birçok Finlandiya anya Alm Slovenya Bulgaristan enistan Erm Azerbaycan Kazakistan bakimdan, salikli sonuçlara ulamada, düük performans Not: 1999 yilina ait 100.000 canli doumda 52 ölüm tahminleri hastane ölümlerine dayalidir. Anne ölüm oranlari daha yüksek olabilir. göstermektedir. nsanlarinin salik durumlarini iyiletirme hedefine ulaabilmek ve Milenyum Kalkinma Hedeflerinin (MKH) salik konusundakilerine ulamak için ülkenin önümüzdeki yillarda daha da youn ve kesintisiz çaba sarfetmesi gerekmektedir. Türkiye'nin Üstesinden Gelmesi Gereken Zorluklar: Üreme ve Çocuk Salii ile ilgili Milenyum Kalkinma Hedefleri Amaç: Çocuk Ölüm Oranini düürmek Hedef: Be ya alti ölüm oraninin 1990 ile 2015 yillari arasinda üçte iki oraninda düürülmesi Göstergeler: (i) Be ya alti ölüm orani (1990 yilinda 67/1000'den 2015 yilinda 22/1000'e) (ii) Bebek ölüm orani (1990 yilinda 58/1000'den 2015 yilinda 19/1000'e) (iii) 1 yainda çocuklarda kizamia kari ailanma orani (iv) Çocuklarda DPT3 ve OPV3'e kari ailanma orani Amaç: Ana Saliini yiletirmek Hedef: Anne ölüm oraninin 1990 ile 2015 yillari arasinda dörtte üç oraninda düürülmesi Göstergeler: (i) Anne ölüm orani (1995 yilinda 55/100K'dan 2015 yilinda 14/100K'ya) (ii) Eitimli salik personelinin gözetiminde yapilan doumlarin orani 33 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI SALIK Türk nüfusunun salik trendlerini incelemek ve ülkenin salik sisteminin üretim yapisini, maliyetini, hizmet sunusunu ve tekilatini deerlendirmek amaci ile, geçen yil, Banka ve Türk uzmanlar tarafindan detayli ön çalimalar yapilmi, salanan bulgular, Banka'nin son Salik Reformu Çalimasi'nda özetlenmitir. Salikla ilgili Temel Hususlar: : Türk nüfusunun salik durumu, hem mutlak, hem de ayni gelir seviyesine sahip baka ülkelerle kiyaslandiinda kötüdür, bilhassa, anne çocuk ölüm ve hastalik oranlari çok yüksektir. : Hemen hemen bütün salik göstergelerinde, kirsal ve kentsel nüfus arasinda büyük farkliliklar görülmekte olup, bölgeler arasi farkliliklar da mevcuttur. : Hastalanan herkes, tedavi imkanlarina kavuamamaktadir; bilhassa, fakir insanlarin tedavi olamama ihtimali, fakir olmayanlara nazaran daha yüksektir. : Önleyici salik ve anne çocuk saliina çok az para harcanmaktadir; aslinda önleyici salik hizmetlerine ayrilan kii baina miktar, reel olarak son be yilda azalmi bulunmaktadir. : Temel salik hizmetleri sistemi yeterli maddi imkana sahip olmayip etkin deildir; çou kii, kamunun temel salik hizmetleri tesislerine gitmemekte, ya hastenelerde dorudan ayakta tedavi görmekte veya imkanlari var ise, özel sektörde tedavi görmektedir. : Salik ocaklarinin büyük bir bölümünde, yeterli personel bulunmamaktadir, hatta birçounda tek bir hekim bile yoktur; personel (ebe) yokluu nedeni ile salik evlerinin büyük bir kisminin kapali olduu kirsal kesimde ve özellikle ülkenin Dou ve Güneydou bölgelerinde durum daha da vahimdir. : Hastanelerin çou verimsiz iletilmekte olup, kaynaklarin israfina sebep olunmaktadir. : Salik personelinin ehirlere ve bölgelere daitiminda büyük farkliliklar olup, özellikle büyük ehirlerde ve kasabalarda doktorlar daha youn olarak bulunurken, kirsal kesimde önemli ölçüde salik personeli eksiklii vardir. : Türkiye'deki salik hizmetlerinin finansman ve tedarikinin büyük bölümünden sorumlu olan Salik Bakanlii (SB) ile Çalima ve Sosyal Güvenlik Bakanlii (ÇSGB) arasinda kayda deer bir ibirlii olmamasinin yanisira, her iki bakanliin sunduu birçok hizmet alaninda çakimalar olmakta, her iki bakanliin ayni il ve ilçede tesisleri olmakla birlikte, aralarinda çok az ortak kaynak kullanimi olup, hemen her seviyede iki bakanlik arasinda birbirini tamamlayici planlama ve ibirlii hemen hemen yok gibidir. : Salik Bakanlii'na bali çok sayida çok küçük hastane olmasi da hastane sisteminin iletilmesindeki verimsizlii arttirmaktadir; bu hastaneler özellikle igücü yetersizlii ve eskimi ya da düzgün çalimayan ekipman nedeniyle sikinti çekmektedir. Sonuçta insanlar, daha uzakta olsa bile daha büyük tesisleri tercih etmektedir ve küçük hastanelerdeki yatak doluluk orani çok düüktür. : Nüfusun büyük bir bölümünün yeterli salik sigortasi olmayip, benzeri maddi bir korumasi da yoktur, özellikle, 50'den fazla ilde, nüfusun en az yüzde 10'u hiçbir sigorta veya Yeil Kart programina tabi deildir. : Kamu salik harcamalarinda hakkaniyet yoktur; zengin bölgelerdeki kii baina kamu salik harcamalari, fakir bölgelere kiyasla daha fazladir. Nüfusun, salik durumunun iyiletirilmesi hususundaki nihai hedefe ulamak için, salik hizmetlerinin finansmaninda, sunulmasinda, düzenlenmesinde, ve idare edilmesinde temel ve sistemli deiikliklere ihtiyaç vardir. Salik sisteminde bölük pörçük deiikliklerle reform yapilamaz. Salik sektörünün sorunlarini ele almayi hedefleyen reform stratejisi, en az alti alanda oluturulmalidir: 34 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI SALIK : finansman ve tedarik ilevlerinin ayrilmasi : kaynak seferberlii ve tahsisatin iyiletirilmesi : salik hizmetlerine eriimin iyiletirilmesi : salik hizmetlerine olan talebin ihtiyaçlar dorultusunda arttirilmasi : salik hizmetlerinin üretim ve sunumunda etkinliin arttirilmasi : salik hizmetlerinin klinik etkinliinin iyiletirilmesi. Bankanin yakin geçmide yapmi olduu bir çalima çerçevesinde, aaidaki tedbirler vasitasi ile, bu zorluklarin üstesinden gelinebilecei, bir salik reformu stratejisi anlatilmaktadir. : Zorunlu, evrensel sosyal salik sigortasi ve istee bali tamamlayici özel sigorta Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Ba­Kur ve Emekli Sandii'nin sunduu çeitli salik sigortalari ile devlet memurlarina sunulan hizmetler, ve Yeil Kart'tan yararlananlarin programlari birletirilerek, tek ve zorunlu ulusal sosyal salik sigortasi sistemi, profesyonelce idare edilen bir Salik Fonu haline getirilebilir. Böylelikle, mevcut örtümeler ve kapsam boluklari da rasyonelletirilmi olur. : Temel hizmetler paketi hazirlama ve kamu harcamalarini hedef alma Kiisel düzeyde, salii etkileyen fakörler sadece salik hizmetleri, genetik ve yaam tarzi ile sinirli deildir. Saliksiz beslenme, su kalitesinin kötü oluu, hijyen ve ahsi temizlik ile tütün kullanimi da balica risk faktörleridir. Anne çocuk ölüm oranini düürmek, ve bunun yanisira, salik hizmetleri, kisinin nerede yaiyor ve hangi sigortadan yararlaniyor olduuna bakilmaksizin, tüm nüfusun eriebilecei bir temel hizmetler paketi çervesinde sunulmalidir. Bu hizmetler paketi, zamaninda ailama, salik eitimi, doum öncesi bakim, doum bakimi, ve doum sonrasi bakim, çocuk hastaliklarinin entegre yönetimi (IMCI) gibi bulgulara dayali, uygun maliyetli, tibbi mudahelelerin yanisira, temiz içme suyu, ve temel ev temizlii gibi salik sektörünün diinda kalmakla beraber, salik sonuçlari üzerinde güçlü etkisi olan bir dizi önlemleri içermelidir. Yenilikçi, yönetsel hizmet sunma biçimleri de denenip ölçeklendirilerek, bu temel hizmetlerin mahrumiyet bölgelerindeki zayif ve az hizmet alan halka ulatirilmasi salanabilir. : Devlet hastanelerinin yeniden düzenlenmesi ve daha fazla özerklik verilmesi Hastanelerin ve verilen hizmetlerin etkinliini arttirmak için SB ve SSK hastanelerine, insan kaynaklari yönetimi ve gerekli satinalma girdilerinin tedarik edilmesi gibi konularda tedrici olarak idari ve mali özerklik taninmalidir. Bu uygulama, hastenelere, çalitiklari ortamda, kendilerinin hizmet grubunu tanimlayacai gibi, daha ucuza mal olacak tibbi ve yemek hizmetlerini diaridan temin edilebilmesi gibi, çeitli hizmet sunuculari ve tedarikçilerle de aranjmanlar yaparak daha çok verimli olmalarini da salar. : Kurumsal sorumluluklarin birletirilmesi ve yeniden tanimlanmasi Salik Bakanlii ile Çalima ve Sosyal Güvenlik Bakanlii, salik sektöründe yapmi olduklari mevcut yatirimlar sayesinde, ülkenin salik hizmetlerinde önemli rol oynamaktadirlar. Bu iki Bakanlik arasindaki iliki açia kavuturularak yeniden tanimlanmali ve böylelikle, iki Bakanlik ortak deerler ve ortak amaçlar dorultusunda düzenleyici bir çerçevede çaliabilmeli, hizmet sunumu ve hasta sevkiyati gibi alanlarda birbirini tamamlayan bir ibirlii içinde olabilmelidir. Sözkonusu ibölümü, kullanicilari deil, salik hizmeti ilevlerini dikkate almali ve SB daha çok politika hazirlama, düzenleyici denetim ile megul olurken, ÇSGB salik sigortasi üzerinde durmalidir. 35 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI SALIK : Temel salik hizmetlerinin güçlendirilmesi Temel salik hizmetlerinin sunulmasinda yapilacak reformlar hem tip camiasinda hem de tip camiasinin müterilerinde, temel salik hizmetini salayan kiilerin algilanma biçimini iyiletirmek olmalidir. Bu uzmanlara, hem ev ortaminda hem de hastane ortaminda, hasta tedavisini yönlendirmek için gerekli araçlar verilmeli, dolayisiyla çeitli salik hizmeti sektörlerinin bütünlemasi salanmalidir. Doktorlarin, bütün aileye kapsamli ve kesintisiz hizmet sunduu ve temel düzeyde klinik bakim imkani sunarak bir nevi bekçilik görevi yapan "aile hekimlii" uygulamasi da tevik edilmelidir. Reformlarin zamanlama ve siralamasi, sistemin deiikliklerin üstesinden gelebilmesi için çok önemlidir. Tavsiye edilen yaklaim iki aamali bir uygulamadir: birinci aama üç ile be sene sürer, ikinci aama ise, birinci aama bitiminden itibaren üç ile be sene daha devam eder. Aaida sayilan adimlarla ilk 100 günde kapsamli bir reformun tanimlanmasi ve uygulanmasi için salam bir temel oluturulmu olur: : Reform gündeminin belirlenmesi ve sindirilmesi için salik sektöründeki temel paydaslari (devlete bali olan ve olmayan) bir araya getirmeyi amaçlayan ulusal bir konferans araciliiyla reform gündemi üzerinde fikir birlii aliveriinin yapilmasi. : Reform gündeminin uygulanmasinin koordinasyonundan sorumlu, yüksek düzeyli, bakanliklar arasi (muhtemelen Babakanlia bali) bir komite kurulmasi. : Hükümetin taahütünü alarak, kirsal kesimde bir pilot program balatip anne ve çocuk ölüm oranlarini dier orta gelirli ülkelerin seviyesine getirmek Banka, Türkiye'nin salik reformunu, hem devamli danimanlik hizmetleri ile hem de muhtemel yeni kredilerle kapsamli olarak desteklemeye hazirdir. : Banka, yakinda kapanacak Salik II Projesi'ni, 150 milyon dolarlik kredi ile desteklemektedir. Bu proje, Türkiye'nin anne çocuk ölüm oranlari ile ilgili MKH"ne ulamasini salayacak önemli tedbirlerin alinmasi ve uygulanmasinin yanisira, klinik hizmetlerin etkinliinin iyiletirilmesi ve hizmetlere olan talebin arttirilmasini içermektedir. : Banka, Türkiye'deki salik sisteminin kari kariya kaldii zorluklaritetkik etmek ve reform seçeneklerini belirlemek amaci ile bir Salik Reformu Çalimasi yapmitir. 36 7. MAL SEKTÖRÜN GELMES VE BÜYÜMES LE LGL HUSUSLAR Türkiye'deki finansal hizmetler sektörü henüz gelimeye balamitir ve kredi piyasalarina bankalar (mali sistem varliklarinin %85'ten fazlasina karilik gelmektedir), sermaye piyasalarina ise devlet tahvilleri hakimdir (alim satimin %90'dan fazlasi). : Sigorta irketleri, özel emeklilik fonlari, finansal kiralama, borç verme ve risk sermayesi firmalari gibi banka dii finans kurumlari (BDFK'lar) finans sistemindeki varliklarin %15'ten az bölümünü ve GSMH'nin %15'ten az bölümünü oluturmaktadir. Sermaye piyasasi son yillarda daralmitir ve piyasa kapitalizasyonu GSMH'nin sadece %30'una karilik gelmektedir. irketlerin borçlanabilecei piyasalar yoktur ve organize türev piyasalari da hala emekleme çaini yaamaktadir. Finansal hizmetler sektörü, si ve dar olmasi nedeniyle oklara maruz kalmi, bunun sonucunda krizlerin tekrarlandii görülmü, sektörün aracilik etme verimlilii azalmi ve özel sektörün büyümesini olumsuz etkilemitir. Bankacilik Sistemi Finansal hizmetler sektöründe son yirmi yildir bankacilik sistemi hakimdir ve sistemdeki zayifliklar son yillarda ekonomide görülen genel problemleri arttirmitir. Son üç yildir reformlarin ve kalkinmanin balica odak noktasi, gelimi bir finansal hizmetler sektörünün temelini oluturan bankacilik sisteminin güçlendirilmesi ve dengelenmesi olmutur. Bankacilik sistemiyle ilgili önemli sorunlarin çözülmesinde önemli mesafeler kaydedilmitir. Bankacilik Reformunda Temel Dönüm Noktalari: : Bankacilik yasasinin, yönetmeliklerinin ve muhasebe standartlarinin uluslararasi en iyi uygulama standartlari seviyesine çikarilmasi : Yeni ve baimsiz bir Bankacilik Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (BDDK) kurulup iler hale getirilmesi : Tasarruf Mevduat Sigorta Fonunun (TMSF) 20'den fazla iflas etmi özel bankaya müdahale etmesi ve bu bankalarin 4'ü diinda tümünün feshedilmesi : Özel mevduat bankalari için bir Rekapitalizasyon Programinin uygulanmasi. Bankalarin kredi portföylerinin analizi ve IAS 29'a (hiper enflasyona göre deerleme) göre düzenlenmi bilanço üzerinden sermaye yeterlilii oranlarinin tespitini öngören 3 aamali denetim süreci Haziran 2002'de tamamlanmitir. 37 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI BANKACILIK VE FNANS : Devlete ait Ziraat ve Halk Bankalarinin mali ve iletimsel olarak yeniden yapilanmasinin ve Emlak Bankasi'nin kapatilmasinin tamamlanmasi. Bu baarilara ramen, bankacilik sistemi reformu gündeminde, BDDK'nin ve TMSF'nin kurumsal geliiminden TMSF'nin müdahale ettii dier bankalarin feshedilmesine ve devlet bankalarinin yeniden yapilandirilmasina/ özelletirilmesine kadar uzanan çok sayida gerçekletirilememi madde vardir. Ele Alinacak Bankacilik Reformu Hususlari: : BDDK'nin kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi. BDDK kurulduundan bu yana kurumsal kapasitesinin arttirilma yolunda ilerleme kaydedilmitir ancak bir banka düzenleyici otorite olarak etkinliinin daha da artirilmasi için yapilmasi gereken baka eyler de vardir. Özellikle: Tüm BDDK departmanlarinin kullanacai ortak bir veri tabaninin hazirlanmasi ve bankalardan detayli bilgilerin zamaninda alinmasi gibi banka dii analiz kapasitesinin önemli oranda güçlendirilmesi Yeminli Banka Murakiplarinin genel BDDK personeli ile daha da bütünletirilmesi Risk bazli gözetimin gelitirilmesi Ek BDDK yönetmelikleriyle de desteklenecek olan bir Müdahale Klavuzunun hazirlanarak, hangi durumlarda müdahalenin gündeme geleceinin ve neler yapilacainin belirlenmesi BDDK personelinin dondurulan maalarinin serbest birakilmasi BDDK'nin kendi personeline piyasa ile uyumlu maalar ödeyebileceinin ve nitelikli personelin BBDK'dan ayrilmasini önleyebileceinin gösterilmesi gerekir : TMSF için uzun vadeli stratejik plan hazirlanmasi. Bankacilik sistemindeki yeniden yapilanmanin sonuna yaklailirken hükümetin daha genel bir yaklaimla, TMSF'nin kurumsal yapisi ve mevduat sigorta politikasi sorunlari üzerinde düünmeye balamasi gerekir. Bunlar arasinda aaidakiler sayilabilir: üpheli Kredi Alacaklari (KA) portföyünün (defter deeri bazinda) ve neredeyse 10 milyar dolara yaklaan gayri menkul varliklarinin etkili bir ekilde çözümlenmesi Tam mevduat garantisinin kaldirilmasi karari ve daha sonra salanacak kisitli kapsamin düzeyi TMSF'nin Yeri ve Yönetim Yapisi ile ilgili Karar ­ gelecekte TMSF (müdahale ettii bankalarin sahibi olarak) ile BDDK (kendi yan kurulularinin sahip olduu bankalarin denetlenmesinden sorumlu kurulu olarak) arasinda çikabilecek menfaat çatimalarindan kaçinmak için, TMSF'nin BDDK'dan baimsiz hale mi getirilecei sorusu üzerinde düünülmelidir. Ayrica TSMF'nin Ankara yerine stanbul'da olmasinin daha uygun olup olmayacai da belirlenmelidir. : Mevcut bankalarin TMSF kapsamindaki fesih ilemlerinin tamamlanmasi. Hala TMSF ile feshin farkli aamalarinda bulunan bazi bankalar vardir. Bunlar arasinda Türk Ticaret Bankasi (tasfiye halinde), Taribank (Denizbank'a satilmakta), Toprakbank (Bayindir ile evliliin ardindan tasfiye halinde), Pamukbank (yasal süreç devam etmekte) ve Bayindirbank (batik bankalarin büyük borçlari için TMSF'nin geci döneminde mal varliklari daitilan yan kuruluu olarak kullaniliyor ve bu borçlarin yeniden ödenmesiyle çökü devri yaiyor) sayilabilir. Bu bankalarin tümünün gelecek üç ile alti ay içinde tamamen çözüme kavuturulmasi gerekmektedir. : Yapi Kredi'nin Mülkiyet Sorunun Çözülmesi. Pamukbank ve Yapi Kredi Bankasi arasindaki karmaik ilikiler nedeniyle TMSF, daha önce Pamukbank'a müdahale edildii zamanlarda banka sahibi olamayacai beyan edilen Çukurova grubuna ait irketlerin elinde bulunan Yapi Kredi hisselerinin büyük bölümüne sahiptir. Durumu çözüme kavuturmak için TMSF ile Çukurova grubu 38 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI BANKACILIK VE FNANS arasinda görümeler devam etmektedir. Yapi Kredinin sistem açisindan önemi düünülürse bu sorunun bir an once çözülmesi ve bankaya yeterli sermaye salanmasi çok önemlidir. : TMSF kapsaminda KA'larin paket satiinin tamamlanmasi. TMSF'nin tahsilat bölümü KA'larin piyasaya paket satiini planlamaktadir, böylece bunlar da birkaç ay içinde çözümlenmi olacaktir. Yukaridaki eylemlerin birçou BDDK/TMSF açisindan büyük hamlelerdir ve hükümetin aktif desteini gerektirmektedir. : cra ve flas Yasasinin ve mahkeme altyapisinin güçlendirilmesi. Türkiye'deki maddi teminat ve iflas yasasinin ve bunu destekleyen hukuki altyapinin gözden geçirilerek, `stanbul Yaklaimi'nin da yardimiyla, bankacilik sisteminin ve TMSF'nin elinde bulunan KA'larin baariyla çözümlenmesi ve bankalarin krediye tevik edilmesi gerekmektedir. Geçerli yasalarda yapilacak deiikliklerle ilgili ilk taslak hazirlanmitir. Hükümet, Banka'nin Adalet Bakanlii ile ibirlii içinde hazirladii, flasin Yerine Getirilmesi ve Alacakli Haklari ile ilgili Raporda belirtilen en iyi uygulama standartlari paralelinde, cra ve flas Yasasi'ni gözden geçirmenin en kisa zamanda tamamlanmasini salamalidir. : Vakifbank'in acil olarak yeniden yapilanmasi ve özelletirilmesi. Vakifbank, Haziran 2002 sonu itibariyla 9 katrilyon liralik aktif büyüklüü itibariyle, bankacilik sistemindeki mal varliklarinin %7'sini temsil eden büyük bir bankadir ve bu nedenle mali durumunun bozulmasi halinde bankacilik sisteminde istikrarsizlia yol açabilir. Özelletirmenin baarisiz olmasi bankanin aaidaki nedenlerle satilamayacaini göstermitir: Tüm kredi alacaklarinin %47'sine denk gelen çok yüksek üpheli kradi alacaklari Bilançosunda temel bankacilik iiyle uyum içinde olmayan, airi miktarda bankacilik dii mal varliinin olmasi (örnein gayrimenkul yatirimlari ve öz sermaye ortakliklari) Mülkiyetin ve irket yönetim yapisinin net olarak belirlenmi olmamasi Bu nedenle hükümet Vakifbank konusunda ne yapilacai ile ilgili acil karara varmalidir. Alicilarin bankaya ilgi gösterdii açiktir, ancak yukarida anilan üç sorun bilançonun ve mülkiyetin yeniden yapilandirilmasi yoluyla çözülmedikçe bu banka satilamaz. : Halk Bankasi için bir özelletirme öncesi planin uygulanmasi. Halk Bankasi'nin satilabilmesi için net ve güvenilir bir özelletirme öncesi plani hazirlanmalidir. KOB'ler genellikle kredi destei için Halk Bankasi'ni, ancak bu bankanin hizmetlerindeki kalitesizlik nedeniyle, dier bankacilik ilemleri için büyük özel bankalari tercih ettiinden Halk Bankasi'nin müteri tabani zayiftir. Halk Bankasi ayrica, kirsal kesimde bulunan KOB'lerin de katkisiyla, Ziraat Bankasi'yla giderek artan rekabet içinde olacaktir çünkü Ziraat Bankasi stratejik danimanlarin önerileri dorultusunda çok yönlü hizmet sunan bir banka haline gelmektedir. Halk Bankasinin baimsiz bir banka olarak geleceinin olup olmadii sorusu çözüme kavuturulmali ve onu baka bir banka ile birletirme seçenei düünülmelidir. : Ziraat Bankasi'nin özelletirmeye hazirlanmasi. Ziraat Bankasi'nin, Hollanda'daki RABO Bank'in da desteiyle, Türkiye'de tarimin finansmani üzerine yaptii stratejik çalima, Ziraat Bankasi'nin sadece temel tarimi finanse ederek ayakta kalamayacaini ve uzun vadede kar salamasi için çok yönlü hizmet veren bir kirsal kesim bankasi olmasi gerektiini göstermitir. Ziraat Bankasi için özelletirme öncesinde bilançonun yeniden yapilandirilmasi gerekebilir çünkü devlet tahvillerinin hakim olduu geni bilançosu yüzünden özel yatirimcilar için çekici olmayabilir. Olasi yeniden yapilanma seçenekleri karmaik ve büyük boyutlu olduundan ve mali sonuçlar dourduundan hükümetin acil dikkatini gerektirmektedir. : Bankacilik sisteminin devlet tahvillerine baimliliin azaltilmasi. Devlet tahvillerinin, bankalarin varliklari içindeki payi giderek artmakta ve bu da bankacilik sistemini iktidar yokluundan kaynaklanacak algilanan ya da gerçek risklere kari hassas durumda birakmaktadir. Hükümet kendi tahvilleri için baka sati yollari aramali ve bankalarin elindeki devlet tahvillerinin yava yava azalmasini ve fonlarin reel sektör borçlarina aktarilmasini salamalidir. Devlet tahvillerini emecek bir kurumsal yatirimci zemininin oluturulmasi temel önceliklerden biridir. Banka'nin yaptii Banka 39 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI BANKACILIK VE FNANS Dii Finans Kurumlari ve Sermaye Piyasalari çalimasinda bu amaca yönelik bir strateji belirlemede hükümete yardimci olacak bazi öneriler vardir. Banka Dii Finans Kurumlari (BDFK) ve Sermaye Piyasalarinin Öncelikleri Finansal kiralama, faktoring ve risk sermayesi gibi bankacilik dii finans hizmetleri ile sermaye piyasalari (öz sermaye/irket sermayesi, borç/türev piyasalari) yakin gelecekte hizla geliecektir. : Uzun süreli makroekonomik istikrarsizlik ve hiperenflasyon nedeniyle finansal varliklara yapilan yatirimlarda çekingenlik meydana gelmi ve Kamu Kesimi Borçlanma Gereksinimi (KKBG)'nin sürekli olarak yüksek olmasi özel sektöre yönelecek fonlara yer birakmamitir. Hükümetin devam eden istikrar ve yapisal reform çabalari, finans hizmetleri sektörünün u anki düük seviyesinden hizla yukarilara çikmasi beklentilerini desteklemektedir. Bu tür hizli bir büyüme, ekonominin canlanmasi ve özel sektörün kalkinmasi bakimindan çok yararli olmakla beraber, yeni hassasiyetler de dourabilir, bu nedenle etkin ekilde tevik edilip yönetilmesi için önlemler alinmalidir. Bu firsattan yararlanmak ve finans sistemindeki bazi bölümlerin hizla büyümesinin yeni kirilganliklar oluturmasini önlemek için bazi temel politika hususlari ele alinmalidir. BDFK'ya ait Konular ve Politika Önerileri: : Uzun vadeli tasarruflari harekete geçirmek için vergi teviklerinin ve düzenleyici teviklerin getirilmesi. u an mali sistemin diinda tutulan büyük tasarruflar finans sistemine kazandirilarak, finans sektöründeki kalkinma balatilabilir/hizlandirilabilir. Bunu yapmanin ve finans sektöründe hizli ancak dengeli büyümeyi baarmanin yolu, finans ürünleri/hizmetleri ve kurumlarinda bir araç ya da kurum tipini dierine ye tutan mevcut bozukluklari ortadan kaldirip, tasarruflarin öz sermaye/giriim sermayesi ve emeklilik/hayat sigortasi ürünleri gibi risk bazli ve daha uzun vadeli yatirimlara yönetilmesi için iyi düünülmü tevikler getiren bir vergi politikasi hazirlamaktir. : Kurumsal yatirimci zemininin geliimini tevik etmek. Büyük tasarruflarin etkili ekilde kullanilmasi için kurumsal bir yatirimci zemininin (özel emeklilik fonlari/sigorta irketleri/aliveri fonlari) geliimi tevik edilmelidir. Özel emeklilikte bunun baarilmasi için kamu emsiyesi altindaki sosyal güvenlik sisteminde baka reformlar yapilmali, mevcut ve yeni özel emeklilik programlarinin düzenlenmesi / denetlenmesi güncelletirilip merkeziletirilmeli ve bunlarin vergi ilemleri uyumlu hale getirilmelidir. Sigortada bunun baarilmasi için geçerli yasa ve yönetmelikler güncellenmeli ve sigorta denetimi nitelikli ve baimsiz olmalidir. Yatirim fonlarinda bunun baarilmasi için ise yönetmelikler AB UCITS Direktifi ile uyumlatirilmali, sektörde konsolidasyon olmali ve fonlar için aracilik bir vergi rejimine tabi olmalidir. : Sermaye piyasalari altyapisinin verimliliini artirmak. Mevcut verimsizlikler ele alinmalidir, örnein MKB'nin özelletirilmesi, piyasadaki altyapi firmalarinin Takasbank'in bir kismina sahip olan MKB'nin balarindan kaynaklanan potansiyel menfaat çatimalarinin ortadan kaldirilmasi, menkul kiymetlerin satiinin hizlandirilmasi, Devlet tahvilleri için elektronik ticaret platformunun benimsenmesi. 40 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI BANKACILIK VE FNANS : Finansal kiralama, faktoring ve risk sermayesi fonlarinin geliiminin tevik edilip hizlandirilmasi. Finansal kiralama ve faktoring yasalari ve yönetmelikleri modernletirilmeli ve risk sermayesi geliimini harekete geçirmenin yollari aratirilmalidir. : Azinlik hisse haklari ve mali tablolarin effaflii güçlendirilmeli ve mali piyasalari düzenleyici denetim etkinletirilmelidir. irket yönetimi güçlendirilerek, tüm finans kurumlari ve halka açik irketlere özgü raporlama uygulamariyla desteklenen bir Uluslararasi Muhasebe Standartlari (UMS) platformu oluturulmalidir. Denetim etkinletirilerek, mali sektörü düzenleyici kurumlar güçlendirilmeli ve mali ve mali-endüstriyel holdinglerin konsolide denetimi gelitirilmelidir. Dünya Bankasi'nin Finans Sektöründeki Faaliyetleri Banka, son dört yildir kredi, hibe ve teknik destek faaliyetleriyle Türkiye'deki finans sektörünü kapsamli ve detayli bir ekilde desteklemektedir. Banka'nin aaidaki faaliyetleri halen devam etmektedir: : hracat Finansmanina Aracilik Kredisi (EFIL, 252 milyon dolar). Eylül 1999 tarihinde balayip halen devam eden ve Türk Exim Bank araciliiyla salanan hracat Finansmanina Aracilik Kredisi aralarinda tekstil, gida ileme, metal ileri, otomobil parçalari ve mobilyanin da bulunduu ekonominin çeitli imalat sektörlerine ihracat finansmani salamada oldukça baarili olmutur. Ayrica dorudan piyasa katilimcilariyla girdii aaidan yukari diyalog yoluyla kredi ve risk yönetimi fonksiyonlarini da gelitirerek önde gelen özel bankalardaki finansal arabuluculuu güçlendirmitir. : Program Amaçli Mali ve Kamu Sektörü Uyum Kredisi II (PFPSAL II, 1,35 milyar dolar). u an uygulanmakta olan Program Amaçli Mali ve Kamu Sektörü Uyum Kredisi finans ve kamu sektöründeki politika reformlarini ve kurumsal reformlari destekleyen bir dizi uyum kredisinin üçüncüsüdür (dier ikisi Aralik 2000 tarihinde verilen 778 milyon dolarlik Finans Sektörü Uyum Kredisi ve Temmuz 2001 tarihinde verilen 1,1 milyar dolarlik PFPSAL I idi). PFPSAL II'nin odak noktasi bankacilik sektöründeki yönetmeliklerin uygulanmasi, BDDK ve TMSF'nin kurumsal geliimi ve TMSF bankalarinin ve onlara ait varliklarin çözümlenmesi, cra ve flas Yasasinda ve mahkeme altyapisinda yapilacak reformlar, Vakifbank'in özelletirilmesi ve Ziraat ve Halk Bankalarinin iletimsel olarak yeniden yapilanmasi ile gelecekteki rollerinin stratejik açidan deerlendirilmesidir. : Banka Dii Finans Kurumlari (BDFK) Çalimasi. Banka'nin finans sektörü ekibi Sermaye Piyasasi Kurulu, Hazine Müstearlii'ndaki Sigortacilik Genel Müdürlüü ve Finansal Kiralama/Faktoring Dairesi, BDDK, stanbul Menkul Kiymetler Borsasi, Sigorta ve Menkul Kiymetler Piyasalari Birlii ve çok sayida emeklilik fonu ile ibirlii içinde Türkiye'de Banka Dii Finans Kurumlarinin ve sermaye piyasalarinin büyümesi ile ilgili sorunlar hakkinda kapsamli bir çalima yapmitir. Bu çalimada ayrica BDFK sektöründeki büyümenin sürekli olmasi için uygulanmasi gereken politikalar ve kurumsal reformlar detayli olarak anlatilmaktadir. Çalima Aralik 2002 tarihinde tamamlanacaktir. BDFK çalimasinda yer alan öneriler Banka'nin gelecekte finans sektörüne verecei destekle ilgili görümelerin zeminini oluturacaktir. 41 8. KRZDEN ÇIKI ÇN REEL SEKTÖRÜN DESTEKLENMES dünyasi 2001 yilindaki krizden oldukça olumsuz yönde etkilenmitir. : Kriz sanayi, inaat, ticaret ve hizmetler dahil, bütün sektörleri etkilemitir. hracatin Yönü : Özel sektörde kapasite kullanimi 2001 yilinin ilk yarisinda ortalama %65 iken, dördüncü 35.0% çeyrekte %68'e çikmitir. Kapasite kullanim 30.0% orani birçok firmanin baaba düzeyinin çok 25.0% altinda kalmitir. 20.0% : Yerel talebin düük olmasi otomobil, inaat, 15.0% medya ve toptan daitim ve perakende gibi iç 10.0% pazara odaklanan birçok sektörü olumsuz 5.0% etkilemitir. Turizm 2001 yilinda gelen 11 0.0% milyon yabanci turist ile gücünü korumutur. 97q4 98q1 98q4 99q1 99q4 00q1 00q2 00q3 00q4 01q1 01q2 01q3 01q4 : Türk Lirasi'nin devalüasyonu ihracat yapan birçok firmaya yardimci olmu ve krizin Büyük Orta Küçük etkisini biraz azaltmitir, ama ihracatçi firmalar dahi 2001 yilinda kar salayamamitir. Mali Harcama Yükü : Birçok firma, reel faiz oranlarindan 35.0% kaynaklanan yüksek finansman maliyeti, di 30.0% kaynakli borç ödeme yükü ve buna bali döviz 25.0% kuru kayiplarindan, olumsuz olarak etkilenmitir. 20.0% 15.0% : stanbul Menkul Kiymetler Borsasi'nda (MKB) yer alan firmalar 2001 yilinin ilk 10.0% çeyreinde toplam 1 milyar dolar zarar 5.0% ederken, ayni firmalar 2000 yilinin ayni 0.0% döneminde ise 1,6 milyar dolar kar etmilerdir. 97q4 98q1 98q4 99q1 99q4 00q1 00q2 00q3 00q4 01q1 01q2 01q3 01q4 Karlilikta umulan gelime yilin son yarisinda Büyük Orta Küçük görülmemi ve MKB firmalarinin net kazançlari 2001 yilinin tümünde %80 azalma Büyüklüe Göre Kar göstermitir. 10.0% : Özel yatirimlar 2001 yilinda %33 civarinda azalmitir. 5.0% : Bu düü birçok firmayi 2001 yili boyunca 0.0% personel azaltma, çalima saatlerini kisaltma, 97q4 98q1 98q4 99q1 99q4 00q1 00q2 00q3 00q4 01q1 01q2 01q3 01q4 -5.0% tesiste uzun süreli bakim yapma ve izinleri uzatma gibi çeitli önlemlerle igücünü -10.0% kisitlamaya zorlami, içiler ve aileleri krizden -15.0% çok kötü etkilenmitir. 2001 yilinin sonunda, -20.0% igücünün yaklaik %10,6'si isiz ve %6'lik -25.0% kesimi de kapasitesinin altinda çalimaktaydi. Büyük Orta Küçük 42 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GRM 2001 yilinda birçok firma batmi, kriz özellikle küçük ve orta boy iletmeleri derinden etkilemitir. Bununla beraber orta boy ve büyük firmalar da halen krizin etkilerini taimaktadir. Büyüme 2002 yilinda yeniden balamitir, ancak bu iyileme sürekli olmayabilir. Büyüme ve Yenilenme aretleri: : GSMH, 2002 yilinin ilk yarisinda %4,7 artmitir Problemli irketler, 1998-2001 1. Dönem : hracatta ilk alti ayda gerileme olmami (MKB'de Kayitli) ve 2001 yilinin ayni dönemine nazaran %3,3 büyüme görülmütür. 30 : Sanayi üretimi 2002'nin ilk yarisinda %8 Sürdürülebilir artarken (imalatta %9,3), 2001 yilinin 59 6 ayni döneminde %7 gerileme olmutur. 73 70 letme bakimindan problemli : Özel sektöre ait fabrikalarda kapasite kullanimi yilin ilk yarisinda ortalama 40 Mali bakimdan 5 %71 iken, bu oran 2001 yilinda %65'ler problemli 4 seviyesinde kalmitir. 5 22 Teknik olarak iflas 11 13 : sizlik ilk çeyrekte artmaya devam etmi etmi 24 15 ve igücünün %11,8'ine (ya da 2,5 9 14 milyon isize) kadar yükselmi ama 1998 1999 2000 2001Q1 ikinci çeyrekte isizlik azalarak igücünün %9,6'sina (ya da 2,2 milyon isize) dümütür. Ayrica özel sektördeki çalima saatleri ilk alti ay içinde %5,3 kadar artmitir. Muhtemel Riskler: : Üretimdeki artiin youn talep nedeniyle meydana geldii henüz kesin deildir; firmalarin çou tükenen stoklarini yenileme çabasi içindedir. Ayrica, bütün sektörlerde iyileme görülmü deildir; inaat sanayisindeki üretim 2002 yilinin ilk alti ayinda %5 oraninda azalmitir. : Reel faiz oranlari yüksek seviyelerini korumaktadir ve firmalar kriz sonrasi kredilerdeki düü nedeniyle finansman bulma konusunda zorlanmaktadir. Salanan finansman ise genellikle kisa vadeli olup alti ay ya da daha kisa sürelidir. : Firma kapanilari 2002 yilinda da artarak devam etmitir. Austos ayi içinde 11.377 adet küçük ve orta boy iletme kapanmitir ve bu sayi 2001 yilina göre %15,5 fazladir. Kapanma orani büyük kurulularda ve kooperatiflerde bile %23,5 oraninda artmitir (2.025 firma). Bu da firmalarin halen tam olarak toparlanamadiina ve ayrica yasal kapanma sürecinde de gecikme olabileceine iaret etmektedir. : Ekonomi halen disal artlardan, özellikle de Avrupa'daki ekonomik yavalama ve bunun ihracattaki büyümeye olan etkisinden, bölgedeki çatima olasilii ve bunun turizme, petrol fiyatlarina ve Türkiye'nin, Irak bata olmak üzere, komulariyla ticaretine olan etkisinden zarar görebilecek durumdadir. 43 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GRM stanbul Yaklaimi (Y) firmalarin krizden çikmalarina yardimci olmak üzere gelitirilmitir. : Dünya Bankasi Dou Asya'daki dier kriz ülkelerinin ve Meksika'nin deneyimlerine dayanan bir irket çözüm stratejisi gelitirme konusunda hükümete, bankalara ve endüstriye danimanlik hizmeti yapmitir. Bunun sonucunda, bankalarin ve dier alacaklilarin birleerek sikintidaki firmalara borçlarini yeniden düzenleme ve yeniden yapilanma konusunda yardim ettii gönüllü bir çözüm plani olan stanbul Yaklaimi (Y) Haziran 2002 tarihinde benimsenmitir. stanbul Yaklaimi uygulanirken icra ve iflas yasasi da gözden geçirilmektedir, böylece Y'na katilma tevik edilecek ve Türkiye'de orta vadeli kaynak aktarimi iyiletirilecektir. stanbul Yaklaimi'nin dayandii Uygulama Prensipleri, irket çözümleri konusundaki uluslararasi deneyimlerden alinan derslerden yola çikilarak, Türkiye ortamina göre uyarlanmitir. stanbul Yaklaiminin Uygulama Prensipleri: Alacaklilar borçlu firmanin kredi sorunlarinin çözümünde iflas ve haciz gibi resmi prosedürü izlemek yerine mahkeme dii yollardan çözülmesine razi olduklarini belirtmilerdir. : Mahkeme dii çözüm süreci her olay için ayrica ilemekte, baka bir deyile, stanbul Yaklaimi Süreci sürece katilan her büyük borçlu firma Alacaklilar Firmalarin ayri bir Alacaklilar Komitesi tarafindan Alacakli ArasiAnlama Seçilmesi Durum Komitesinin ele alinmaktadir. Devlet bankalari ve Tespiti Kurulmasi TSMF de dahil, 40 kadar banka ve Kalitenin Çözüm banka dii finans kurumu tarafindan Gözden Anlamasi Hakem Geçirilmesi alacaklilar/ Komitesi %50-79 alacaklilar arasi anlama imzalanmitir, borçlu kredi alacaklilari gibi dier alacaklilar da Alacaklilar Komitesi araciliiyla bu Kesin Anlama çözüm sürecine katilabilir. >%75 : Y'nda çözüm zamana balidir. Alacaklilar Komitesi'nin karara varmak ve kredi borçlusu ile bir çözüm Döner Sermaye üzerinde anlamak için en çok 180 günü vardir. : Alacaklilarin %75'ten az, ancak toplam alacaklarin deer olarak %55'ini oluturan alacaklilar, bir plani onaylarsa, bu plan onay verme yetkisi olan bir hakem komitesine sunulur. 180 gün sonra alacaklilarin ancak %55'ten az bölümünün plani onaylamasi sonucunda ise, önerilen plan uygulamaya konmaz ve her alacakli kendi alacaklarinin peine dümekte serbest olur. : Alacaklilar her borçlu firmanin uzun vadede ayakta kalma imkanini da dikkatle gözden geçirir. : Gözden geçirme ve görümeler sirasinda alacaklilar ilemlerin durdurulmasina karar verir. Baka bir deyile, alacaklilarin her biri kendi kredisini açik tutmayi ve dier alacaklilarin zararina olacak ekilde alacaini tazmin etmemeyi kabul eder. : Tüm borç verenler tarafindan, öncelik düzenlemeleriyle birlikte belirli borç verenler tarafindan ya da önceliklerin dikkate alinmasi artiyla varliklarin elden çikarilmasindan salanan gelirle orantili olarak yeni para temin edilebilir. Bu tür finans desteinin altinda yatan dier prensipler arasinda, mevcut taleplerin önceliinin kabul edilmesi ve zararlarin ayni kategorideki alacaklilar arasinda eit paylailmasi sayilabilir. 44 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GRM : Alacaklilar bir firmanin uzun vadede ayakta kalabileceine karar verirse, bir yeniden yapilanma programi hazirlanmalidir, örnein faizden muaf dönem, faizin bakiyelerle sermayeye katilmasi, borç vadelerinin uzatilmasi, yeni borç verilmesi ya da borcun öz sermayeye dönütürülmesi gibi. : Bu uzun vadeli finansal deiiklikler, firmanin bu çözüm süreci boyunca yeniden yapilanmasini gerektirecek bir i planinin uygulanmasi artina balidir. stanbul Yaklaiminin Kurumsal Yapisi Yeniden yapilanma kapsaminda yönetim deiiklikleri, sermaye Koordinasyon BDDK eklenmesi, varliklarin ya da bazi Komitesi irket bölümlerinin satilmasi, irket evlilikleri ve hatta firmalarin yeni TSKB Takhim sahipleri tarafindan devralinmasi Koordinasyon/Arabulucuk Paneli sayilabilir. : Bir çözüme karar verildikten sonra, Alacakli Alacakli Alacakli alacaklilar ve borçlu (firma) Komitesi Komitesi Komitesi çözümün artlarini belirleyen, borçlunun yapmasi gerekenleri ve 1.Dava 2.Dava 3.Dava anlamanin gözden geçirilmesini gerektirecek olaylari bildiren bir anlama imzalar. : Y borçlu firmanin hayatta kalacainin teminati deildir. Yetkili düzenleyici kurumlarin müdahale etmemesi ve gönüllü olarak balatilan bir süreç olmasi nedeniyle Y ancak bu sürece katilan bankalar ve irketler tarafindan desteklenirse etkili olabilir. Türkiye Sinayi Kalkinma Bankasi'nin (TSKB) yönetimi altindaki Koordinasyon Sekreteryasi stanbul Yaklaimini denetleyerek bu sürecin lojistik ve zamanlama açisindan etkin bir ekilde gerçeklemesini salar. : Türkiye Bankalar Birlii yönetim kurulu tarafindan tayin edilip TSKB'nin yönetimi altinda çalian üç kiilik Hakem Komitesi, toplam alacaklarin deer olarak %55-75'inin temsil edildii bir çözüm planini onaylamasi halinde çözüm ile ilgili karara varir. Ekim 2002 itibariyla 2,7 milyar dolar borcu olan 189 firma stanbul Yaklaimi'ndan yararlanmitir. : 134 tanesi büyük, 55 tanesi ise KOB olan bu firmalarda 20.000 içi istihdam edilmekte, 1 milyar dolarlik sati ve 429 milyon dolarlik ihracat yapilmaktadir. Y'nin birinci aamasinin 2003 yilinin ilk çeyreinde tamamlanmasi beklenmektedir. stanbul Yaklaimi'nin uygulanmasinda bugüne kadar makul bir ilerleme kaydedilmitir ama engel oluturabilecek birkaç husus da ortaya çikmitir. : Hazine, Merkez Bankasi, BDDK, bankalar, TOBB ve TÜSAD'in katilimiyla kurulan, ancak kuruluundan bu yana aktif olmayan Danima Kurulunun aktif hale getirilimesi gerekmektedir. Danima Kurulu, Y sürecini gözden geçirmeli ve gerekiyorsa yasada ve/veya süreçte deiiklikler önermelidir. 45 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI GRM Dünya Bankasi reel sektörün yaadii kriz ve olasi çözüm stratejileri konusunda Türkiye'ye çeitli ekillerde destek vermitir. : 2001 yilinda Banka kriz ve krizin reel sektör üzerindeki etkisi hakkinda çeitli deerlendirmeler yapmitir. Bunlar çeitli brifing notlari ve bir de Krizin Reel Sektöre Etkilerini Deerlendirme raporu haline getirilmitir. Hazine'nin öncülüünde, Merkez Bankasi, BDDK, devlet bankalari, TMSF, ticari bankalar ile reel sektör adina TOBB ve TÜSAD'in temsilcilerinin katilimiyla bu raporu tartimak amaciyla bir de seminer düzenlemitir. : Dünya Bankasi, Londra Yaklaimi'na dayanan gönüllü çözüm programlari gibi olasi çözüm stratejileri ve Kore bata olmak üzere Dou Asya'da benzer programlarin uygulanmasindan elde edilen deneyimlere dayanan çözüm stratejileri hakkinda hükümete, bankacilik sektörüne ve endüstriye önerilerde bulunmutur. Bunun sonucunda stanbul Yaklaimi tasarlanmi ve uygulanmaya balanmitir. stanbul Yaklaimi'na tamamlayici olmak üzere, Banka hazirlanmakta olan yeni bir icra ve iflas yasasi hakkinda da hükümete ayrica önerilerde bulunmaktadir. : stanbul Yaklaimina tabi olan firmalara, yeniden yapilanan orta büyüklükteki firmalara ve KOB'lere orta vadeli finansman salama amaçli irket Rehabilitasyon Kredisi ise hazirlik aamasindadir. Uygulama prensiplerinde anlama salanmasi halinde, 500 milyon dolar tutarinda bir Uyarlanabilen Program Kredisi olan bu kredi, 150 milyon dolarlik birinci dilim ve 350 milyon dolarlik ikinci dilim olmak üzere, iki dilim halinde temin edilecektir. 46 9. KOB GELM VE TEKNOLOJ 2001 yilindaki ekonomik kriz ve Türk bankacilik sektörünün yeniden düzenlenmesi Küçük ve Orta Büyüklükteki letmeleri, büyük firmalara oranla, hem daha erken hem de daha olumsuz etkiledi. : KOB'ler krizden daha çok etkilenmitir. KOB'lerin 2001 yilindaki irket performansini ve gelecekten beklentilerini deerlendirmek amaciyla, Türkiye Odalar ve Borsalar Birlii (TOBB), Ankara Ticaret Odasi (ATO), Ankara Sanayi Odasi ve stanbul Sanayi Odasi (SO) tarafindan 10.000'den fazla firmaya anket uygulanmitir. TOBB, ATO ve SO tarafindan uygulanan anket ve mülakatlarin sonuçlarina göre küçük ve orta büyüklükteki iletmelerin %70'inde iler 2001 yilinin ilk yarisinda azalmi ve %60'tan fazlasi personel çikarmak zorunda kalmitir. Bu firmalarin büyük bölümü yilin geri kalaninda koullarin iyileeceini ya da banka finansmani temin edebileceklerini ummaktadir. En büyük sikintiyi Güneydou bölgesi ve Karadeniz kiyisi gibi daha yoksul kesimlerdeki teebbüsler çekmitir ve bu da yoksulluun bu bölgelerde daha da artmi olabileceini göstermektedir. : KOB'lerde önemli i kayiplari meydana gelmitir. Mülakatlar ve anketler, i kayiplarinin büyük imalatçilara nazaran KOB'lerde daha fazla olduunu göstermektedir. Küçük firmalarda 2001 yilinin ilk yarisinda ortalama %19 i kaybi olmutur ve bu kayiplar ulaim, orman ürünleri ve mobilya imalati sektörlerinde daha da büyük olmutur. Orta büyüklükteki iletmelerde ise i kayiplari %10-22 arasinda deimektedir. : 2002 yilinin 3. çeyreine ait sonuçlarda ve KOB'lerin 4. çeyree ait beklentilerinde büyüme belirtileri görülse bile KOB'ler hala risk grubu oluturmaktadir. En son yapilan TOBB ve SO anketleri küçük iletmelerde üretimin azalmaya devam ettiini göstermektedir ve iletmelerin %42'si iç satilarin ve yeni siparilerin azaldiini belirtmitir. Ancak 2001 yili ile karilatirildiinda, küçük firmalarin %57'si yatirimlarin seviyesini koruduunu ve bunun böyle devam edeceini belirtmitir. Küçük Firmalar, Büyük Kayiplar stanbul Menkul Kiymetler Borsasi'na kayitli firmalarin 1998-2001 yillarina ait finansal sonuçlari (dördüncü çeyrek), Reel Sektörde Krizin Etkilerini Deerlendirme Raporu kapsaminda incelenmitir. Firmalarin büyüklüklerine göre yapilan analiz küçük firmalarin daha büyük kayiplara uradiini göstermitir. MKB'ye kayitli küçük firmalar, orta büyüklükteki ve büyük firmalara göre krizden daha fazla etkilenmitir. 2001 yilinin ilk çeyreinde bunlarin kari %20 azalmitir (orta büyüklükteki ve büyük iletmelerde bu oran %5'tir). Bunlarin finansal giderlerinin yükü satilarin %30'una ulami (büyük iletmelerde bu oran %20'dir) ve faiz yükleri de borçlarini ödeyemeyecekleri seviyelere çikmitir. 2001 yilinin kalan bölümünde küçük iletmelerin zararlari azalmi ve dördüncü çeyrekte ortalama olarak satilarin %5'i seviyesine gelmitir. Bu dönemde küçük iletmeler maliyetlerini azaltabilmi ve muhtemelen borçlarini ödemeyi de aksatmilardir. 47 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI KOB KOB'ler Türk ekonomisinin temel talaridir. : KOB'ler Türkiye'deki tüm giriimlerin %95'ten fazlasini oluturmaktadir. gücünün %40'indan fazlasi buralarda istihdam edilmekte, yatirimlarin yarisi buralarda yapilmakta ve toplam ihracatin %30-40'i da bunlar tarafindan yapilmaktadir. Son yirmi yilda KOB'lerin sayisi sürekli olarak artmitir. Kayit dii sektörde özellikle kadinlar tarafindan yeni açilan iletmelerin sayisi hizla artmitir. Ama KOB'lerin sermayesi yeterli deildir ve daha yüksek kar marjlarina kavumalarini salayacak kadar üretim yapamamaktadirlar. : KOB'lere Kredi Salayanlar. Birçok KOB'nin balica gelir kaynai iç finansmandir. Özel bankalar KOB'lere hatta daha geni ölçekli olanlara bile, büyük krediler verme konusunda daima isteksiz olmutur. Ancak krizin ardindan bazi özel bankalar, KOB sektöründen karli yeni müterilerin çikabileceini fark etmitir. Bankacilik sektöründe salanan balica kaynaklar Halk, Ziraat ve Vakiflar Bankasi'ndan salanan özel kredilerdir. Bugüne kadar bu sahada en önemli finansman kaynai, kooperatifler yoluyla geni bir mikro-kredi programini yürüten Halk Bankasi'dir (160.000 aktif borçluya ulaan 379 kooperatif). Ama 2001 yilindaki mali ve ekonomik krizin etkileri kooperatif kredisi programini derinden sarsmitir. Ticari bankalarin maddi teminat artlarini salayamayacak durumdaki KOB'lere teminat veren bankacilik sisteminin diinda bazi kredi teminat fonlari mevcuttur. Ayrica bazi esnaf ve sanatkar kooperatifleri de üyelerine özel krediler salamaktadir. KOB'lerin üst örgütü olan KOSGEB sektördekilere danimanlik hizmeti ve teknik destek vermektedir. Bunun diinda, mali yardim salayan çok az sayida sivil toplum örgütü ve kurulu mevcuttur. KOB'lerin büyümelerinin önünde ciddi engeller vardir. Balica Engeller: : Hem çalima sermayesi hem de orta ve uzun vadeli yatirim ihtiyaçlari için, özellikle balangiçta finansman kaynai mevcut deildir. : Balangiç finansmani için hazir kaynak yoktur ve KOB'lerin iyiletirilmesi ve geniletilmesi için, i gelitirme hizmetleri verilmemektedir. : Ticari bankalarin artlarini salamaya yetecek maddi teminatin olmamasi: bankalarin küçük ve mikro iletmelere yönelik kredi kararlarinda, maddi teminat belirleyici faktör olmamalidir. : Yüksek enflasyon oranlari ve döviz kurundaki dengesizlik, KOB'lerin sermayesini sürekli olarak eritmektedir. Küçük giriimcilerin elinde, enflasyonun etkisini dengelemelerini salayacak çok az alternatif vardir çünkü onlar sabit varliklarini arttiracak imkana sahip olmadiklari gibi bankalardan ya da baka kaynaklardan negatif reel faiz oranlariyla çok miktarda borç da alamazlar. Ayrica, küçük giriimcilerin temel dayanai olan bu iç finansman, enflasyon nedeniyle tehlikeye dümektedir. : Airi bürokrasi, vergi yasalarinin kariik olmasi ve yolsuzluk, KOB'lere air mali yük getirmekte ve son dönemde yapilan bir DPT çalimasina göre 1968-2001 döneminde resmi ekonominin ortalama %45'i boyutunda olan KOB'leri kayit dii ekonomiye doru sürüklemektedir. KOB'ler finansal ve finansal olmayan hizmetlerden daha çok yararlanabilirse istihdam yaratilir, bölgesel gelir dengesizlikleri ve nihayetinde Türkiye'deki yoksulluk azalir. Temel Öneriler: : Aaidaki yöntemlerle, bankalari KOB'lere kredi vermeye tevik ederek finansman imkanlarini iyiletirmek: kredi prosedürlerini ve maddi teminat artlarini basitletirerek, bavurunun hazirlanmasi 48 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI KOB ve deerlendirilmesi için teknik destek ve eitim vererek, banka ilem maliyetlerinin azaltilmasi. Ancak KOB'ler için fonlama maliyeti piyasa tarafindan belirlenmelidir. : KOB'ler çou zaman kur riskini taiyacak ve buna kari önlem alacak durumda olmadiindan KOB'lere Türk Lirasi ile kredi verilmesini kolaylatiracak mekanizmalar tasarlanmalidir. : Azinlik ortak hisselerinin haklarini güçlendirme, çifte vergilendirmeyi ortadan kaldirma gibi gerekli politika ve yasal çerçevenin oturtularak risk sermayesi ve öz sermaye fonlari tevik edilmelidir. : Zaman içinde, alacaklar ve stok karilii finansmani salayacak bir teminat sistemi gelitirilmelidir. : Kredilendirmede maddi teminat sorununun çözümlenmesi için finansal kiralamanin, likidite ve iletme sermayesi problemlerinin hafifletilmesi için ise faktoring uygulamalarinin gelitirilmesi salanmalidir. : ortami, tescil, denetim, vergilendirme, i plani hazirlama, pazar belirleme ve teknoloji yardimi gibi finansal olmayan hizmetleri de iyiletirerek, bu irketlerin ayakta kalabilme orani ve verimliliklerinin arttirilmasi salanmalidir. : Ayakta kalabilen ama nakit imkani olmayan küçük ve orta büyüklükteki iletmelerin acil likidite sorunlarini çözmek için sistemli bir çözüm sürecinin gelimesini desteklemek gereklidir. Bu süreç faiz borçlarinin sermayeye sayilmasini, anaparanin geri ödemlerinin belli bir müddet sonra balamasini ve borç vadelerinin uzatilmasini gerektirebilir. Bu sistemli yaklaim hem küçük ve orta büyüklükteki iletmelere yardimci olacak hem de iflas oranini düürebildii oranda, bankalarin zararlarini da azaltacaktir. : KOB'lere çekici gelecek ve onlara dorudan pazarlanabilecek yeni finansal ürünlerden oluan geni bir yelpaze tasarlanmalidir. Yeni ürünler bir ya da iki dalda test edilmelidir. Devlet bankalari özellikle bilgi teknolojisi ve yönetim biliim sistemlerine uyum salayabilmek için teknik destek almali, aracilik masraflari azaltilmali, ürünlerin çapraz satii firsat yaratilmali, mikro ve küçük iletmelere borç vermede banka yetkilileri eitilmelidir. : Mikro finans kurumlari tevik edilmelidir. : Mikro ve küçük iletmelere borç vermede hedef gruba yönelik kredi teknolojisi gelitirilmelidir. Hedef grubun kari kariya kaldii sorunlar ve firsatlar, içinde bulunulan ortam balaminda analiz edilip anlailmalidir. : KOB'lere finansal olmayan danimanlik hizmetleri vererek rekabetin artirilmasi, daha iyi teknolojilerin benimsenmesi, bilgi teknolojisi ve otomasyonun daha fazla kullanilmasi ve maddi kaynaklara ve piyasalara daha kolay ulailmasi tevik edilmelidir. : Uygulamali aratirma ve gelitirmeyi ve aratirma merkezleri ile Türk sanayisi arasindaki birliktelik tevik edilmelidir. : Belirli sektörler için ya da pilot bölge bazinda, ekonomik faaliyetlerin toplumun özel kesimleri ya da özel bölgelerine yöneltildii yeni programlar tasarlanmalidir. Uygulayici kurum bir sivil toplum örgütü, kredi birlii, devlet bankasi ya da ticari banka veya finansal olmayan bir kurum olabilir. Dünya Bankasi, Türkiye'de KOB'lerin kalkinmasini aktif olarak desteklemektedir. : Dünya Bankasi'nin finanse ettii 155 milyon dolarlik kinci Endüstriyel Teknoloji Kalkinma Projesi unlari desteklemektedir: fikri mülkiyet rejiminin modernletirilmesi gibi iletme altyapisinin güçlendirilmesi, meteoroloji ve ölçüm hizmetlerinin çoaltilmasi ve AB ile uyumlu hale getirilmesi, AR&GE kurulularinin yeniden yapilanmasi ve KOB'ler için AR&GE finansmani ve risk sermayesi fonlarinin, teknoloji parkinin ve yenilik sistemlerinin tevik edilmesi. : u an hazirlanmakta olan irket Rehabilitasyon Projesi Uyarlanabilen Program Kredisi önerisi stanbul Yaklaimi çerçevesinde çözüm arayan firmalara, yeniden yapilanan orta büyüklükteki firmalara ve KOB'lere orta vadeli finansman salayacaktir. 49 10. REFORMUN GÜVENLRLN GÜÇLENDRMEK VE ÖZEL SEKTÖRÜN GELMN DESTEKLEMEK ÇN ÖZELLETRMENN HIZLANDIRILMASI Türkiye'de özelletirme Latin Amerika, Asya ve Dou Avrupa'daki gelimekte olan dier ülkelere göre çok daha yava ilerlemektedir. : Özelletirme daresi Bakanlii (ÖB), Babakanin bakanliinda bir grup bakandan oluan Özelletirme Yüksek Kurulu'nun yetkisi altinda özelletirme programinin yürütülmesinden sorumludur. : Özelletirme gelirleri sürekli olarak beklentilerin altinda kalmi ve POA'in (petrol daitim firmasi) çounluk hisselerinin ve üçüncü GSM lisansinin satiiyla 5 milyar dolarin üzerinde gerçekleen 2000 yili hariç, yilda 1 milyar dolari aamamitir. : Gelimekte olan ülke ekonomilerinin çounda ve birçok OECD ülkesinde, özelletirme yabanci sermayenin en önemli itici güçlerinden biri olmutur. Türkiye'nin özelletirme performansinin beklenen düzeyi yakalayamamasi, önemli düzeyde yabanci sermayeyi çekebilmesini önleyen faktörlerden biri olabilir. Türkiye: ÖB Portföyündeki Özelletirme Uygulamalari ve GSM Lisansi Satilari (milyon dolar) 6,000 5,000 4,000 3,000 2,000 1,000 - 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Özelletirme daresi yöneticilerinin bu konudaki uzmanliina ve geni deneyimine ramen, programda bir takim eksiklikler sözkonusudur. Özelletirme uygulamasinda meydana gelen gecikmeler reform programinin güvenilirliine zarar vermitir. : Özelletirme Yüksek Kurulu'nun büyüklüü ne olursa olsun bütün ilemleri onaylamasi zorunluluu, gecikmelere ve bazen ilemlerin birkaç kez gidip gelmesine neden olmakta, böylece firma deerlerinin dümesine ve effafliin azalmasina yol açmaktadir. : ÖB portföyündeki kar eden firmalarla zarar edenler arasinda mevcut olan çapraz sübvansiyon mekanizmasi, zarar eden firmalarin yöneticilerinin bu firmalari yeniden yapilandirma ve iletme performansini iyiletirme isteini yok etmektedir. Sonuç olarak, birçok firma ÖB'ye aktarilmi ve yillarca portföyde kalmitir. Mevcut yapisiyla ÖB, büyük bir kamu holdingi görünümü arzetmekte olup, bu görevi yürütebilecek donanima sahip deildir. 50 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ÖZELLETRME : Özelletirmenin en önemli hedefi olan Türk sanayisinin daha verimli ve daha iyi rekabet eder hale getirilmesi, mümkün olan en yüksek geliri salayarak mali sorunlarin üstesinden gelme çabalarini ve kamu istihdamiyla ilgili siyasi endielerin gerisine dümütür. : Telekomünikasyon ve devlet bankalari gibi büyük holdinglerin özelletirilmesi, halen harcamaci bakanliklar ile devlet bakanliklarinin sorumluluundadir. Dier ülkelerde olduu gibi bu yaklaim gecikmelere, devlet kurulularinin sermayesiz kalmasina ve özelletirmeye kari, açik olmasa bile, gizli direnç gösterilmesine neden olmutur. : Özelletirmede gecikme olmasi yapisal reformlarda geri dönüün olmadii konusundaki belirsizlii arttirmitir, çünkü kamu teebbüsleri ve kamu bankalari gibi, ekonomide yer alan devlete ait geleneksel araçlar büyük oranda deimeksizin kalmitir. Özelletirme sürecinin iyiletirilip siyasetten arindirilmasi konusunda kararli olunursa, yeni hükümetin reformlarina duyulan güven artacaktir. : lk adim olarak, ÖB'nin yetki alani geniletilerek portföyündeki stratejik olmayan irketler için hizli bir özelletirme süreci belirlenmelidir. Bunun paralelinde effaflii ve iletme performansini iyiletirmek için çapraz sübvansiyon mekanizmasi feshedilmelidir. : ÖB, zarar eden firmalari birletirme ve tasfiyeler yoluyla portföyünden temizlenmelidir. : Mevcut çapraz sübvansiyon sistemi ortadan kaldirilarak, ÖB gelirlerinin effaflii artirilmalidir. ÖB portföyündeki irketlerden salanan özelletirme gelirleri ve kar paylari Hazine'ye aktarilmali ve bütçeye gelir kaydedilmelidir. ÖB portföyündeki, zarar eden kurulularin finansmani ile kidem tazminatlari ve özelletirme sonucu iten çikarilan ya da emekli edilen içilere yapilan dier ödemelerin maliyetleri, bütçeden salanmalidir. : Son olarak, yetkililerin deneyiminden ve teknik birikiminden yararlanabilmek için gelecekteki özelletirmeler, harcamaci bakanliklar tarafindan deil, Özelletirme daresi Bakanlii tarafindan yapilmalidir. : Elbette, hizli özelletirmenin sosyal sonuçlari da olacaktir ve hükümet tüm kidem tazminatlarinin ve özelletirme sonucu iten çikarilan içilere verilecek dier ödemelerin yapilabilmesi için yeterli kaynak ayirmalidir. Yeniden eitme ve yeniden ie yerletirme gibi aktif igücü piyasasi programlariyla bu içilere destek olunabilir. Zarar eden kurululara yapilan yardimlardan kesintilerle salanan tasarruf kullanilarak kidem tazminatlari ödenebilir ve yeniden eitim için kaynak oluturulabilir. 2003 yili için tutarli ve güçlü bir özelletirme programi açiklanmali ve gayretle uygulanarak en kisa zamanda sonuç alinmalidir. Özelletirme Öncelikleri: : Telekomünikasyon yasasinda gereken deiiklikler yürürlüe sokulduktan sonar, Türk Telekom için irketin yeni holding yapisiyla tutarli bir özelletirme plani benimsenmelidir. Bu, balangiçta Kasim 2002 tarihi için öngörülmütür. : Tarim sektöründeki büyük kamu teebbüslerinin karmaik finansal ve sosyal gerçeklerini tam olarak yansitan TEKEL ve EKER fabrikalari için özelletirme planlari benimsenmelidir. Bu planlar aaidakilere yönelik önlemleri kapsamalidir: (i) tütün ve ekere ait destek alimlarinin sonlandirilmasinin, firmalarin operasyonlarina etkisinin ele alinmasi, (ii) Hazine ile çapraz bakiyelerin (cross arrears) çözüme kavuturulmasi (özellikle TEKEL için önemli), (iii) irketlerdeki geni ölçekli airi istihdamin ele alinmasi ve (iv) TEKEL tarafindan gerçekletirilen harç ve dier dolayli vergi tahsilati için gelecee yönelik idari düzenlemeler yapilmasi 51 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ÖZELLETRME : Elektriin özelletirilmesi için net bir strateji açiklanmali ve özelletirme kapsamina giren elektrik daitim irketlerinin satii için ön yeterlilik deelendirmesi yapilmalidir. : ÖB portföyündeki TÜPRA, PETKM ve THY gibi büyük firmalarin çounluk hisselerine ait ihaleler için net bir takvim duyurulmalidir. Devletin ERDEMR'deki kalan hisseleri de satia çikarilmalidir. : ÖB portföyünde bulunan orta büyüklükteki firmalarin devam eden ihalelerinin tamamlanmasi gereklidir. Bu firmalardan bazilari: TDI (denizcilik), TAKSAN (makineler), GERKONSAN (demir ve çelik), GSA (gübre), TZDA'nin bir fabrikasi (zirai ekipman), ve SEKA (kait ve kait hamuru). Ayrica bazi kurululara ait devir ilemleri devam etmektedir: DETA'in (denizcilik) TÜPRA'a; ve TURBAN turizm, TUMOSAN, TZDA ile ET BALIK'in SÜMER HOLDNG'e devri biran once tamamlanmalidir. : Zirai ekipman imalatçisi TZDA'in mevcut ihale kapandiktan sonra geriye kalan mal varliklari da dahil olmak üzere, ÖB portföyünde bulunan düük performansli firmalarin tasfiye edilmesi gereklidir. Bu tasfiyeler, yukarida söz edilen devirler yoluyla yapilabilir. : Vakifbank'in yeniden yapilandirilip özelletirilmesi ve TMSF kapsamindaki bankalarin tamamen satilmasi gereklidir. Özelletirme programinda piyasa koullari dikkate alinmali ve dier yapisal reformlarla e zamanlilik salanmalidir. : Yurtiçi sermaye piyasalarindaki toparlanma, özelletirme için, özellikle de ÖB portföyünde bulunan ve potansiyel yatirimci zemini neredeyse tamamen Türklerden oluan orta ve küçük ölçekli firmalar için önemli bir firsattir. : Türkiye'nin hem uluslararasi hem de yerli yatirimcilarin dikkatini çekmeye çalitii en büyük kamu kurulularinin özelletirmesinde metot ve zamanlama bakimindan, uluslararasi sermaye piyasalarindaki gelimeler dikkate alinmalidir. Türkiye, ne yazik ki sermaye piyasasi koullarinin en uygun olduu 1990'li yillardan yararlanamamitir. Türk Telekom için uygulanan metot, uluslararasi piyasalardaki yeni kriterlere uyarlanmaktadir ve özelletirme programinin dier unsurlari da benzer ekilde uyarlanabilir. Olasi yatirimcilarla önceden ve düzenli görü aliverilerinin yapilmasi çok önemlidir. : Enerji sektörü gibi, irketlerin piyasa gücünü bir dereceye kadar elinde tuttuu, sektörlerdeki özelletirme, yapisal reformlarla birlikte dikkatle siralanmali ve rekabet ortaminin devami ve tüketicinin korunmasi salanmalidir. Türkiye, özelletirmenin baarili olmasi için güçlü piyasa düzenlemesine ihtiyaç duyulan bankacilik, enerji ve telekomünikasyon gibi sektörlerde baimsiz düzenleyici kurumlar oluturarak önemli bir adim atmitir. Dünya Bankasi sosyal etkiyi ele almayi amaçlayan birtakim program amaçli uyum kredileri ve yatirim projeleriyle Türkiye'deki özelletirmeyi desteklemektedir. : Özelletirme politikalari için sunulan destek 1,35 milyar dolarlik kinci Program Amaçli Mali ve Kamu Sektörü Uyum Kredisi (PFPSAL II) ve 760 milyon dolarlik Ekonomik Reform Kredisi (ERL) ile salanmaktadir. PFPSAL II'nin 450 milyon dolarlik ikinci diliminin verilmesi için Vakifbank'in özelletirme öncesi yeniden yapilanmasinin tamamlanmasi ve 450 milyon dolarlik üçüncü diliminin verilmesi için de Vakifbank'in özelletirilmesinin tamamlanmasi arttir. ERL'nin 375 milyon dolarlik ikinci diliminin serbest birakilmasi için bir dizi özelletirme tedbirleri alinmalidir. Örnein: Türk Telekom için yeni özelletirme planinin benimsenmesi Elektrik daitim irketlerinin özelletirilmesi için ön yeterlilik deerlendirmesi yapilmasi 52 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ÖZELLETRME ÖB portföyünde bulunun büyük firmalardan birinin daha tamamen özelletirilmesi (TÜPRA, PETKM veya THY). TZDA'nin kalan mal varliklarinin tamaminin tasfiye edilmesi/özelletirilmesi ve tüm personelin baka yerlere tayin edilmesi/ayrilmasi. : Özelletirme programi kapsaminda iten çikarilan ya da emekli edilen içilere yapilacak kidem tazminati ödemeleri ve eitim/yeniden ie yerletirme konusundaki masraflar 250 milyon dolarlik Özelletirme Sosyal Destek Projesi ile karilanacaktir. 53 11. REKABET VE BÜYÜMEY ARTTIRMAK ÇN YABANCI SERMAYENN TEVK EDLMES Uluslararasi deneyimler, dorudan yabanci sermaye yatirimlarinin (FDI), ülkelerin küreselleen piyasa ekonomisindeki rekabet gücünü artirarak ve ekonomik büyümeyi tevik ederek ekonomik kalkinmasinda çok önemli rol oynadiini göstermektedir. Dorudan Yabanci Sermaye Yatirimlari Giren FDI orani: Krizden 1 yil öncesi ile 1 ve 2 yil sonrasinin karilatirilmasi (FDI) sayesinde bir ülke krizden kurtulabilir. 6 Son zamanlardaki uluslararasi kriz deneyimleri 5 Kriz + 1 yil / Krizden önceki yil gözden geçirildiinde, FDI'nin üstlendii önemli rol 4 Kriz + 2 yil / krizden önceki yil kolayca görülebilir. ili, Endonezya ve Malezya 3 diindaki tüm ülkelerde, kriz baladiktan bir yil 2 sonraki net FDI giriinin GSMH'ya orani, krizden bir 1 önceki yila göre daha yüksektir. Göreceli performanstaki farkliliklari açiklayan unsurlardan biri 0 de, ekonomi politikalarinin belirlendii ortamdir. -1 97 98 97 95 98 94 97 Genelde ekonomik alanda ve özel olarak da FDI Endon-2 ezya - Rusya - Malezya - Arjantin - Brezilya - Meksika - Tayland -Kore Cum. -97 girilerine yönelik reformlar yapan Arjantin, Brezilya, Meksika, Kore ve Tayland gibi ülkelerde EBRD Kurumsal Performan Göstergesine göre siralanan FDI Girileri kriz sonrasi dönemde giren FDI oraninda devamli en düükten en yüksee ve ülke adina göre siralama yükselme görülmütür. Türkiye - n.a. $204 Türkmenistan - 1.0 $67 Tacikistan - 1.4 $21 Dorudan Yabanci Sermaye Yatirimlari Beyaz Rusya - 1.5 $124 Özbekistan - 1.8 $38 borç oluturmayan sermaye akiina çok Ermenistan - 1.8 $154 önemli bir kaynaktir ama Türkiye'nin Rusya Fed. - 1.9 $141 Azerbaycan - 1.9 $467 dorudan yatirimlari ülkeye çekmekte Arnavutluk - 1.9 $167 Gürcistan - 2.0 $154 katetmesi gereken çok yol vardir. Ukrayna - 2.1 $69 Moldova - 2.1 $90 Kirgiz Cumç - 2.1 $87 Pazarin büyüklüü, nitelikli yerli igücü, ve çok Kazakistan - 2.2 $528 uluslu firmalara girdi tedarik eden, rekabet gücü Romanya - 2.2 $292 Makedonya, FYR - 2.3 $191 yüksek yerel firmalar düünüldüünde Türkiye FDI Bulgaristan - 2.4 $404 için bir cazibe merkezi olmalidir. Ancak Türkiye, Letonya - 2.6 $1,047 Hirvatistan - 2.7 $1,079 Avrupa, Orta Dou ve Orta Asya arasinda stratejik Litvanya - 2.8 $658 konumda olan bir ülkeden beklenen oranda FDI Slovenya - 2.8 $857 Slovak Cum. - 2.8 $777 çekebilmeyi hiçbir zaman baaramamitir. Estonya - 3.1 $1,716 Türkiye'ye gelen FDI seviyeleri son 15 yildir Çek Cum. - 3.2 $2,271 Polonya - 3.3 $1,053 deimezken, dünyadaki toplam FDI %12 oraninda Macaristan - 3.5 $2,105 artmitir. $0 $500 $1,000 $1,500 $2,000 $2,500 54 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI DORUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMI Türkiye bu sorunu deerlendirmeye ve bir FDI stratejisi gelitirmeye balamitir. Kaydedilen Gelimeler: : Dünya Bankasi'na bali FIAS (Yabanci Yatirimlar Danimanlik Hizmetleri) ile ibirlii içinde Türkiye'deki FDI ortamina ilikin olarak u deerlendirmeler yapilmitir: FDI Ortaminin Gözden Geçirilmesi (2000), Yatirimlarin Önündeki dari Engeller (2001), FDI için Yasal Çerçeve (2002) ve FDI'in Tevik Edilmesi için Kurumsal Strateji (2002). Bu deerlendirmeler TOBB, YASED, TÜSAD ve MKB bata olmak üzere özel sektör tarafindan desteklenmitir. : Hükümet, Aralik 2001 tarihinde yatirim ortamini iyiletirmeye yönelik bir reform programini Bakanlar Kurulu prensip karari olarak benimsemitir. FDI mevzuati, irket kuruluu, sektörel izinler, yatirim promosyonu ile vergiler ve tevikler gibi konulara odaklanan program, hükümete tavsiyelerde bulunan Yatirim Ortaminin yiletirilmesi Koordinasyon Kurulu (YOKK) ile 9 teknik komiteden oluan bir yapi ile desteklenmitir. YOKK dorudan Bakanlar Kurulu'na balidir ve ilgili devlet organlari ile özel sektörden gelen temsilcilerin oluturduu, uzman teknik komiteler tarafindan gelitirilen reform insiyatiflerinin uygulanip denetlenmesinden sorumludur. : Haziran 2002 tarihinde Meclise yeni bir FDI yasasi sunulmutur. Bu yeni yasa FIAS'in önerilerine de yer vermekle beraber, Türkiye'nin ticari yasalarindaki FDI ortamiyla ilgili tüm sorunlari çözmekten uzaktir. imdi önemli olan bugüne kadar hazirlanmi olan stratejiyi uygulayarak hizli adimlar atmaktir... Acil Olarak Yapilmasi Gerekenler: : Yatirim ortaminin iyiletirilmesi konusunda verilen taahhüdün ve YOKK programina verilen destein tekrar belirtilmesi gereklidir. Bu kapsamda: Bakanlar Kurulu düzeyinde YOKK'nin ilk gözden geçirme toplantisinin yapilmasi Kamu kesimi ve özel sektör kurumlari arasindaki dayanima sürecine devam edilmesi. Böylece sürecin devamlilii ve bütünlüü salanacaktir. Ayrica iyiletirmelerin deerlendirilmesi ve çabalarin yeniden odaklanmasi için sürekli bir gözden geçirme mekanizmasi elde edilecektir. Kapasite oluturulmasi ve programin uygulanmasi için gereken destein ve kaynaklarin salanmasi. Reform yapacak kurumlarin, reformlar için gereken teknik ve mali destei almasi arttir. : FIAS tarafindan önerilen uluslararasi örnek uygulamalar paralelinde, yeni bir FDI yasasinin yürürlüe konmasi gerekmektedir. : Yatirim Promosyon Ajansi (YPA) kurulmasi gereklidir. Burada aaidaki hususlar dikkate alinmalidir: Görev: Sadece yatirim promosyonu (düzenleyici fonksiyonu yoktur) Finansman: dünyasindaki derneklerden ve mümkünse özel firmalarindan salanan finansmanin yani sira kamu sektörü de önemli bir finansman kaynai olacaktir Yönetim: 11 kiilik yönetim kurulu: dört kadro devlet memurlarina, üç tanesi i dünyasi derneklerine ve dördü de özel firmalara ait. 55 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI DORUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMI Yetki: YPA Yönetim Kurulu tarafindan yönetilmelidir. Bakan sadece Yönetim Kurulu ile muhatap olmalidir. En büyük sermaye kaynai devlet olduundan, YPA devlete düzenli mali raporlar sunmali ve hesaplari devlet tarafindan denetlenmelidir. Yer: Merkezi stanbul olup, Ankara'da da tekilatlanacaktir. Yasal statü: YPA kendi yasalariyla (Kurulu Sözlemesi) kurulacaktir. : Uluslararasi i dünyasindan gelen üst düzey temsilcilerden oluan Yatirimcilar Kurulu'nun aktifletirilmesi gereklidir. Yatirimci Kurulu'nun daha önce Temmuz 2002 tarihinde planlanan açili toplantisi, hakihazirda Haziran 2003 için planlanmitir. ...ve bir taraftan da FDI önündeki daha büyük engelleri kaldiracak ekilde stratejiyi geniletmektir. FDI Önündeki Daha Büyük Engellerin Kaldirilmasi için Öneriler: : Uygun yasal düzenlemeler çerçevesinde özelletirmenin hizlandirilmasi : Türkiye'deki ticaret kanunlarinin ve rekabet politikasinin batan sona gözden geçirilerek FDI önündeki büyük engellerin tespit edilip ortadan kaldirilmasi : KOB'lere taze FDI akiini kolaylatirmak için bir strateji gelitirilmesi. Dünya Bankasi, Türkiye'nin daha çok FDI çekme çabalarina verdii destei, FIAS'in çalimalari, Yatirimci Kurulu'na katilim ve yatirim ortamini iyiletirmeye yönelik politika reformlarini desteklemek yoluyla sürdürmeye hazirdir. 56 12. REKABETE DAYALI ÖZEL ENERJ PYASALARINA GEÇN YÖNETM Devlete tekeline ve garantili al-veya-öde anlamalarina dayanan, merkezilemi enerji sektörü kalkinma modeli Türkiye'de baarili sonuç vermemitir. Türkiye'deki enerji fiyatlari OECD ve dier benzeri ülke ortalamalarinin oldukça Sanayi Kesimi için Elektrik Fiyatlari (Kwh/$) üzerindedir. Yüksek fiyatlara ramen, pahali baimsiz enerji üretim sözlemeleri, airi 0.090 daitim kayiplari, yetersiz faturalandirma ve 0.080 tahsilat nedeniyle sektör hala ciddi mali 0.070 Türkiye 0.060 güçlükler yaamaktadir. OECD 0.050 Meksika 0.040 Yüksek enerji fiyatlari, Türkiye'nin rekabet Polonya 0.030 gücüne zarar verirken, garanti edilmi al- Slovak Cumhuriyeti 0.020 veya-öde anlamalarinin giderek artmasi da 0.010 ciddi bir mali risk oluturmaktadir. - 1995 1999 2000 2001 Türkiye'deki elektrik ve gaz sektörleri, rekabete dayali özel enerji piyasalarina geçi sürecinde bugüne kadar görülmemi, kapsamli bir reform yaamaktadir. Bu reformlarin amaci özel sermayeyi sektöre çekerek, devletin kariladii maliyeti ve yüklendii riskleri azaltmaktir. Bu reformlar ayni zamanda rekabeti tevik ederek verimlilii artirmakta ve maliyeti düürmektedir. Yapilan reformlarin elektrik ve gaz fiyatlarini, zamanla bugünkü düzeylerin altina çekmesi beklenmektedir. Böylece büyük ölçekte elektrik ve gaz tüketen yerli sanayiler büyüyecek ve rekabet güçleri artacaktir. Bu sanayilerin gelimesi ise daha fazla istihdam yaratilmasi demektir. Reformlar sonucu düen elektrik fiyatlarindan meskenler de yararlanacaktir. Reformun Dönüm Noktalari: : 2001 yili balarinda yürürlüe konan yeni elektrik ve gaz piyasasi yasalari, bu sektörleri ayri ilevlere sahip, özel mülkiyetli ve baimsiz yönetilen iletmelerden oluan rekabet piyasalarina dönütürmektedir. Bu yasalar ayrica elektrik ve gaz sektörlerindeki devlet varliklarinin özelletirilmesi için de zemin hazirlamaktadir. : Devlet tekellerinin ayri kurumlar olarak yeniden yapilandirilmasina balanmitir ve elektrik sektöründe bu ilem tamamlanmak üzeredir. : Enerji sektörünü düzenleyen Enerji Piyasasi Düzenleme Kurulu kurulmutur. Uygulamaya ilikin yönetmelikler yayinlanmakta ve piyasa katilimcilari iletmelerini yeni artlara uyacak ekilde yeniden düzenlemektedir. : Özelletirme yolundaki ilk adimlar atilmitir. BOTA'a ait iki adet yerel gaz daitim irketi 2003 yilinda özelletirilmek üzere Eylül 2002 tarihinde Özelletirme daresi'ne devredilmitir. Özelletirme daresi'ne devredilecek birinci grup elektrik varliklari Enerji ve Tabii Kaynaklar 57 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ENERJ Bakanlii (ETKB) tarafindan belirlenmitir. Elektrik daitim firmalarinin özelletirilmesine ilikin bugüne kadar sürekli olarak ertelenen ve ubat 2003 tarihinde açilmasi planlanan ön yeterlilik ihaleleri büyük öncelik arzetmektedir. Geçi dönemini yönetmek ve reform hedeflerine ulamak için uygulamaya ilikin sorunlar üç kategoride ele alinmalidir: : Kritik engeller; daha önceki dönemlerde alinan kararlardan ve eylemsizlikten kaynaklanan temel ticari ve yapisal reformlari kisitlayan faktörler olup, derhal ele alinmalari gerekmektedir. : Reform çerçevesindeki boluklar; henüz tam olarak tanimlanmami veya reform kapsamina dahil edilmemi faktörler olarak belirtilebilir. Bu faktörler reform sürecinde kolaylikla kisitlayici etki yapabilir veya sorun haline gelebilir. : Program yönetimine ilikin hususlar; reform programinin koordinasyonu, ortak amaçlarin baarilmasi amaciyla birçok kurumun güçlü ve merkezden yönetilmesi gereine iaret eder. Kritik Engeller : Elektrik ve gaz sektöründeki nakit eksiklii Sorun: TEDA tarafindan salanan elektriin yüzde otuzunun bedeli, elektriin kaçak kullanilmasi ve yetersiz faturalandirma ve tahsilat gibi nedenlerle ödenmemektedir. Bu da nakit açiina yol açmakta ve sektörün mali istikrarini tehlikeye sokmaktadir. Ayrica, özel sektörün daitim iine ciddi ekilde yönelmesini de olumsuz yönde etkilemektedir. Çözüm: Kaçak elektrik kullanimina kari ulusal bir kampanya balatarak sorunun boyutlarini ortaya çikarmak ve devletin bu sorunu çözmedeki ve kamu destei almadaki kararliliinin altini çizmek. Elektrik daitim bölgelerinde güvenilir denetim ekipleri oluturmak Kaçak elektrik kullanimina yönelik cezalari artirmak ve bu cezalarin etkili ekilde uygulanmasini salamak Elektrik saatleriyle oynanmasini ve yasadii kullanim olasiliini azaltmak amaciyla, daitim hatlarinin ve sayaçlarin salamlii üzerinde özellikle durarak, elektrik daitim altyapisini gelitirmek Kamu kurumlarini ve belediyeleri de kapsayacak ekilde, birikmi borçlarin tahsilatina yönelik etkili ve güvenilir bir plan uygulamak. : Çözülmemi HD ve YD projeleri Sorun: Özel sektöre yönelik iletme hakki devri (HD) yaklaimi kapsaminda 17 üretim ve daitim projesi ile 31 yap-ilet-devret (YD) projesi çözüme kavuturulmami durumda beklemektedir. Bu çözülmemi projelerin yürürlüe geçmesi maliyetleri yükseltecek, devletin mali yükümlülüklerini artiracak ve olumakta olan yeni piyasa yapisina ciddi zarar verecektir. Çözüm: HD ve YD'lerin durumuna Dünya Bankasi ile birlikte kararlatirilan yol haritasina göre çözüm getirilmelidir, öyle ki: Hazine garantisi kapsamindaki HD projelerinin sponsorlarina Elektrik Piyasasi Yasasi ile uyumlu hale gelmeleri için anlamalarda yapilan deiiklikler konusunda bilgi verilmelidir. Bu deiiklikleri kabul eden HD'lere geçici bir Hazine garantisi ve parasal uzlamanin salanmasi için alti ay süre verilebilir. Bu süre sonunda garanti süresi dolacaktir. 58 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ENERJ Hazine garantisine hak kazanamayan veya Elektrik Piyasasi Yasasi'na uyumlu ekilde deiiklik yapmayan HD'lerin transfere konu olan varliklari özelletirme için ÖB'ye devredilecektir. YD'ler için de benzer bir yol izlenmelidir. : Balanilmi maliyetler Sorun: Türkiye klasik bir "balanilmi maliyet" sorunu ile kari kariyadir. Yüksek hacimli alim balantilari ve yüksek fiyatlarla imzalanan sözlemelerde tahmin edilen talep düzeylerine, önümüzdeki 5-7 yil içinde ulailmasi mümkün görünmemektedir. Sözleme yapilan elektriin maliyetini karilamak için gereken gelirlerin, toptan elektrik fiyatinin 5,5 ile 5,75 sent/kwh gibi makul bir fiyat araliinda olduu rekabet piyasasinda elde edilmesi kolay olmayabilir. Çözüm: Balanilmi maliyetleri karilayacak ve daitacak adil bir mekanizmanin kurulmasi gereklidir. En uygun mekanizma hidroenerji için düük (ekonomik deerinin altinda) fiyat belirlemektir. Bunun için TETA'a satilan hidroenerji için sadece iletme ve bakim masraflarini ve amortismani karilayacak bir fiyat konmalidir. "Balanilmi maliyet harci" gibi ilave tedbirler alinabilir ya da buna alternatif olarak TETA'in birkaç yil zarar etmesine ve sonraki yillarda kara geçmesine izin verilebilir. Reform Programindaki Boluklar : Özelletirme öncesi hazirlik ve geçi dönemine ilikin plan Sorun: Yeni piyasa modeli; elektrik ve gaz yasalariyla tanimlanmakla beraber, özelletirmeye hazirlik için henüz net bir geçi plani yoktur. Özelletirme öncesi yeterli hazirlik olmazsa yatirimcilar devlet garantisi isteyecek ve ticari risk almayacaktir. YD'ler ve HD'lerde geçmite yaanan sorunlarin kökeninde de bu yatmaktadir. Çözüm: Uygulamaya katilan tüm kamu kurumlari, daha kapsamli piyasa reformlari ile tutarli ve ezamanli olan, ortak bir özelletirme öncesi sürece dahil olmalidir. Özelletirme öncesi hazirliin üç unsuru çok önemlidir: Üretim ve daitim firmalarini yeniden yapilandirarak, özel sektör için cazip ve çaliir durumdaki iletmeler haline getirmek Yatirimcilar için balangiçtaki gelir ve piyasa riskini azaltan ve geçi dönemini kolaylatiran yatirim düzenlemeleri oluturmak Doru ticari teviklerle, iletme yönetimini nitelikli özel yatirimcilara devreden bir özelletirme süreci tanimlamak. : Sanayi Kesimi ve Meskenlerde Doal Gaz Talebini Arttirma Sorun: Türkiye'nin sözlemeye dayanan gaz ithalat hacmi, 2005 yilina kadar anlamaya varilan gaz hacminin yarisindan fazlasini oluturan bir sanayi ve mesken talebine ve gelecekte artmasi beklenen talebe dayanmaktadir. Ancak, ehirlerde yeterli gaz daitim ebekeleri kurulmadii için henüz beklenen sanayi ve mesken gaz talebi olumamitir. Çözüm: Enerji Piyasasi Düzenleme Kurulu (EPDK) 55 ehirde yeni gaz daitim sistemleri için bir ihale süreci balatmitir. Bu süreç öyle hizlandirilabilir: Her ehre özgü, potansiyel sanayi, ticaret ve mesken gaz talebi çalimalarina dayanan, uygulanabilir bir daitimi geniletme stratejisi belirlemek Risklerin, özel sektör ve kamu sektörü arasinda daitildii ve ihale deerlendirme kriterlerinin eit olduu bir imtiyaz sistemi oluturmak Rekabet artlarini geçici süre için kolaylatirarak ­ hak sahibi özel tüketici boyutunu daraltma ve yatirimcilarin 2'den fazla ehir için teklif vermelerine izin vermek. 59 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ENERJ : Gaz ihale anlamalarinin ve gaz tedarik programinin yönetimi Sorun: Kaynaktan toptan gaz satii iine, yeni firmalarin katilmasini kolaylatirmak için Türkiye'nin gaz ihale sözlemeleri adil ve effaf ekilde ihale edilmeli (u anda tümü BOTA'a aittir) ve airi miktarda gaz sözlemesi yapmaktan doan olasi balanilmi maliyetlere bir çözüm getiren uygun bir araç oluturulmalidir. Çözüm: ki aamali bir strateji önerilmektedir: BOTA'in gaz satin alma anlamalari, sözleme bazinda gaz maliyeti ve perakende düzeyde gaz salamanin iletme maliyetinin, tahmini talebe orani gibi konularda kapsamli bir çalima yapilarak, gaz ithalat hacimlerinin belirlenecei bir esas oluturmak Gaz ithal etme ve taerona verme ilevini BOTA'tan ayirarak, elektrik sektöründeki TETTA gibi ayri bir irket kurmak. Bu kurum Türkiye'nin dier ülkelerle yaptii gaz ithalat sözlemelerini elinde tutacak ve bu gazi standart mal sözlemeleriyle yeni toptancilara satarak düzgün bir rekabet ortami oluturacaktir. Bu kurum ayrica Bati Avrupa'ya gazin yeniden ihracati için yeni piyasalar oluturabilir. : Rekabete dayali piyasa yapisi içinde yenilenebilir enerjiyi tevik etmek Sorun: Türkiye'de ön görülen piyasa merkezli yapinin oluturulmasini amaçlayan enerji sektörü reformlari, yenilenebilir enerjinin kamu yararina olan avantajlarinin kaybolmamasini salayacak politika müdahalelerini gerektirmektedir. Çözüm: Dünya Bankasi ve hükümet, bata küçük hidroenerji olmak üzere Türkiye'nin yenilenebilir enerji potansiyelinin kullanilmasini salayacak, kapsamli bir politika ve finansman mekanizmasi üzerinde çalimaktadir. Bu kapsamda u öneriler getirilmitir: ETKB tarafindan, yenilenebilen enerji projelerini belirleyen ve bunlari gelitirme haklarini seçilmi yatirimcilara taniyan effaf prosedürlerin tanimlandii bir yenilenebilen enerji yönetmelii yayinlanmalidir. Yönetmelikler, seçilmi yenilenebilen enerji projelerinin açik bir tanimini ve piyasa bazinda geçerli tevikleri içerecek ekilde deitirilmelidir. Program Yönetimi : Uygulamada koordinasyonun salanmasi Sorun: Yedi deiik kamu kurumunun tek bir strateji altinda koordine edilmi olmamasi ve çalimalarin ortak bir program çerçevesinde tamamlanmasina yönelik sorumluluun olmamasi, Türkiye'deki reform programinin kari kariya olduu belki de en büyük risktir. Çözüm: Merkezi ve güçlü bir koordinasyona ihtiyaç vardir. Böyle bir birimin reform yönetiminde ve koordinasyonunda etkili rol oynamasini salamak amaciyla aaida belirtilen üç temel prensibe dayanarak, bu birimin kurulmasi için bir hükümet kararnamesi çikarilmalidir. Reformun uygulanmasi için gereken, idari yetkiyi de içeren yetkiye sahip olmak; Kamu menfaatleri dorultusunda hakemlik yaparak, karar verme yetkisini de içeren sürekli ve güçlü liderlik kapasitesi ve sahip olmak; Reform koordinasyonu görevini yürütmeye yetecek bütçe ve altyapiya sahip olmak. 60 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ENERJ Dünya Bankasi enerji sektöründe reformun uygulanmasi ve gereken yatirimlarin finansmani konusunda Türkiye'ye destek olmaktadir. : Enerji reformu programina ait politika destei 760 milyon dolarlik Ekonomik Reform Kredisi (ERL) kapsaminda salanmaktadir. ERL'nin 375 milyon dolarlik ikinci diliminin serbest birakilmasi için elektrik daitim irketlerinin özelletirilmesine ait ön yeterlilik ihalelerinin açilmasi arttir. : 270 milyon dolarlik Ulusal Nakil Ai Projesi iki krediden olumaktadir: TEA'a verilen 250 milyon dolarlik kredi, elektrik için dengeli bir piyasanin gerektirdii nakil hatti inaatini, trafolari, ve donanim ve yazilimi finanse etmektedir. Hazine'ye verilen 20 milyon dolarlik teknik destek kredisi, devlet tekellerinin yeniden yapilandirilmasi (TEA'in TEA, EUA ve TETA olarak daitilmasi), EPDK'nin kurumsal geliimi ve özelletirme süreci için teknik destek verilmesi dahil reform programinin uygulanmasini desteklemektedir. : Dünya Bankasi, politikalarin hazirlanmasi ve yasa tasarilarinin hazirlanmasinda yetkililere yardimci olmak için gerekli teknik destei salamitir. Banka elektrik ve gaz sektörlerindeki çeitli konulara ilikin çalimalar yapmi, raporlar hazirlamitir. : Piyasa modeli kapsaminda, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklarinin tevik edilmesine yönelik politikalar ve gerekli finansman mekanizmalarinin kurulmasina destek olmak amacini taiyan, Yenilenebilir Enerji Projesi hazirlik aamasindadir. 61 13. BLG TOPLUMU ÇN TELEKOMÜNKASYON REFORMU Kalkinma Hedefleri: Gelien telekom endüstrisi, enformasyon toplumu ve bilgi ekonomisinin gelitirilmesine aaidaki ekillerde katkida bulunur: : Maliyetin düürülmesi, üretimde esnekliin arttirilmasi, yeni i sahalari yaratma ve bunlari devam ettirme olanaklarinin çoaltilmasi (e-ticaret) yoluyla rekabetin gelitirilmesi : Lisans verme, özelletirme ve bilgi teknolojisinden daha fazla yararlanma yoluyla özel yatirimlarin tevik edilmesi : Bilginin oluturulmasi ve paylailmasinin salanmasi, aratirma-gelitirmenin tevik edilmesi ve üniversitelerin birbirine elektronik olarak balanmasi yoluyla beeri sermaye oluumunun ve yeni bulularin hizlandirilmasi : Aalara eriimin yayginlatirilmasi yoluyla, sosyal bütünlüün ve kapsayiciliin tevik edilmesi : E-devlet yoluyla devlet/vatanda ilikisinin gelitirilmesi Telekomünikasyon sektörü ekonomik büyümenin itici gücü ve önemli bir yatirim kaynaidir. Bu sektörün ekonomiye parasal katkisi da oldukça önemlidir. Sektöre Baki: Telekomünikasyon sektörünün Türkiye'deki geliimi Avrupa ve Orta Asya'daki benzeri ülkelerle paralellik arz eder. Türkiye Bir AB adayi ve "e-Avrupa+" insiyatifinde imzasi bulunan bir ülke olarak, AB'ye üye devletlerdeki ortalama telekom geliim düzeyine göre kendini ayarlamalidir. Ekteki çizelgeler (bkz. kayit ölçekleri) Türkiye'nin aaidaki açilardan Bölgedeki göreli konumunu göstermektedir: (i) toplam tele-younluk (100 kiiye düen sabit arti mobil müteri) ile dolar cinsinden kii baina GSYH arasindaki iliki, (ii) nternet kullanicilari (nüfusun %'si olarak) ile kii baina GSYH arasindaki iliki, ve (iii) kentsel-kirsal tele-younluk orani (sabit telefonlar için) ile kii baina GSYH arasindaki iliki. Tele younluk en büyük ehirdeki sabit telefonlarin ülkenin geri kalanina oranidir. Buna göre Türkiye'nin konumu: : kii baina GSYH'ya göre tahmin edilene yakindir : Polonya ve Macaristan'la benzer konumdadir : Slovenya ve Çek Cumhuriyeti'nin gerisindedir 62 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI TELEKOM Düzenleyici Reformlar Telekomünikasyon sektörü güvenilir, adil rekabet salayan ve özel yatirimi tevik eden bir düzenleyici ortamla desteklenmesi halinde maksimum potansiyeline ulamaktadir. Türkiye için uygun yasal çerçeve, AB'nin ortak mevzuatidir. Özel yatirimcilar güvenilir, tahmin edilebilen, etkin ve baimsiz bir düzenleyici yapiya oldukça önem vermektedir. Hükümetin güvenilir ve etkili bir düzenleyici kurum oluturma konusundaki yatirimlari uzun vadeye yayilan avantajlar salamaktadir. Telekomünikasyon Kurumu (TK) Ekim 2002 tarihi itibariyla 87 yeni lisans vererek güvenilirliini kanitlamitir (63 adet internet servis salayicilii hizmeti, 18 adet uydu telekomünikasyon hizmeti, 4 adet GMPCS mobil telefon salayicilari hizmeti, 2 adet uydu platform iletmecilii). Yasal Düzenlemedeki Güçlükler: : Telekomünikasyon Kurumu'nun etkinlii, ilgili tarafin herhangi bir mahkemede dava açmasina müsaade eden temyiz prosedürü tarafindan kisitlanmaktadir. Danitay'in ilgili temyiz mahkemesi olarak belirlenmesiyle bu durum çözüme kavuturulabilir. : Mayis 2002 tarihinde yayinlanan telekomünikasyon sektörü için yeni AB ortak mevzuatinin benimsenmesi, telekomünikasyon yasasinda deiiklik yapilmasini gerektirmektedir. Yeni ortak mevzuat `elektronik iletiim' hakkinda ortak bir çerçeve direktif ile ara balanti ve eriim imkani, yetkilendirme, evrensel hizmet, vs. konularinda birtakim uygulama direktiflerinden olumaktadir. : TK, ortak mevzuatin gerektirdii ikincil mevzuati tamamlamalidir. : Rekabet arttikça, TK'nin çalimalarindaki odak noktasini teknik yönetmelikten ekonomik yönetmelie doru yava yava kaydirmasi gerekecektir. Sabit hat hizmetlerinin ve altyapinin 2003 yili sonunda rekabete açilmasi çok önemlidir. : Bölgedeki dier düzenleyici kurumlarda olduu gibi, TK da kurumsal kapasitenin oluturulmasi ve ikincil mevzuatin hazirlanmasi konusunda teknik yardim alabilir. Türk Telekom: Türk Telekom'un (TTA) yeniden yapilandirilmasi ve baariyla özelletirilmesi, 2003 yili sonunda sektörün tamamen liberalize edilmesi hazirliklari kapsaminda, Türkiye'de telekom sektörünün geliimini belirleyen önemli bir faktör olacaktir. Mayis 2002 tarihinde, TTA Yönetim Kurulu, TTA'yi çeitli i alanlarina (internet, mobil hizmetler, temel altyapi) odaklanmi 8 yan kurululu bir holding bünyesinde yeniden yapilandirma yoluyla bir ticarileme plani benimsemitir. Bu yeniden yapilanma plani uluslararasi danimanlar tarafindan desteklenmitir. TTA'nin yeni irket yapisinda lisans verme ve transfer ücretleri yoluyla, hizmetler temel altyapidan ayrilarak daha iyi düzenleme salanacak, böylece TK'nin üzerindeki düzenleyici yük hafifletilecektir. Yeni irket yapisi ayrica TTA'nin özelletirilmesinde daha fazla esneklik salayacaktir. TTA bir bütün olarak veya holding irketleri tek tek özelletirilebilecektir. Halka arz, blok sati ve stratejik ya da finansal yatirimcilara sati (ve çalianlara sati) gibi çeitli özelletirme metotlari kullanilabilecektir. Bazi koullarda sermaye enjekte edilmesi de mümkün olabilir. Yeni özelletirme stratejisi yerli yatirimcilarin daha yüksek oranda katilimini salayacak bir firsat olacaktir. 63 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI TELEKOM Türk Telekom'un yeniden yapilandirilmasinda ve özelletirilmesinde önemli öncelikler: : Telekomünikasyon Yasasi TTA'ye ilikin yeniden deerleme yapilmasini gerektirmektedir. Yeni bir deerleme komitesi kurulmu ve uluslararasi danimanlar (Rothschild ve Ernst&Young) görevlendirilmitir. Ayni danimanlar özelletirme planinin hazirlanmasina da yardim edeceklerdir. : Telekomünikasyon Yasasi deitirilerek, holding yapisindaki TTA yan kurulularinin özelletirilmesi salanacaktir. Bu deiikliin balangiçta Ekim 2001'de yapilmasi planlanmitir. : Bakanlar Kurulu'nun TTA'nin yeni özelletirme planini yeni irket yapisina göre uyarlamasi gerekmektedir. Bu da balangiçta Kasim 2001 tarihi için planlanmitir. Dünya Bankasi'nin Destei: Türkiye'nin telekomünikasyon reform programi, Banka'nin Ekonomik Reform Kredisi tarafindan desteklenmektedir. : Ekonomik Reform Kredisi (ERL)'in 375 milyon dolarlik ikinci diliminin serbest birakilmasi için Türk Telekom'un yeni özelletirme planinin kabul edilmesi arttir. 64 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI TELEKOM Çizelge 1 ­ Toplam Tele-younluk unluk tele-yo Toplam Kii baina GSYH Çizelge 2 ­ nternet Kullanimi si)' % un usf (nüirlaici kullant nterne Kii baina GSYH 65 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI TELEKOM Çizelge 3 ­ Kentsel/Kirsal Tele-Younluk Orani i orank unluo tele-y al rsi kentsel/k Kii baina GSYH 66 14. DENGEL BÜYÜME ÇN ETKN ULAIM SEKTÖRÜ Türkiye'deki ulatirma sektörünün verimliliin artmasi ekonomik büyümeye, çevresel istikrara ve yoksulluun azaltilmasina aaidaki yollarla katkida bulunacaktir: : Lojistik maliyetleri azaltarak, Türkiye'nin rekabet gücünü arttirmak. : Kentlerdeki ve kirsal kesimdeki yoksullarin temel hizmetlere, piyasalara ve i imkanlarina ulama imkanini arttirmak. : Uygun seçenekler, politikalar ve teknolojiler salanarak, insanlarin ve mallarin tainmasinin çevresel etkilerini azaltmak. : Trafik kazalarinin insani ve ekonomik maliyetini azaltmak (yilda yedi bin can kaybi ve salik hizmetleri ile kaybolan ekonomik faaliyet bakimindan GSMH'nin yaklaik %1.5-2'sine karilik gelen ekonomik maliyet). : Ulaim sektöründeki kurumlarin yol açtii görev zararlarini azaltarak, balica nakliye hizmetlerinin temininde özel sektör yatirimlarinin ve yönetim know-how'ini harekete geçirerek mali istikrara katkida bulunmak. Kullanici ihtiyaçlarina uygun, maliyete ve mali istikrara odaklanan bir kültür oluturulmasi için Türkiye'deki ulatirma sektöründe büyük yapisal reformlara ihtiyaç vardir. : Geçmite altyapi imkanlari ve hizmetleri geniletilirken bunlarin ekonomik avantajlari üzerinde fazla durulmamitir. Bu da sektördeki varliklarin giderek bozulmasina ve ekonomik rekabet gücünün azalmasina neden olmutur. : Bu sektör kamu yatirimlarinin %30'unu elinde bulundurmaktadir ve icraat bakimindan en düük performansa sahiptir. Karayollari Genel Müdürlüü'nün (KGM) yillik bütçesi yaklaik 1,3 milyar dolar olup bunun %60'i yatirima ayrilmaktadir. Bu miktar da ortalama tamamlanma süresi 9 yil olan çok sayida projeye daitilmitir. Yatirimlar ihtiyaç fazlasi otoyol yapimi ile ilgili çalimalar üzerinde younlamitir. : Liman ve demiryolu operatörü Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollari (TCDD), Türkiye'deki kamu kurululari arasinda en çok zarar eden kurumdur. Demiryolu iletim masraflari TCDD'nin toplam masraflarinin yaklaik %85'ini oluturmaktadir; demiryolu zararlari TCDD'nin genel zararindan fazladir; bu zararlarin %20'si limanlarin saladii tekel kiralariyla finanse edilmekte ve bu da di ticarete air vergi yükü getirmektedir. : Düük öncelikli giderler yüzünden bakima yeterli fon ayrilamadiindan mevcut altyapinin ihmal edilmesi nedeniyle devlet domasi muhtemel yükümlülüklerle kari kariyadir ve sektör giderek daha çok kredi kullanarak ayakta tutulmaktadir (Karayollari Genel Müdürlüü yatirim programi 2002 yili teklifinin %50'si tedarikçiler ve yüklenici kredisiyle finanse edilmektedir). : Yatirimlarin zamaninda ve orijinal maliyet tahminleri dahilinde tamamlanmasi bakimindan TCDD ve KGM'nin sicili pek iyi olmadiindan yatirimlarin maliyetinin artmasi ile ilgili olarak üst düzeyde yükümlülükleri söz konusudur. 67 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ULAIM Kurumsal reformlardan özel sektör katiliminin harekete geçirilmesine kadar uzanan geni bir yelpazede, acilen faaliyete geçilmesi gerekmektedir. Önlem Alinmasi Gereken Alanlar: : Sektör için, ulatirma yönetimini parça parça deil bir bütün olarak ele alan ve sonuçlarla ilgili sorumluluu açikça belirten, yeterli bir normatif çerçeve oluturan kurumsal reformlar yapilmalidir. : Sektörün balica iki kurumunu yeniden yapilandirarak, verimliliklerini artirmak ve mali yükümlülüklerini azaltmak gereklidir: (i) KGM uygun maliyetli, performansi tevik eden modern yönetim metotlarinin kullanildii bir kurum haline getirilmelidir; (ii) TCDD, AB Ulatirma Komisyonunun direktifleri çerçevesinde yeniden yapilandirilarak, demiryolu ve liman yöntemine ticari bir yaklaim getirilmelidir. : Kentsel ve kirsal nüfusu etkileyen kararlarla ilgili sorumluluk, yerel hükümetlere ve topluluklara devredilmelidir. : Eskiyen altyapiyi kati bütçe kisitlamalari çerçevesinde modernletirecek özel sektör kaynaklarini seferber etmek için mekanizmalar gelitirilmelidir. : Kisa süre önce tamamlanan orta vadeli Karayolu Trafik Güvenlii Stratejisi'nin onaylanip uygulanmasi gereklidir. Belirlenen zaafiyetleri ortadan kaldiran kisa vadeli bir strateji ile temel tedbirler üzerinde durulmalidir. Kisa Vadeli Tedbirler: : Desteklemeyi geri çekmek. Karayollari ve demiryollarinin krediye dayali yapisini deitirmek ve u anda mevcut bilanço içi ve dii birikmi taahhütleri adim adim çözüme kavuturmak. : Yatirimlari akilci hale getirmek. Sektörün yatirim programini Kamu Yatirim Programindaki devam eden rasyonalleme kapsaminda incelemek ve mevcut kaynaklari, öncelikli olarak temel demir ve karayolu ainin vakti gelince ödeme bazinda bakimina ve iletmesine tahsis etmek. : Küçülmek. KGM, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüü ve TCDD'de tespit edilen fazla igücünü azaltmak. : Kaynaklari ayirmak. Limanlar ve demiryollari arasindaki çapraz sübvansiyonu ortadan kaldirarak her birinin finansal performansini ayri ayri ölçüp yönetmek. : Gelecee hazirlanmak. AB direktiflerine uygunluk, kurumsal düzenlemeler, sektör finansmani, sektörde fiyatlandirma, özel sektörün rolü, sorumluluklarin çeitli hükümet düzeyleri arasinda daitilmasi ve sektör reformunu ekillendirmede önemli olan dier kararlar ile ilgili sektör politikalarini belirlemek üzere çalimalar yapmak ve seminerler düzenlemek. Ulatirma sektörünün AB normlarina getirilmesi ve kurumlarin güçlendirilerek sorumluluklarin netletirilip paylatirilmasi orta vadede gereken adimlardir. : (i) planlama ve denetim, (ii) düzenleme ve (iii) proje uygulamasi ve mali yönetim ile ilgili sorumluluklarin farkli kurumlar arasinda paylatirildii bir sistem modeli üzerinde durulmalidir. 68 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ULAIM Orta Vadeli Öncelikler: : Merkezi sorumlulukla ve üretim odakli deil müteri odakli bir yaklaimla bütün nakliye biçimleri üzerine odaklanabilen, tek ve üst düzey bir politika, planlama ve denetim kurumu oluturmak. Ulatirma Bakanlii, çeitli modlarda ve farkli yetkili organlarca belirlenen (karayollari dahil) ulatirma politikalarinin tutarliliindan, sektörle ilgili salam planlarin hazirlanip deerlendirilmesinden, bütçe sürecinin kontrolünden, bilgi sistemlerinin yönetiminden ve sektörün performansini izleyecek ilgili kiyas noktalarinin belirlenmesinden ve gelecekte ulatirma alanindaki düzenleyici kurumlar tarafindan belirlenecek prosedürlerin uygulanmasini ve hedeflere ulailmasini kontrol etmekten sorumlu olmalidir. : AB'ye giri artlarinin uygulanmasinda ilerleme kaydetmek. Ulaim sektörü normalde AB'ye giriteki en önemli hususlardan biridir. Bu alandaki güçlükler arasinda aaidakiler sayilabilir: Fiziksel bütünlük Altyapi, araçlar ve çevre ile ilgili standartlarin uyumlu hale getirilmesi Lojistik alarinin oluturulmasi Sinir geçilerinin ve ticareti kolaylatiran politikalarin iyiletirilmesi, ve Sosyal hizmetlerin ticari hizmetlerden ayrilmasi, bu art TCDD için özel anlam taiyacaktir (Limanlar ve Demiryollari). : effaflii ve hesap verilebilirlii arttirmak. Bunu baarmak için sonuçlari, maliyetleri ve maliyetlerin uluslararasi kabul görmü kiyas noktalarina göre ne durumda olduunu ölçen bir sistem gelitirilmeli ve bu bilgiler güvenilir denetim tedbirleriyle dorulanarak paydalara duyurulmalidir. Demiryollarinda bunun anlami: (i) altyapinin operasyonlardan ayrilmasi; (ii) ehir ve tara yolcu hizmetlerinin stanbul Belediyesine devredilmesi; ve (iii) nakliye hizmetlerinin özelletirilmesi demektir. KGM için ise bunun anlami karayolu aini uluslararasi kabul görmü standartlara göre, ekonomik prensipler bazinda, yönetme yetkisi olan baimsiz bir kurum oluturulmasi demektir. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüü'nde verimliliin artirilmasi için kirsal ain sorumluluu yerel yöneticilere daitilmali ve köy yollarinin gelitirilmesi ve bakimi için topluluk bazli, gelir oluturan sistemler kurulmalidir. : Sektörün finansal istikrarini salamak. Finansal istikrari salamak için, kaynaklar ve fon kullanim biçimleri tanimlanirken, teknik ihtiyaçlar ve hizmet düzeyleri ile dorudan ve dolayli kullanim ücretlerinin farkli yönetim modlari ve seviyeleri arasinda daitilmasi hususlari ilikilendirilmelidir. Ücretli karayolu aindaki fiyatlandirma politikalarinin tekrar gözden geçirilmesi sonucu, talep esnekliine dayanan fiyatlandirma yapilabilir. Böylece gelirlerin artirilmasi ile fazla kullanilmayan bir karayolu ainin en uygun kullanim düzeyi arasinda denge salanir. Belli hedeflere yönelik sübvansiyonlar için gerçek ve kalici fonlar bulunarak, devlete yeni yükümlülükler getirilmesinden kaçinilmasi önemlidir. : lave kaynaklari harekete geçirerek, organizasyonel ve idari verimlilikleri artirmak için özel sektörü harekete geçirmek. Sektörün modernlemesi için geni çapli altyapi çalimalarina (örnein zmit Körfezi Köprüsü, Boaziçi Köprüsü, limanlari gelitirme,vb.) önemli oranda mali kaynak bulmak gerekecektir. Türkiye öz sermaye katilimi, teminat bulma ya da belli bir proje için uygun olan dier mekanizmalardan yararlanarak özel sektörün cezbedecek ortami hazirlamak zorundadir. Özel sektörün saladii verimliliin daha iyi hizmet ve adil fiyatlar eklinde kullaniciya yansimasi için, Türkiye'nin güvenilir performans deerlendirmelerinden geçen baimsiz bir düzenleyici sistem kurmasi gerekecektir. 69 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ULAIM Dünya Bankasi, orta vadeli Karayollari Trafik Güvenlii Programi'nin hazirlanmasinda kullanilan Karayollarinin Rehabilitasyonu ve Trafik Güvenlii Projesiyle ve TCDD'nin yeniden yapilandirilmasi konusundaki bir çalima ve teknik destek ile sektördeki gelimeyi desteklemektedir. : Banka, yeni Ülke Destek Stratejisi (CAS) kapsaminda, hükümetle birlikte kararlatirilacak öncelikler balaminda, çok seçenekli ulaim sektörü modernizasyonu, trafik güvenlii ve ulaim yönetiminin iyiletirilmesine yönelik kurumsal yeniden yapilanma konularinda danimanlik hizmeti ve maddi destek vermeyi arzulamaktadir. 70 15. BÜYÜMEYE VE ETLE YÖNELK KIRSAL REFORMLAR VE YATIRIMLAR Büyüme, kirsal istihdam ve refaha katkida bulunan tarimsal ve dier kirsal ekonomik faaliyetler, son yillarda potansiyellerinin altinda performans göstermitir. : Türkiye'de nüfusun yaklaik %35'inin yaadii 33.000'den fazla köy vardir. Köyden kente kesintisiz devam eden göçlere ramen, 2015 yilinda nüfusun %25'i hala kirsal kesimde yaiyor olacaktir. : Kirsal nüfus, gelir salayici imkanlarin kisitli oluuyla kari kariyadir. Kirsal kesimdeki igücünün %70'i tarim alaninda, %12'si sanayi ve inaat alanlarinda ve kalan %18'i de hizmet sektöründe çalimaktadir. 1960 ile 1997 yillari arasinda tarimdaki igücünün toplam igücüne orani %55'ten %44'e inmise de, tarimin ürettii ulusal katma deer payi %35'ten %15'e dümütür. Tarimsal katma deerin büyüme orani, 1990'li yillarda Türk tarimindaki teknik verimliliin durmasi ve hatta gerilemesiyle yilda %0,4'e dümütür. Ayni dönemde tarimin ihracattaki payi %60'ten %10'a inmitir. Tarimdaki arazi ve igücü üretkenlii 1960-2000 arasinda genelde yükselme eiliminde olmutur. Ancak büyüme oranlari sürekli olarak azalmi ve 1990'li yillarin ortasinda da eksi deerlere inmitir. u anda Türkiye'deki yoksul kesimin yaklaik %42'si tarim alaninda çalimaktadir. : Kapsamli bir kirsal kalkinma stratejisinin olmamasi nedeniyle, kirsal alanda kamu hizmetlerinden yararlanma orani kentlere göre çok daha düüktür. Kirsal kesimdeki yoksullarin %90'i ilköretim imkanina sahip olmakla Tarimda Transferler ve Büyüme beraber, sadece %42'si liseye gidebilmektedir, oysa bu oran kent 12 18 halkinda %69'dur. 10 16 8 DBA Kirsal nüfusun yaklaik %12'sinin ) 6 14 4 12 ebeke suyu balantisi yoktur. %(e 2 yarli 10 )iral çme suyu ve kanalizasyon müy 0 -2 8 do altyapisinin yeterli olmamasi Bü -4 6 m(relrefs nedeniyle salik riskleri yüksektir. -6 -8 4 Bebek ve anne ölüm oranlari, -10 2 anrT doudaki köylerde batidaki kent merkezlerine oranla 10 kat daha yüksektir. Köylerdeki salik Tarimsal Destek Tarimsal Büyüme Orani Trend (Büyüme) ocaklarinin ve salik merkezlerinin büyük bölümünde personel eksiklii vardir ve bu imkanlardan yeterince yararlanilamamaktadir. Katma deerdeki büyüme oraninin azalmasi, piyasalarda çarpiklia yolaçan yüksek maliyetli tarim destek politikalarinin sonucudur. 1960-2000 döneminde, kirsal gelir düzeyini muhafaza etme çabasi içinde yüksek miktarda çikti, girdi ve kredi sübvansiyonlari salanmitir. 71 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI TARIM VE KIRSAL 1999 yilinda, toplam dorudan ve dolayli mali sübvansiyonlar 7,16 milyar dolar ya da GSMH'nin %3,2'si kadar olmutur. Gida tüketicilerinden üreticilere transferler 4 milyar dolari amitir. Ticartteki kontroller, devlet airlikli satinalma ve pazarlama, ve girdi sübvansiyonlarinin u etkileri olmutur: : Özel sektörün pazarlamadaki rolünün azalmasi ürün kalite ve çeitliliinin gelimesini engellemi; : Verimsiz üretim teknolojilerinin sübvanse edilmesine yolaçmi; ve : Türkiye'nin göreceli üstünlüe sahip olduu alanlardaki üretimi sinirli kalmitir. 2000 yilinda balatilan kapsamli bir tarim reformu erken dönemde baari salamitir. Reformun hedefleri: (i) piyasaya müdahalenin azaltilmasi, (ii) çiftçilere dorudan gelir destei ödemelerinin yapilmasi, (iii) daha rekabetçi piyasalar için daha iyi bir yasal düzenleme altyapisinin gerçekletirilmesi. Tarim Reformunun Sonuçlari: : 2002 yilinda, tahmini toplam mali sübvansiyonlar 2,33 milyar dolara ya da GSMH'nin %1.6'sina düürülmütür. : Çiftçilerin yaklaik %75'i kirsal geliri iyiletirmede balica araç olan dorudan gelir desteinden (DGD) yararlandirilmak üzere kayit altina alinmitir. DGD iyi bir gelimedir çünkü küçük çiftçiler için üretim kararlarinda çarpiklia yolaçmadii için göreceli olarak daha yararli ve verimlidir. : Devletin destekleme alimlari azalmitir ­ TMO'nun 2000 yilinda 3,6 milyon ton olan tahil alimlari, 2002 yilinda 1 milyon tonun altina dümütür. : Bazi Tarim Sati Kooperatifi Birlikleri (TSKB) yeniden yapilanma programlarini balatmi ve üye çiftçilere daha iyi cevap verebilir hale gelmeye balamitir. : Tütün ve eker piyasalarindaki reforma yönelik yasal çerçeve oluturulmutur. Kisa Vadeli Reform Öncelikleri: : Henüz devam etmekte olan destek alimlari ile kamu iktisadi kurumlarinin fiyat destekleme fonksiyonunu ortadan kaldirarak piyasanin modernletirilmesi (tahil, eker, tütün, findik, vs.), : Kamu iktisadi kurumlarinin hizla özelletirilmesi (Tekel, ekerbank, Çaykur), : Kalan TSKB'lerin (bata Fiskobirlik) yeniden yapilandirilarak üye çiftçilere hizmet etmelerinin salanmasi, üreticilerle ürünlerinin piyasa dii fiyatlarla alinmak üzere sözleme yapmalarinin veya bu fiyatlarla almak zorunda kalmalari sonucu bütçeye yük olmalarinin önlenmesi, : 2002 DGD programindaki ödemelerin tamamlanmasi ve 2003 için programlanan çiftçi kayitlarinin, en fazla ihtiyaç sahibi çiftçi kitlesine yönlendirilerek biran önce balatilmasi. Geni kapsamli stratejik kirsal kalkinma politikasi, devletin önderlik yapabilecei önceliklere odaklanmasini ve dier insiyatifleri özel sektöre birakmasini gerektirmektedir. Devletin üzerinde odaklanmasi gereken balica alanlar, piyasa geliimine verilen destein artirilmasi, sulama, ormancilik ve köy kooperatiflerindeki yatirim ve hizmet yönetiminin güçlendirilmesini kapsamaktadir. : Devlet, sulama rasyonalizasyonu, gelitirilmi ürün borsalari, ürünlerle ilgili standartlarin duyurulmasi yoluyla, ticaretin yayginlatirilmasi konularinda, güçlü politika ve yatirim programlariyla tarimsal ve kirsal büyümeyi hizlandirabilir. 72 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI TARIM VE KIRSAL : Su, orman ve arazi kullanim yönetimi iyiletirilirse gelecein kaynaklari tüketilmeden tarim ve turizm sektörlerindeki verimlilik ve büyüme artirilabilir. : Devlet kirsal kesime götürülen sosyal hizmeti iyiletirme, kaynak fakiri alanlardaki çiftçilere tarimsal yayim salama, doal felaketleri azaltici yeterli önlemler alma (özellikle sel yönetimi), üreticileri afetlere bali mahsul kaybina kari sigortalama gibi konular üzerinde durarak eitlii gelitirebilir ve kirsal kesimdeki gelir farkliliklarini azaltabilir. Büyümenin özendirilmesinde ve AB'ye giri için hazirlanmada piyasa geliimine daha fazla devlet destei salanmasi gereklidir. : kooperatif kurulularina açik özerklik taninmasi ve devlete bali tarim kurulularinda kurumsal deiiklikler yapilmasi : Veteriner, salik ve bitki salii standartlarindaki yasa ve yönetmeliklerin uyumlu hale getirilmesi : statistiksel sistemlerde iyiletirme yapilmasi (çiftçi kayit sistemi altinda balatilan çalimanin hayvancilii da kapsamasi) : Köylerdeki altyapiya (sulama, ulaim vb.) ilave yatirimlar yapilmasi. Kirsal kalkinma, uygun kamu hizmetleri ve yatirimlari ile desteklenir. Gelecekte harekete geçilmesi önerilen alanlar unlardir: : Toplumun kurumsal düzenleme ve kararlara katilimini artirirken dier taraftan da yeterli bakim ve onarimi finanse edebilmek için geri ödeme düzeyinin yükseltilmesi (karayollari, içme suyu ve kanalizasyon altyapisi, sulama). : Tarimsal yayim ve veterinerlik hizmetleri kapsaminin ayarlanmasi. Devletin özel yayimcilarin ahisa/iletmeye özel, kaliteli hizmetlerin bedelini ödeyebilecek zengin çiftçilere hizmet götürebilmesini salayacak ortami yaratmasi gerekmektedir. Böylece kamu kendi sinirli kaynaklarini yeterli hizmet alamayan, daha yoksul ve daha az gelimi bölgelere hizmet götürmeye younlatirdii gibi, kamu yararina olan, doal kaynaklarin korunmasi gibi konulara da kaynak salayabilir. : Köylü ve çiftçi kadinlarin, kentli kadin ve kendileri gibi çiftçilik yapan erkeklere oranla karilatiklari birçok sinirlamanin ailmasi isteniyorsa, gida üretme, ileme ve pazarlama alaninda kadinlara eitim verilmesi, özellikle onlarin ihtiyaçlarina cevap verebilecek yayim ve teknik hizmetlerin salanmasi. : Sulama sektöründe yatirimlarda öncelik ve amaçlarin netletirilmesi ve effaflik kazandirilmasi. : Ormancilik sektöründe, sektörün ormanlik alanlarda yaayan yerel halk için sürekli gelir kaynai olmasini kisitlayan kurumsal ve politika sorunlarinin ele alinmasi. : Modern ilevleri yerine getiren ürün borsalari ve ürün sigortasi yoluyla, çiftçiler için "risk azaltma" hizmetinin gelitirilmesi ­ bu yolla ticari bankalarin kirsal kredi konusundaki isteksizlikleri azaltilabilir. Türkiye sulama konusunda güçlüklerle kari kariyadir. Sulama ebekelerinde iletme ve bakimin çiftçilerce üslenildii katilimci yaklaim yakin geçmite pilot ölçekte balatilmi ve baari salanmitir. Buna dayanarak konu gelitirilebilir. Türkiye'de 26 nehir havzasindan yapilan 40 milyar m3'lük toplam su tüketiminin yaklaik %75'i sulamaya ayrilmaktadir. Birçok bölgede su kaynaklari limite yaklamaktadir. Suyun daha verimli kullanilmasi ve korunmasinin yani sira kullanicilar arasinda adil olarak paylatirilmasi da gerekmektedir. 73 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI TARIM VE KIRSAL Sulama ile ilgili Güçlükler: : Su Yasasi olmadii için, farkli taraflarin ve kullanicilarin ihtiyaçlarini dengeleyen effaf bir havza yönetimi de yoktur. Bu nedenle, ülkenin su kaynaklarinin kullanimi ve yönetimi ile bu kaynaklarin kalitesi ve miktarini olumsuz etkileyebilecek faaliyetleri düzenleyen bir Su Yasasi çikarilmalidir. : Yatirimlarin modernletirilmesi ­ inaatlar iyi önceliklendirilmedii veya finanse edilmedii için kismen tamamlanmi proje birikiminin giderilmesi mevcut kaynaklarla yirmi yil gibi uzun bir zaman alacaktir. Bu sorunu çözmek için yeni ebekelerin balatilmasinin, durdurulmasi, en karli programlar ve parçali yatirimlarinin belirlenmesi ve tamamlanma sürelerinin kisaltilmasi salanmalidir. : Daha odakli bir sulama yatirimi stratejisine ve DSI ile KHGM arasinda yatirim harcamalarinin ayarlanmasina ve hizmetlerin daha iyi koordine edilmesine ihtiyaç vardir. : Sulama altyapisinin su kullanma birliklerine (SKB) devri hizlandirilmalidir. : SKB'lerinin güçlü bir yasal zemini olmalidir. Bu amaçla SKB'ler için bir yasal çerçeve hazirlanmali ve: (i) yerel idareden, DSI ve KHGM'nden baimsizlik taninmali; (ii) sulama altyapisi SKB'lere devredilerek bu mali ve idari baimsizlik pekitirilmeli; ve (iii) SKB'lerin katilimci sulama yönetimine uluslararasi standartlar getirilmelidir. Ormanciliin önünde ailmasi gereken konu, ormancilik gelirini arttirmak için verimliliin gelitirilmesi, Türkiye ormanlarinin havza koruma, sel ve erozyon kontrolündeki hayati görevini yerine getirebilmesi için, korumaya yönelik daha iyi teviklerin salanmasidir. Türkiye nüfusunun yaklaik %15'i yoksulluk düzeyi ulusal ortalamanin çok daha altinda olan orman köylerinde ya da ormana komu köylerde yaamaktadir. Ormanciliktan fazla gelir elde edemeyen bu köyler, toprak kaybina ve sellere yolaçabilen, ormanla rekabet eden tarimsal üretime ve hayvan otlatmaya dayanmaktadir. Artan nüfus ve piyasa reformlari alternatif yönetim ve koruma rejimlerinin balatilmasini gerektirdikçe, sinirli yasal ve kurumsal çerçeve ciddi sikinti yaratmaktadir. Net sinirlarin ve iyi tanimlanmi mülkiyet rejimlerinin olmamasi orman idaresi ile yerel halk arasinda ciddi çatimalara yol açtiindan, bu konularin ele alinmasi büyük önem taimaktadir. Ormancilik için Firsatlar: : Düzenleyici fonksiyonlarin üretim ilevlerinden ayrilmasi ve bazi orman idaresi ilevlerinin özelletirilmesiyle birlikte, talep odakli hizmet sunumuna yöneltilmesi, hem verimlilii hem de sürdürülebilirlii artirabilir. : Yönetimin iyilemesiyle birlikte daha üretken olan kamu orman alanlarinin bazilarinda kereste üretiminin ticari verimlilii de artar (kesilen aaçlarin yerine yenileri dikilerek). : Orman yönetim kurululari, kereste dii orman deerlerine (elence, turizm, koruma, vb.) yönelik talep artiini karilamaya odaklanmali daha verimli maliyetle çaliacai alanlarda kereste üretimi üzerinde fazla durmamalidir. : Uzun vadeli kiralama düzenlemeleri getirilerek katilimci orman yönetim sistemlerinin kurulmasi verimlilii arttiracaktir. Türkiye'nin kirsal kooperatif sektörünün toplulatirilmasi ve modernletirilmesi için pazarlamayi, girdi teminini ve kredi salamayi iyiletiren bir strateji gelitirilmelidir. Türkiye'de binlerce köy kooperatifinden oluan bir a olmakla birlikte, bunlarin çou üye çiftçiler tarafindan deil, devlet tarafindan iletilmekte olduundan çiftçilerin hizmet taleplerine fazla cevap verememektedir. 74 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI TARIM VE KIRSAL Kooperatiflerin Karilatii Kalkinma Güçlükleri: : Kooperatiflerin özel sektör kurululari gibi hareket edebilmeleri için maliyetleri azaltma, üye çiftçilerin ihtiyaçlarina cevap verebilecek ekilde organizasyon ve faaliyetlerini yeniden yapilandirmalari gerekmektedir. : Tarim sati kooperatiflerinin (TSK) ve birliklerinin (TSKB) yeniden yapilanmasi hizlandirilmalidir. : Tarim kredi kooperatiflerinin (TKK) ciddi bir mali yük haline gelmemesi için TKK'larin ve birliklerinin yeniden yapilanmasi amaciyla acil çalimalar planlanmaktadir. Dünya Bankasi Türkiye'nin tarim reformunu ve kirsal kalkinma programlarini uygulama ya da hazirlik aamasindaki kredilerle desteklemektedir. : Tarim Reformu Uygulama Projesi (200 milyon dolari reformlarla balantili ve 400 milyon dolari belli faaliyetlere ayrilmi 600 milyon dolar) DGD'nin balatilmasini, TSKB'nin yeniden yapilanmasini ve çiftçilerin fazla üretilen mahsullerden (tütün ve findik bata olmak üzere) piyasada talep edilen mahsullere geçiini desteklemektedir. TSKB ve çiftçilerin piyasada talep edilen mahsullere geçii komponentlerinin hizlandirilmasi, reformla balantili 100 milyon dolarlik ikinci dilimin serbest birakilmasi için arttir. : Sulama Yönetim ve Yatirimlarinda Katilimci Özelletirilmesi Projesi (20 milyon dolar) sulama bakim ve iletiminin SKB'ler tarafindan pilot yönetimini desteklemektedir. Bu baarinin pilot bölgelerin ötesine geçebilmesi için SKB'lerin yasal çerçevesinin güçlendirilmesi arttir. : Ürün Borsalarinin Gelitirilmesi Projesi (4 milyon dolar) bazi tahil borsalarinin gelitirilmesine ve bu tür piyasalarin fiyat belirlemedeki artan rolünün incelenmesine katkida bulunmaktadir. : Biyoçeitlilik ve Doal Kaynak Yönetimi (8,2 milyon dolarlik Global Çevre Fonu hibesi) Türkiye'deki dört esiz ekolojik zonun yönetimine yerel toplumun katilmasina destek vererek, küresel biyoçeitliliin korunmasina katkida bulunmaktadir. : Hazirlanmakta olan Köykent Projesi tüm toplumun katilimiyla köy gruplarina yol ve su, salik ve eitim hizmetlerinin götürülmesini hedeflemektedir. Bu projenin bir amaci da entegre bir kirsal strateji koordinasyonu altinda iyiletirilmi tarimsal yayim faaliyetleri salayarak, gelir düzeylerini yükseltmektir. : Hazirlanmasinda ileri aamalara gelinmi olan Anadolu Su Havzasi Rehabilitasyon Projesi sürdürülebilir doal kaynak yönetimi ile Anadolu ve Karadeniz Bölgesi'ndeki 13 ilde bulunan yaklaik 60 adet ainmi mikrohavzadaki yerel halkin gelirlerinin arttirilmasini amaçlamaktadir. Proje, Karadeniz'e akan tarimsal besin kirliliini azaltmak için özel önlemler getirmektedir. Katilimci yaklaimla doal kaynaklarin korunmasi ve ayni zamanda gelirin arttirilmasi daha önce yürütülmü olan Dou Anadolu Havza Gelitirme Projesi'nde pilot ölçekte balatilmitir. Sözkonusu proje, dier ülkelerce de "iyi uygulamalar"a örnek olarak kabul edilmektedir. 75 16. SÜRDÜRÜLEBLR BÜYÜME VE KÜRESEL ÇEVRE AMAÇLARINA KATKIDA BULUNMA YOLUNDA ÇEVRE YÖNETMNN YLETRLMES Türkiye zengin doal kaynaklara sahiptir ve küresel açidan önem taiyan biyoçeitlilii barindirir ancak çevre yönetimin zayiflii nedeniyle bu varliklar zarar görmektedir. Daha da kötüsü, çevre yönetiminin yeterli olmamasi yoksulluu da artirmaktadir. Bazi pilot ölçekteki baarili çalimalara ramen ülkede ciddi çevre sorunlari vardir. : Türkiye katilimci mikrohavza yönetiminin giderek yayginlamasi ve koruma alanlarinin tanimlanmasini da kapsayan "yeil" kaynaklarin yönetiminde belirli bir ilerleme kaydetmise de bu çabalar henüz ülkesel ölçekte deildir. : in "kahverengi" tarafinda ise, çevresel etki deerlendirmelerinin yapilmasiyla gerçekleen iyiletirmeler ve sanayide uluslararasi standartlara (örnein ISO) ulailmasina yönelik özel sektör çabalari yararli olmakla beraber ihtiyaci karilamaktan uzaktir. Salam temellere dayanan enerji ücretlendirme politikalarina ramen, trafik ve kükürt dioksit ile tanecikli madde konsantrasyonlarini yükselten sanayi nedeniyle birçok ehirde hava kalitesi hala düüktür. 1996 yilinda nüfusun %89'u atik su aritimindan mahrumdur. : Doal kaynaklar sürdürülebilir ekilde kullanilmadiindan ainma, geçimlerini bu kaynaklardan salayan yoksul kesimi ciddi ekilde etkilemektedir. : Doal felaketlere hazirliksiz olduklari için, yoksullar sel, toprak kaymasi, deprem ve kuraklik gibi çevre oklarina çok daha fazla maruz kalmaktadir. Çevre yönetimini iyiletirmenin anahtari, istenen normlarin uygulanmasini salayacak güçlü bir kurumsal ve politik çerçeve oluturmaktir. : Çevre Bakanlii, çevresel uygunluu geni zeminde izleyip yaptirim salayacak güce sahip olmadiindan, çevre politikasi belirleme görevini daha etkin yapabilmesi için güçlendirilmelidir. Çevresel endieler henüz sektör politikalarinda yeralmamakta, kamu yatirim ve harcama planlarinda önemli bir yer tutmamaktadir. Çevresel ölçüm yapabilmek için istatistikler ile standartlarin iyiletirilmesine ihtiyaç vardir. : Devlet 1998 yilinda, sivil toplum örgütlerini de içeren katilimci bir yaklaimla Ulusal Çevresel Eylem Plani (UÇEP) hazirlanmisa da takipçi olmasi gereken kurumlarin sahiplenmelerinin salanamamasi, finansman ve uygulama planlarinin ortaya konamamasi nedeniyle bir gelime salanamamitir. UÇEP'te on yillik bir süre içinde tamamlanmasi gereken ve maliyeti yaklaik 500 milyon dolari bulan öncelikli kalemler belirlenmise de 2000 yilinda (Marmara depremi nedeniyle) DPT tarafindan bunlarin hiçbirine fon ayrilamamitir ve 2001 yilinda ise sadece 65 milyon dolarlik finansman salanmitir. : Çevresel eylemlerle ilgili maliyet-fayda analizi daha sistemli kullanilarak, kaynak isteklerinin gerekçeleri ortaya konabilmeli, uygulamada maliyet verimililii gözetilmeli ve fon ayrilmasini hakeden, hizla tamamlanabilecek yatirim projeleri üzerinde durulmalidir. 76 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ÇEVRE : Halkin yerel ortam, kaynak yönetimi ve uygunluun izlenmesi ile ilgili karar verme mekanizmalarinda daha fazla yer almasinin Türkiye'de sürdürülebilirlii salayacai ve geçimi iyiletirecei görülmütür. Türkiye'deki çevre yönetimi, AB standartlarinin ve önemli uluslararasi anlamalarda Türkiye'nin taraf olarak oynadii rolden etkilenecektir. : Son yillarda Türk toplumu çevre sorunlari hakkinda giderek daha bilinçli hale gelmektedir. Türkiye'nin önünde çevre standartlarinin AB'ye uyumu ve Karadeniz'deki ekolojik bozulmanin düzeltilmesine katkida bulunma gibi uluslararasi taahhütlerin yerine getirilmesi eklinde önemli adimlar vardir. Çevre konusu AB'ye Giri Stratejisinin önemli bir unsurudur; standartlara ulailmasi önemli oranda kaynak gerektirmektedir. : AB'ye girmek isteyen dier ülkeler çevresel ortak mevzuat maliyetinin tüm mevzuat içinde en yüksek maliyetlerden biri olduunu tespit etmitir. Aday ülkelerin sekizinde yapilan tahminler çevre direktiflerine uygunluk için 15 yillik maliyetin kii baina 900 ile 1700 Euro arasinda olduunu göstermitir. Türkiye'nin altyapisi ise dier bazi adaylardan daha kötü durumdadir. Maliyetler ülkenin yatirimlari ne kadar verimli gerçekletirdiine balidir ­ sürecin maliyetleri en aza indirecek ekilde yönetilmesi için güçlü tevikler vardir. Türkiye giri stratejisi konusunda verimli olsa bile, yaklaik on yillik maliyet yine de 60 ile 110 milyar Euro arasindadir. : Devletin harcamalari balangiçta yillik 750-1.400 milyon Euro civarinda olacak ve be yil sonra 1700-3100 Euro'ya kadar çikacaktir. Çevre giderleri bütçesindeki bu önemli arti AB'ne girmeden yaklaik üç yil önce balamalidir. : Bu giderler üç kaynaktan temin edilecektir: yerel kamu fonlari, yerel özel fonlar ve AB bata olmak üzere di fonlar. Eer dier aday ülkelerdeki model Türkiye için de geçerli olursa, di kaynaklar toplam maliyetin %12-15'ini, devlet kaynaklarini %28-32'sini ve özel sektör de %53-60'ini salayabilir. Türkiye uluslararasi anlamalara imza atmitir ve küresel öneme sahip çevre deerlerinin korunmasinda önemli rol oynayabilir. : Türkiye'nin önemli uluslararasi yükümlülükleri vardir. klim Deiikliine ilikin Kyoto Protokolü'nde Türkiye'nin statüsü netletirilmeli ve imza atilmalidir. Bunun gerçeklemesiyle enerji verimliliini artiracak önemli miktarda fon akiindan yararlanilabilir. Bunlar, Türkiye'ye yarar salayacak önemli ekonomik mekanizmalardir. Balica örneklerden biri, sera gazi emisyonlarindaki azaltimlarin satilabilecei yeni bir uluslararasi pazardir. Türkiye'de büyük bir azaltim potansiyeli vardir ve bu, sanayi ve enerji sektörlerindeki enerji verimliliini arttirarak, yatirimlar için kaynak tasarrufu yapan önemli bir olanak olabilir. zlenebilir hedefler bakimindan Türkiye'nin durumunun belirlenmesi ve protokolün imzalanmasi sonrasi, ülke uluslararasi karbon piyasasindan yararlanacak ve bu da karbon emisyonlarinin azaltilmasi için büyük bir itici güç olacaktir. : Biyoçeitliliin ve sulak alanlarin korunmasi, Karadeniz'de besin yükünün azaltilmasi ve kalici organik kirleticilerin giderek yokedilmesi ile ilgili dier uluslararasi yükümlülükler Türkiye'nin, ozon tabakasini yokedici maddelerin giderek ortadan kaldirilmasi gibi konularda imdiye kadar saladii baarilari devam ettirerek, çevre koruma ve düzenleme kapasitesini iyiletirmesi anlamina gelmektedir. : Ayrica Dünya Ticaret Örgütü'ne üyelik, üreticilerin yerel çevre yönetmeliklerine uymasini gerektirmektedir. Örgüt durumdan emin olmak için kurululari denetleme hakkina sahiptir. 77 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI ÇEVRE : Zorunlu olanlarin yaninda, piyasalarin açilmasini ve Türkiye'nin ticaretini gelitirmesini salayacak ISO 14000 gibi gönüllü programlar da vardir. Banka, iyi ilkeleri ve yapilabilir uygulama yöntemlerini gösteren bazi baarili çevre projelerini desteklemitir. Banka bu pilot çalimalarin yayginlatirilmasini ve kurumsal çerçevenin oluturulmasini da desteklemeye hazirdir. : Banka ozon tabakasini yokedici maddelerin ortadan kaldirilmasi ve biyoçeitliliin korunmasi konularinda iki hibe programi yoluyla Türkiye'ye destek salanmaktadir. : Kredi ile finanse edilen ve yakin zamanda sonuçlanan Dou Anadolu Havza Projesi, katilimci mikrohavza yönetiminde dünyadaki en iyi uygulamalardan biri olarak görülmektedir. Bu deneyimden yola çikan devlet, Banka'nin da desteiyle, 2003 yilinin ilk yarisinda devreye girecek daha kapsamli bir Anadolu Havza Yönetimi Projesi hazirlamaktadir. : Yeni Anadolu Havza Yönetimi Projesi, Banka kredisi ile Karadeniz'e tarimsal besin maddesi akiini azaltacak bir hibeyle birletirilecektir. 78 17. AFETLERE KARI HAZIRLIK VE ETKLERNN AZALTILMASI ÇALIMALARIYLA TÜRKYE'Y KORUMA Türkiye, bata deprem ve sel olmak üzere, doal afetlere açik bir ülkedir. Risk azaltma ve hazirlanma yöntemleri uygulanarak büyük olan ekonomik ve sosyal maliyet riski düürülebilir. Bunun en açik örnei Austos 1999 tarihinde Türkiye'nin yaadii ve çok yüksek oranda can ve mal kaybiyla sonuçlanan Marmara depreminde görülmütür. : 17.000'den fazla kii hayatini kaybetti. : 200.000 kii evsiz kaldi, 200.000'den fazla ev hasar gördü ve binalarda 1,3-3,3 milyar dolarlik hasar tespit edildi. : 200 milyon dolardan fazla tutarda altyapi hasari olutu. : 1,2-2,2 milyar dolar civarinda baka tür mali kayip meydana geldi. Anlamli bir risk senaryosuna göre, eer ayni büyüklükte bir sismik olay stanbul yakininda meydana gelseydi, insan kaybi ve sosyal, ekonomik ve çevresel etkiler felaket düzeyinde olurdu. : stanbul ülkenin finansal, kültürel ve endüstriye merkezidir ve kitalar arasi öneme sahip bir metropoldür. : Bazi kaynaklara göre böyle bir felaketin ekonomik sonucu tahminen 20-60 milyar dolar araliinda olur. : Ölümler bir milyona yaklaabilir. : Son zamanlardaki uzman deerlendirmelerine göre, önümüzdeki 30 yilda stanbul'da büyük bir deprem meydana gelme olasilii %62 +/- %12 ve böyle bir felaketin gelecek on yilda olma olasilii ise %32 +/- %12; baka bir deyile neredeyse Los Angeles ve San Francisco'dakine benzer bir risk söz konusudur. Türkiye geçmiteki felaketlerden ders almi ve afet etkilerini azaltma çalimalarini gelitirmektedir. Deprem sigortasi uygulamasi balami, acil durum yönetimi için kurumsal çerçeve oluturulmu ve arsa planlama ve travma tedavisinde gelimeler kaydedilmitir. Yeni ulusal afet sigortasi programi olan Türkiye Doal Afet Sigortasi Havuzu (DASK) Eylül 2000 tarihinde baariyla balatildi. : DASK'in ilemeye baladii ilk yil, 950 milyon dolar tutarinda yaklaik 2.4 milyon adet poliçe satildi ve reasürans için çekici prim oranlari belirlendi. DASK baarili kamu sektörü-özel sektör ortakliklarina çarpici bir örnektir ve doal felaket bölgesinde risk yönetimi ve azaltma çalimalarinin iyiletirilmesinde bir model olarak dünya çapinda beeni toplamitir. Bu program: Gelecek afetlerde hasar alan evlerin sahiplerine hazir nakit temin eder 79 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI AFET YÖNETM Büyük afetlerden kaynaklanan mali yükü azaltir Mali yükü uluslararasi reasürans firmalarina, sermaye piyasalarina ve DASK'a aktararak, Türkiye'nin felaketlerin ardindan yabancilarin yardimlarina muhtaç olmasini önler. DASK balangiçta büyük baari salamakla beraber, son zamanlarda poliçelerin sayisinda meydana gelen dalgalanma programin baariyla büyümesi ve ayakta kalabilmesi için ilave tedbirler alinmasi gerektiini göstermektedir. : Nisan 2002 tarihinde, poliçelerin sayisi balangiçtaki 2,4 milyondan 1,8 milyona dütü. Ancak, ilginin tekrar artmasiyla 2,5 milyona ulati, daha da iyiye gitmesi gerekmektedir. Kanun hükmündeki Deprem Sigortasi Kararnamesinin yürürlüe girmesine ramen, DASK operasyonlarina ait yasal çerçeve hala zayif ve yasal güçlüklere kari hassas durumdadir. Satilan poliçe düzeyindeki üzücü dalgalanmalarin balica nedeni etkili zorunlu tedbirler ve yaptirimlar getiren yasalarin olmamasidir. Deprem Sigortasi Yasasi Meclisten geçirildiinde Türkiye'de Felaket Sigortasi Programinin istikrarli büyümesine ve ayakta kalmasina doru en önemli adim atilmi olacaktir. Yeni bir acil durum yönetimi yapisi olan Türkiye Acil Durum Yönetimi Kurumu (TAYK) 1999 yilinin sonunda kurulmutur. : Bu kurum felaketin azaltilmasi, felakete hazirlik ve acil durum müdahalesi alanlarindaki faaliyetlerin ulusal düzeyde koordinasyonu ve balatilmasi konusunda yetkilidir. Ancak, bu kurumun kurulmasi ve görevinin pekitirilmesi için youn çaba gösterilmediinden TAYK'nin etkinlii engellenmektedir. ki önemli faktör vardir: : TAYK'nin Genel Müdürlüü'ne bu kurumun misyonunu yerine getirmek için gereken yeteneklere sahip nitelikli personelin ie alinmasi için yetki verilmelidir. TAYK'nin mevcut personelle baarili olmasi mümkün deildir. : Devlet TAYK'i yetkilendirme ve acil durumlarda sorumluluk sahibi olan Bakanliklar ve Genel Müdürlükler arasinda daha etkili koordinasyon salama konularinda güçlü destek vermelidir. Ulusal düzeyde güçlü bir koordinasyon ilevi olmaz ve Türkiye'nin acil durum yönetimi sisteminin gelitirilmesine destek verilmezse Austos 1999 tarihinde karilailan sorunlarin çou gelecekteki büyük afetlerde de tekrarlanacaktir. : Gereken personelin istihdam edilmesi ve destein salanmasiyla, TAYK Türkiye'nin doal felaketlerde karilatii riski yönetebilme becerisini artiracak ve büyük depremlerde binlerce yaamin kurtarilmasina destek verecektir. TAYK'in tam etkin hale getirilmesi Türkiye'de felaketlerin azaltilmasinda ve afetlere hazirlikli olmada çok önemlidir. Banka yeniden ina etme ve iyiletirme konularinin yani sira felaketlere hazirlik ve felaketleri azaltma konularinda da Türkiye'ye aktif olarak destek vermektedir. : 369 milyon dolarlik Türkiye'nin Sel ve Depremden Sonra yileebilmesi (TEFER) projesi yeniden inaat ve sel ve deprem riskinin azaltilmasi konularinda destek vermektedir. : Marmara depremi sirasinda, Banka Türkiye Devleti, Avrupa Yatirim Bankasi (AYB), Avrupa Sosyal Fonu ve dier katilimcilarla yakin koordinasyon ve ibirlii yaparak aaidakilerden oluan 3 milyar dolarlik kapsamli bir yardim programi temin etmitir: 267 milyon dolarlik bölüm süregelen Dünya Bankasi kredilerinden tahsis edilen deprem yaralarini sarma hizmetlerine yönlendirilmitir. 80 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI AFET YÖNETM htiyaci olan deprem madurlarina nakit yardimi yapmak üzere 252 milyon dolarlik Depremden Sonra yileme Kredisi (EERL) ayrilmitir. naat çalimalarinin desteklenmesi, afet sigortasinin ve afet riskini azaltmaya yönelik dier çalimalarin uygulanmasi ve acil duruma hazirlii iyiletirmek üzere kurum oluturulmasi amaçlariyla 505 milyon dolarlik Marmara Depremi için Yeniden Yapilanma (MEER) projesi balatilmitir. 11.000'den fazla apartman dairesi ve 800 köy evi yeniden ina edilmitir. Arazi planlama, kadastro yenilii ve travma programi çalimalari sürdürülmektedir. Hükümet gelecekte olasi depremlerin sosyal, ekonomik ve mali etkilerini hafifletmek için, stanbul sinirlarinda sismik riskleri azaltmak ve acil duruma hazirlik kapasitesini güçlendirmek üzere tedbirler almalidir. : Erken planlama ile aralarinda örencilerin, hastane yöneticilerinin ve hastalarin, i dünyasinin ve itfaiye ve emniyet tekilati dahil devlet kurumlarinin hazirlanmasinin ve eitilmesinin de bulunduu önemli öncelikler belirlenmitir. Dier tedbirler arasinda arama ve kurtarma, binalari boaltma ve geçici siinaklarin ve bakim tesislerinin kurulmasi dahil acil duruma müdahale planlamasi sayilabilir. stanbul'daki önemli binalar ve balica yaam hatlari sismik olarak güçlendirilirse metropolün bütünü için gereken çerçeve büyük bir felaketten sonra bile ayakta kalir. Dünya Bankasi, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, stanbul Belediyesi, Avrupa Birlii, UNDP ve dier katilimcilarla birlikte böyle bir çabayi destekleyecek konumdadir. 81 18. TÜRKYE'NN ARTAN KENT NÜFUSUNA YÖNELK BELEDYE HZMETLERNN YLETRLMES Hizli kentleme Türkiye'nin belediye hizmetlerini zora sokmutur. Türkiye hizla kentlemektedir ve nüfusun yaklaik %65'i kentlerde Kent Nüfusundaki Arti yaamaktadir. Kentleme oraninin %75-85 civarina kadar yükseldikten 50 70 sonra durmasi beklenmektedir. Kaliteli 45 60 40 ve kesintisiz su temini, atik su, kent 35 50 ulaimi, kentiçi yollarin bakimi ve kati on)yli inar 30 40 O atik yönetimi gibi temel belediye (m 25 30 hizmetlerine olan talepte patlama fusüN20 meeltn 15 olmutur. Belediyeler iletme ve 20 Ke 10 finans alanlarindaki sorunlari çözmede 10 5 zorlanmaktadir. 0 0 1927 1940 1960 1980 2000 Kent Nüfusu Kentleme Orani Kismi önlemler alinmitir, ama daha kapsamli bir belediye reformu stratejisine öncelikle ihtiyaç vardir. Artan belediye hizmetlerine olan talep, merkezi hükümetten gelen artan mali destek ile karilanmitir. Yerel Yönetimler Yasasi taslai merkezi hükümetin yerel idarelere ayirdii fonlarda ciddi artilar yapilmasini önermektedir ama makroekonomik koullar ve mali sikintilar nedeniyle bu öneri gerçekçi deildir. Merkezi hükümetin 3.200 belediyeyi yönetmesi giderek daha da zorlamaktadir. Belediyelerin yönetiminde ve sorumluluklarinda iyiletirilmeye gidilmesine yönelik geni zeminli bir reform yaklaimi gerekmektedir. Tehis amaçli çalimalar ilerin, her zamanki gibi, devamli olmadiini göstermektedir. : Mali baskilar giderek artan hizmet taleplerinin merkezi bütçeden daha fazla pay alarak karilanmasi eklindeki eski uygulamalari saf dii birakmitir. Bu durum özellikle Hazine garantileri kanaliyla merkezi hükümet desteine dayanan ve ller Bankasi yoluyla yüksek oranda sübvanse edilen belediye yatirimlari için geçerlidir. : Transferlerde ve borçlanma sisteminde yeterli tevik olmamasi nedeniyle mali disiplin yetersizdir. Kamu giderleri yönetim reformlari genel devletin tamami için zorunlu olmakla beraber, belediyelerdeki çalimalar henüz balamamitir. Bu reformlarin yerel yönetimlerde uygulanabilmesi için youn eitim ve yayim çabalarina ihtiyaç vardir. : Yerel düzeydeki iletme ve yatirim giderlerine, merkezi hükümetten büyük pay ayrildii için yerel yönetim düzeyindeki hesapverebilirlik azalmitir. Transferler gerçek hizmet düzeyleriyle ilikili 82 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI BELEDYE deildir; metropol belediyelere daha fazla para ayrilmasi tercihli muameleye yol açmakta ve eitlii azaltmaktadir. : Algilanan siyasi risklerin yüksek olmasi ve destekleyici bir hukuki düzenleme çerçevesinin olmamasi nedeniyle, kent ulaimi diindaki kent hizmetlerinin sunulmasinda ve finansmaninda özel sektörün fazla rolü yoktur. : Yatirim ihtiyaci fazladir. Türkiye'nin su, atik su ve kati atik alanlarinda AB standartlarina ulaabilmesi için anlamli düzeyde (tahminen 20 milyar dolar) yatirim yapmasi gerekmektedir. Temel birtakim politika hedeflerine odaklanan kapsamli bir belediye reformu stratejisi hazirlanmalidir. : Belediyelerin kredi sicilinin güçlendirilmesi. Belediyelerin kredi sicilinin zayif olmasi temel sorunlardan biridir. Belediyelerin devlete toplam borcu 5.1 milyar dolar civarindadir ve bu borcun %85'i ödenmemektedir. Borcun yaklaik %90'i devletin yatirimlara verdii destekle ilgilidir. Bunlar Hazine teminatlari ya da ller Bankasindan alinan borçlardir. Kalani ise kamu kurumlarina yapilacak borç ödemeleridir. : Kurumsal ve mali yönetim kapasitesinin artirilmasi. Mevcut mali yönetim sistemi, fonlarin etkili kullanip kullanilmadiinin belirlenmesine ve saduyulu kullanilmasinin salanmasina yeterli deildir. Yerel düzeydeki kurumsal kapasite fonlarin etkili yönetimine yetmemektedir. : Merkezi hükümetin denetiminin ekillendirilmesi. Merkezi hükümet Türkiye'deki belediyeler üzerinde airi kontrol sahibidir. Kent ekonomileri büyüyüp karmaiklatikça bu kontroller de giderek etkisiz hale gelmitir. Denetim sistemi sonuçlara yönelik deildir ve belediyelerin performansi ve hizmetlerin fiili sunumu hakkinda bilgi vermemektedir. : Merkezi transfer sistemine baimliliin azaltilmasi. Merkezi hükümetten belediyelere aktarilan para GSMH'nin yaklaik %2'sidir ve belediye gelirlerinin %50'sini temsil etmektedir. Merkezden aktarilan paranin çok miktarda olmasi vergilendirme ile harcama arasindaki balantiyi kesmekte ve mükelleflerin hesap verebilirliini zayiflatmaktadir. : Belediyenin saladii gelirlerin artirilmasi. Yerel olarak salanan gelirler, toplam belediye gelirlerinin %39'una tekabül etmektedir (her kent vatandai için yaklaik 72 dolar). Mevcut birçok vergi olmakla beraber tahsilat orani düüktür ve yerel vergi ve ücretlerin çok fazla olmasi vergi yönetimi maliyetini yükseltmektedir. Yerel olarak salanan gelirler merkezden kontrol edilmekte ve temel hizmetlerden deil, büyük oranda belediyelerin ticari faaliyetlerinden elde edilmektedir. Merkezi hükümet yerel gelirlerin ayarlanmasi için siki kontroller uygulamakta ve bu vergi ve resimler çou zaman enflasyonla e düzeyde olmamaktadir. Turist vergisinin olmamasi turistik alanlarda yaayip hem yerli halk hem de turistler için tasarlanan altyapinin maliyetini karilamak zorunda olan halka ekstra yük getirmektedir. Belediye yönetimini ve hizmetlerin sunulmasini iyiletirmeye yönelik yapisal reformlarla belediyenin finansman sistemini güçlendirmeye yönelik tedbirleri bir araya getiren iki uçlu bir belediye reformu yaklaimi önerilmektedir. Uygun zamanlama önemlidir. : Belediye Yönetiminin ve Hizmet Sunumunun yiletirilmesi. Reformlarin odak noktasini unlar oluturmalidir: (i) yerel düzeyde kamu giderleri yönetimi reformlarinin uygulanmasi, ve (ii) uygun ekilde revize edilmi Yerel dare Yasasinin meclisten geçirilip uygulamaya konmasi. Bu reformlar balica üç alani kapsamaktadir: Merkezi Hükümetin Yönetim Fonksiyonlari: Eitim ve danimanlik destei. Bu destek mali performansin ve iletme performansinin iyiletirilmesine yönelik olmalidir. Bir öncelik yerel açidan kamu finansman istatistikleri, bütçe tasnif ve muhasebe reformlari olmalidir. 83 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI BELEDYE Performans izlemenin artirilmasi. Bu amaçla devlet birçok belediyenin iletme ve mali performansini kiyaslayacak bir pilot proje balatmitir. dari kontrolün azaltilmasi. Vergiler ve ücretler üzerindeki yerel kontrolün arttirilmasina, gecikmelere yol açan hantal idari prosedürlerin deitirilmesine ve personelle ilgili kararlarda merkezi hükümetin yetkili olduu mevcut sistemin yerine yerel düzeyde daha fazla yetki taninan bir sistemin gelmesini kapsamaktadir. Katilimci bütçe hazirlama sürecinin balatilmasi. Uluslararasi deneyimler vatandalarin planlama ve bütçe hazirlama süreçlerine katilmasi halinde belediyelerin hesap verebilirliinin arttiini göstermitir. Hesap verebilirlik artinca yerel düzeyde yönetim iyileir. Bu tip bütçe hazirlama süreci orta ve uzun vadede düünülebilir, Merkezi Hükümetten Aktarilan Para: Hükümetten aktarilan paraya baimliliin azaltilmasi. Büyük ehirlerde, gelir vergisi gibi merkezden tanimlanan vergilerle ilikili ilave vergilerin toplanmasina izin verilmelidir. Aktarilan para ile hizmet arasinda iliki kurulmasi. Merkezi transferler belediyelerin gerçekte sunduu hizmet düzeyiyle bir dereceye kadar ilikilendirilebilir. Eitleme mekanizmasinin gözden geçirilmesi. Uzun vadede, eitleme programinda deiiklik yapilarak eitlik plani için net hedefler belirlenmeli ve daha küçük ve daha yoksul belediyelere yardim edilmelidir. Yerel olarak Salanan Gelirler: Yerel vergilendirmede reform yapilmasi. Mevcut yerel vergi ve ücretler batan sona gözden geçirilerek vergiler konsolide edilmeli, turist vergisi getirilmeli, yerel yetkililerin vergi orani belirlemedeki kontrolü artirilmali ve çevre vergisi ücret bazli hizmete dönütürülmelidir. Mali yönetimin iyiletirilmesi. Yerel yetkililerin yerel gelir salama sorumluluklari arttikça, yerel mali yönetim sistemleri yeni yasalar ve süregelen reform çalimalari paralelinde güçlendirilmelidir. Özel sektörün katiliminin salanmasi. Belediyeler özel sektörü saf dii birakabilecek ticari faaliyetlerden vazgeçmelidir. Belediyeler ulaim, su, atik su, kati atik yönetimi ve arazi planlama ve gelitirme gibi temel hizmetler üzerinde durmali ve burada da özel sektörün katilimini salamak için çaba göstermelidir. : Belediye Finansmaninin Güçlendirilmesi. Yerel düzeyde mali disiplini oturtacak ve yerel yatimlar için merkezi hükümetin desteini salayan istikrarli bir sistem kuracak reformlar yapilmalidir. Otomatik müeyyidelerin artirilmasi. Hazine teminatlari ile ilikili olarak 2002 yilinin bainda yayinlanan kati prosedürler paralelinde borçlarini ödemeyen belediyelere kari daha kati ve otomatik müeyyideler getirecek sistemler kurulmalidir. Müeyyidelerin ihtiyari deil otomatik olmasiyla belediyelere borçlarini ödemeleri için daha fazla tevik salanacaktir. Performansin kiyaslanmasi. çileri Bakanlii tarafindan gelitirilmekte olan izleme sistemi belediyelerin performansinin izlenmesine temel oluturacaktir. Bu sistemle hem mali performans hem de hizmet kalitesi izlenecektir. Sonuçlar kamuya duyurulacak ve yerel yönetimlerin mali açidan daha sorumlu davranmasini salayacaktir. Kredi kültürünün gelimesini tevik etme. Belediyelere devlet sübvansiyonu ve garantisi olmaksizin kredi verilebileceinden, belediyelerin borçlanma uygulamalarinda da deiiklik yapilmasi gerekecektir. Teknik destek salanmasi. Yatirim planlama, varlik yönetimi, mali yönetim ve proje deerlendirme ve uygulama teknikleri konularinda belediyelere yardim edilmelidir. Mali yönetimle ilgili teknik yardimin kapsamina bütçe hazirlama, mali kontrol, denetleme ve bilgilendirme standartlari ve belediye kredi kayitlarinin gelitirilmesi girer. ller Bankasi'nda reform yapilmasi. Faaliyetler arasinda banka için net hedefler belirlenmesi, baimsiz günlük operasyonlarin oluturulmasi, mali fonksiyonlarin transfer 84 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI BELEDYE fonksiyonlarindan ayrilmasi, mali ve teknik fonksiyonlarin ayrilmasi, öz finansmanin baarilmasi, dorudan hükümet (ya da yerel idare) desteine daha az baimli olunmasi ve yardimlar konusunda effaf olunmasi sayilabilir. Sonraki aamada, mali disiplin oturduktan sonra, ller Bankasi mali aracilikta rol oynayabilir. : Reformlarin Siralanmasi. Aamali ve ölçülebilen kriterlere dayanan reform yaklaimi uygun olabilir. Aamalandirma öyle yapilabilir: 1. Aama (1-2 yil): Reformlarin belirlenmesi, belediye hizmetlerinin kapsamli ekilde izlenmeye balanmasi, gerekli hükümleri içeren Yerel dare Yasasi'nin kabul edilmesi ve ller Bankasinin uluslararasi denetim/operasyonel gözden geçirmeye tabi tutulmasi. 2. Aama (2-5 yil): Yerel Yönetimler Yasasi dahil, belirlenen reformlarin uygulanmasi. ller Bankasi ile ilgili temel kurumsal reformlar bu aamada uygulanabilir. 3. Aama (5-10 yil): Performansin izlenmesi ve reformlarin uygulanmasi. Eitleme mekanizmasinin ve belediye fonksiyonlarini sosyal hizmetleri de içerecek ekilde geniletme seçeneklerinin gözden geçirilmesi. Dünya Bankasi Türkiye'de belediyelerin gelitirilmesini aktif olarak desteklemektedir ve kapsamli bir belediye reformu stratejisi için daha fazla destek salayabilir. : Banka birtakim su ve atik su projelerine finansman salayarak Türkiye'deki belediyelerin geliimini daima desteklemitir. Bu projelerin hedefleri; salik ve çevre risklerini azaltacak, güvenli içme suyu ve sanitasyon uygulamalari ile hizmet kalitesinin iyiletirilmesi ve hizmet kapsaminin arttirilmasi olmutur. : Bankanin bu sektörde gelecekte yapacai faaliyetler arasinda yeterli hizmeti ve kaliteyi salamaya devam etmek ve Milenyum Kalkinma Hedefleri'ne (MKH) ulamanin en çok etki oluturacai alanlara (Dou ve Güneydou) ve çevresel etkileri açisindan anlam ifade eden alanlara (youn nüfus, turistik bölge, vb.) odaklanmak sayilabilir. : IDF hibesi ile, Banka halen pilot belediyelerdeki operasyonlari izlemeye yönelik bir performans kiyaslama sistemi gelitirilmesi için destek vermektedir. : Banka ayrica kinci Program Amaçli Mali ve Kamu Sektörü Uyum Kredisi (PFPSAL II) kapsaminda, kamu giderleri yönetiminin iyiletirilmesine ve mali sektörün yeniden yapilanmasina yönelik süregelen politika reformlarini desteklemektedir. : Banka önerilen kapsamli belediye reformuna da aaidaki ekilde yardim edebilir. uluslararasi perspektif dahil danimanlik hizmeti sunarak (Mahalli dareler Sektör Raporu hazirlanmi ve görüülmek üzere yetkililere sunulmutur) belediye yönetimini iyiletirmeye ve/veya belediye finansmanini güçlendirmeye yönelik politika reformlari için ek destek vererek Banka'nin garanti hizmetleri araciliiyla belediye sektörü için sermaye bularak, belediye hizmetleri sunan özel iletmecilerin belli risklerini karilayarak. 85 19. YASAL VE ADL REFORM Yasal Reform Türkiye giderek gelien ve karmaiklaan ekonomik ve ticari ilikilerin ihtiyaçlarini karilayacak güçlü bir yasal zemine sahiptir, ancak yeni ekonomik ve ticari problemlere cevap verebilmek için yasal çerçevenin uluslararasi standartlara yükseltilmesi gerekmektedir. : Türkiye 1999 yilindan bu yana ekonomik reformlar ve özel sektörün kalkinmasi için art olan yasal çerçeveyi hazirlami, sosyal güvenlik, bankacilik, telekomünikasyon, tarim, vergi reformu, mali yönetim, kamu ihalesi ve kamu borç yönetimi ile ilgili yasalari yürürlüe sokmutur. : Son zamanlarda cra ve flas Yasasinda yapilacak deiiklikler üzerinde durulmaktadir. : Ticaret Kanunu'ndaki deiikliklere ilikin hazirliklar devam etmektedir. Bu, özellikle güçlü bir irket yönetimi ortaminin oluturulmasi bakimindan çok önemli ve zamaninda yapilmi bir çalimadir. Son yillarda yasa taslai hazirlama konusunda uluslararasi düzeyde gelitirilmi yeni metotlarin henüz Türkiye'de uygulanmadiini da belirtmek gerekmektedir. : Yeni yasa ve yönetmeliklerin maliyetlerinin ve sonuçlarinin deerlendirilmesi yasa hazirlama sürecinin ayrilmaz parçasi olmalidir. : Yasal düzenlemeler, bunlari uygulayacak kurumlarin nitelii, ekonomiye getirdikleri yük, ya da istismar ve yolsuzluk için douracaklari firsatlar gibi sorular dikkate alinmaksizin kabul edilirse yarardan çok zarar getirir. : Son yirmi yildir Avrupa Birlii üyeleri önerilen yasalarin etkilerinin deerlendirilmesi için çeitli metotlar gelitirmitir. Türkiye bu metotlari incelemeli ve bunlarin Türk sistemine kazandirilmasi için stratejiler gelitirmelidir. Adli Reform Adli sistemin daha etkin olmasi ve daha iyi performans göstermesi hem yatirimcilarin kararlari için hem de adalet sistemine eriimdeki hakkaniyet için önemli bir ön arttir. : Türkiye'de son yillarda daha çok yasal düzenlemeler üzerinde durulmakla beraber, gerekli kurumlarin oluturulmasi ve adliyenin modernletirilmesi adaletin daha da gelitirilmesinin anahtari olacaktir. : Sözlemeye dayali haklarin ve mülkiyet haklarinin korunmasini ve uygulanmasini salayacak yeterli yasal ve kurumsal çerçeve olmazsa giriimciler yatirim yapmaya istekli olmayacaktir. : Vatandalarin idare tarafindan aldatilmasini önlemek için güçlü bir adalet sistemini içeren yeterli yaptirim mekanizmalari da arttir. 86 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI YASAL Yapilacak kapsamli adli reform programinin balica bileenleri unlardir; baimsiz ve hesap verebilir bir adli sistemin oluturulmasi, verimli/etkin bir adli sistemin oluturulmasi, salam ve sürekli bir yasal eitimin sunulmasi ve adalete ve kamu bilincine eriimin kolaylatirilmasi. : Birlemi Milletler, Avrupa Konseyi ve dier ulusal ve uluslararasi kurumlar tarafindan önerilen standartlardan yola çikilarak, toplumlarin adli reform yolunda kaydettii ilerlemeyi deerlendirmeye yönelik bir metot gelitirilmitir. Bu metotta alti kategoriye ayrilmi 30 farkli gösterge kullanilmaktadir: 1) hakimlerin kalitesi, eitimi ve çeitlilii; 2) yetki ve yasal güçler; 3) mali kaynaklar; 4) yapisal güvenlik önlemleri; 5) hesap verebilirlik ve effaflik; ve 6) adaletin verimliliini etkileyen hususlar. Türkiye kendi adli sistemini deerlendirmek için bu metodu kullanmak isteyebilir. Baimsiz ve Hesapverebilir Bir Adli Sistemin Oluturulmasi: Türkiye'de politik etkiler, baski ve tartimalar, hakimlerin ve savcilarin ilerini güçletirmekte ve adli sistemin baimsizliina zarar vermektedir. : Dünya Ekonomik Forumu tarafindan hazirlanan, Global Rekabet Raporu 2001-2002, Türkiye'yi adli baimsizlik alaninda Macaristan ve Polonya'nin gerisinde siralamitir. : En temel düzeyde, her hakim önündeki taraflardan baimsiz olmalidir. Hakimler karar verirken taraflardan kaynaklanan uygunsuz etkileme biçimlerini (rüvet ya da tehdit gibi) deil yasalari ve gerçekleri dikkate almalidir. : Hakimlerin baimsizliina ek olarak, mahkemeler yapisal olarak da baimsiz olmalidir. Adli sistem dier yürütme organlarindan ve, en azindan bir dereceye kadar, kamu baskisindan etkilenmemelidir. Etkin ve Verimli Bir Adli Sistemin Oluturulmasi: htilaflarin ve davalarin karara balanmasi süreci Türkiye'de çok yava ilemektedir. Temel Hususlar : htilaflarin sayisi artmakta, bu da mahkemelerde yillar boyu süren beklemedeki davalarin sayisini giderek yükseltmektedir. 1999 Türkiye statistik Yillii'na göre, ticari mahkeme hakimlerinin sayisi son be yilda deimezken, bu alandaki davalar %40 artmitir. Türkiye'de davalar enaz 1 yil ve çounlukla daha uzun sürmektedir. Mahkeme idaresi ve dava yükü yönetimi etkin deildir. : TÜSAD tarafindan yapilan ve "Adli Sistemin Kalitesi" konulu, Kasim 1998 tarihli raporda yayinlanan anket, adli sistemin yava çalimasini sistemin en büyük problemi olarak görmektedir. : Adli sistemin teknik altyapisinda da eksiklikler vardir. Binalarin ve ekipmanin yetersizlii, adalet sisteminin verimli ileyiine engel tekil etmektedir. : Adli sistemde çalian personelin maalari ve çalima koullari yeterli deildir. Önerilen Tedbirler : Dier devlet kurumlarinda olduu gibi adli sistem de kendi organizasyonu, idaresi ve kaynaklarinin en etkin ekilde kullanilmasi bakimindan uluslararasi deneyimlerden yararlanabilir. Bu amaçla, 87 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI YASAL kaynak tahsisati yönetim sistemlerinde ve bütçe prosedürlerinde kullanilmakta olan metotlar gözden geçirilerek idari verimliliin artirilmasi için gereken önlemler önerilmelidir. : Adli sistemin verimlilii sorumluluklarin hakimler, yardimci hakimler, katipler, mahkeme idarecileri ve dier mahkeme personeli arasinda uygun ekilde daitilmasina balidir. Uluslararasi deneyimler hakimlerin mahkeme katiplerinden ve idarecilerden yeterli yardim almasi halinde verimliliin gerçekten arttiini göstermitir. : Ayrica farkli dava türlerini uygun ekilde ayirt eden dava yönetimi prosedürlerinin getirilmesi de adaletin etkinliini artirmada önemli rol oynayabilir. : Son zamanlarda hukuk sistemlerinin çounda, ihtilaflari çözerek ya da hafifleterek adaletin igücünü azaltan kurumlarin gelitirilmesi yolunda önemli adimlar atilmitir. : Mahkeme kararlarinin uygulanmasina yönelik mevcut sistemin etkinlii de deerlendirilmeli ve iyiletirilmesi için öneriler getirilmelidir. Salam ve Sürekli Bir Yasal Eitimin Hazirlanmasi: Mevcut hukuk eitim sisteminin nitelii ve yeterlilii deerlendirilmelidir. : Müfredatta deiiklik yapilirsa ve modern öretim teknikleri kullanilirsa hem üniversitelerdeki hukuk eitim seviyesi hem de yasa uygulayicilarinin sürekli yasal eitimi seviyesi gelitirilebilir. Hakimlerin ve dier mahkeme personelinin eitilmesi yoluyla, adli sistem içinde kapasitenin gelitirilmesi adalet sisteminin etkinliinin ve performansinin artirilmasina yönelik önemli bir tedbirdir. : Kapasitenin gelitirilmesi yeni hakimlerin eitilmesiyle ve görevdeki hakimlere sürekli eitim verilmesiyle ilgilidir. Adalet sistemi gibi merkezi olmayan bir sistemin reformunda, özellikle sürekli eitim konusunda uzaktan eitim ve e-eitim imkanlari son derece yararli olabilir. Adalete ve Kamu Bilincine Eriimin Yayginlatirilmasi: Yoksul kesim firsatlardan yararlanmalarini salayacak ve onlari eit olmayan muamelelerden koruyacak yasal haklardan hala yoksundur. Adalete eriim her Türk vatandai için mümkün olmalidir. : Kurumsal reform ve özellikle de yasal kurumlarin reformu yeterli bilinç artirma ve kamu eitimi faaliyetleriyle desteklenmelidir. Bu reformlardan nihai olarak yararlanacak taraf olan kamuoyu, öngörülen kurumsal deiiklikler, getirilecek standartlar ve reformlardan beklenen sonuçlar konusunda bilgilendirilmelidir. Üstesinden Gelinmesi Gereken Zorluklar: Üstesinden gelinmesi gereken Zorluklar karmaik olup herhangi tek bir basit modele uymamaktadir. Adalet reformu için etkili bir strateji gelitirmeden önce Türkiye'nin adalet sistemi dikkatle ve eletirel gözle incelenmelidir. : Adalet sisteminin üyeleri, barolar ve sivil toplum örgütleri Türkiye'deki adalet sisteminin nasil gelitirilecei konusunu bir süredir görüüp müzakere etmektedirler. Ayni zamanda, Hakimler ve 88 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI YASAL Savcilar Yüksek Kurulunun yeniden düzenlenerek adalet sisteminin tamamen baimsiz hale getirilmesi ve adil, hizli, etkili ve verimli adalet hizmeti sunan ara temyiz mahkemeleri oluturulmasi hususlari da sürekli müzakere halindedir. Usul kanunlarinin deitirilerek mahkemelerdeki davalari ve kararlarin infazini hizlandiracak ve mahkeme idaresini iyiletirecek yeni düzenlemelerin getirilmesi de planlanmaktadir. : Türkiye'nin ihtiyaçlarina cevap verecek etkili bir reform stratejisi hazirlayabilmek ve buradaki hedeflere ulaabilmek için adalet sektörünün Türkiye'deki yetkililerce kapsamli olarak gözden geçirilmesi ve bu alandaki uluslararasi deneyim ve uzmanliktan da yararlanilmasi önemle tavsiye edilmektedir. Dünya Bankasi kendi üye ülkelerindeki adalet reformu insiyatiflerinin birçounu desteklemitir. Bankanin yasal ve adli reform programlari doksanli yillardan bugüne önemli oranda genilemitir. : Banka 1991 yilinda yönetim konusundaki faaliyetlerine balamasindan bu yana, ve yasalari uygulayacak ya da deitirecek yeterli altyapi olmaksizin sadece yasalari meclisten geçirerek istenen reformlarin yapilamayacainin ülkeler tarafindan da fark edilmesiyle birlikte, adli reformlari da ele almaya balamitir. : Daha sonra, ihtilaflari çözmek ve ihtilaf mekanizmalarindan ve nitelikli ve uygun maliyetli temsil hakkindan yararlanabilmek için gereken kurumlarin kurulmasi ve yenilenmesi üzerinde durulmutur. : Projelerin ülkenin ihtiyaçlarini kariladiindan ve belirlenen hedeflere ulatiindan emin olmak için adalet sisteminin deerlendirilmesi çok önemli bir ön arttir. : Ülkeler uzun vadeli yasal ve kurumsal reform konusunda daha bütüncül bir yaklaim benimsedikçe yasal ve adli reform projeleri de sürekli olarak gelimektedir. Yasal ve adli reformun temel unsurlari arasinda tayin, finansman ve disiplin prosedürlerinde iyiletirmeye giderek adli baimsizlii artirmak; adli idareyi ve dava yönetimini modernletirmek; ve hakimleri ve mahkeme personelini eitmek sayilabilir. Bugüne kadar Banka Latin Amerika, Dou Avrupa, Orta Dou, Güney ve Dou Asya bölgelerinde 18 ayri yasal ve adli reform projesine destek vermitir ve 10 proje daha hazirlik aamasindadir. : Banka kendi üye ülkelerinin adli reform çabalarina sadece kredi vererek deil, ayni zamanda Kurumsal Kalkinma Fonundan (IDF) hibe yapmak yoluyla da destek olmaktadir. IDF hibeleri kullanici devletler tarafindan uygulanmaktadir ve yasal ve adli reformlara destek olabilir. 89 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI YASAL ARJANTN Mahkeme Gelitirme Projesi Modeli 1992 yilinda IDF hibesi ile yapilan "1992 Adli Sektör Çalimasi" ve bunun ardindan 1995 yilinda çeitli paydalarin yer aldii bir seminerle, Ulusal Adli Reform Programinin tanimlanmasi konusunda devlete yardimci olundu. Adli verimliliin ve kalitenin iyilemesi ve adaletin yayginlatirilmasi bu programin kapsamindaki balica hususlardan birkaçiydi. Programin ilk adimi olarak, (a) mahkeme yönetimi; (b) adli becerilerin gelitirilmesi; ve (c) deerlendirme ve yayma eklindeki üç unsur yardimiyla adli idari reformun gerçekletirilmesini destekleyen koullarin belirlenmesi, oluturulmasi ve deerlendirilmesine yönelik bir Mahkeme Gelitirme Projesi Modeli hazirlandi. EKVATOR Adli Reform Projesi 1990'li yillarin bainda, Devletin modernletirilmesi için gündeme adli reform eklendi. 1994 yilinda, adli sektör gözden geçirilerek yasal ve adli sistem deerlendirildi ve reform için önerilerde bulunularak Adil Reform Projesinin temeli atildi. Paydalari içeren, uzun vadeli bir reform gündemini, öncelikleri ve baiçi koordinasyonunu belirleyen genel bir adli reform stratejisi planlandi. Ekvator'un Adli Reform Projesinde dört unsur vardir: (a) dava idaresi ve bilgi destei; (b) mahkemeye bali araci merkezler; (c) sivil toplumun balattii faaliyetleri ve mahkemelerin yeniliklerini destekleyen özel bir yasa ve adalet fonu, hukuk profesörleri için mesleki gelitirme programi, yasal eitimin durumu ile ilgili bir çalima, araci pilot merkezleri ile ilgili aratirma ve deerlendirme ve yoksul kadinlar için yasal hizmet pilotlari gibi unsurlari olan bir yasa ve adalet programi; ve (d) altyapinin yeniden ekillenmesi ve mahkeme altyapisi standartlarinin gelitirilmesi. 90 20. SVL TOPLUM Türkiye'nin Kalkinmasinda Sivil Toplumun Görevlendirilmesi Türkiye'nin kalkinmasinda sivil toplumun daha fazla görev almasi (stratejileri tasarlamada ve programlari uygulamada) hükümetin gösterdii çabalari vatandalar nezdinde daha etkin ve daha hedefe odaklanmi görünmesini salayacaktir. : Uluslararasi alanda, kalkinmada sivil toplumun rol almasi son yirmi yilin önemli eilimlerinden biri olmutur. Kamu kesimi, özel sector ve sivil toplum örgütleri arasindaki, özellikle yoksul ve ekonomik risk taiyan kesim için sürdürülebilir ekonomik ve sosyal faydalarin salanmasinda etkili olmutur. Sivil Toplum Neden in çinde Olmalidir? Uluslararasi deneyimler sivil toplum gruplarinin projelere ve politika diyaloguna katilmasinin kalkinma sonuçlarini çeitli ekillerde iyiletirdiini göstermitir: Kamu-özel sektör ibirliinin anlailmasi ve tevik edilmesi için ortak bir zemin oluturarak reformlara, ulusal yoksulluun azaltilmasina ve kalkinma stratejilerine yönelik kamusal uzlama ve yerel düzeyde sahiplenme duygusunu güçlendirerek; Yoksul ve marjinal nüfus bata olmak üzere paydalara seslerini duyurma imkani vererek ve onlarin görülerinin politika ve program kararlarinda dikkate alinmasini salamaya yardimci olarak; Yerel bilgi salama, yardimlari hedefleme ve topluluk düzeyinde sosyal sermaye oluturma yoluyla kalkinma programlarinin etkisini güçlendirerek ve arttirarak; Yerel sorunlari çözmek için katilimci yaklaimlarin yani sira yenilikçi fikir ve çözümlere de yer vererek; Özellikle kamu sektörünün güçlü olmadii ortamlarda ya da uzlamaya varilamayan ortamlarda profesyonel uzmanlik temin ederek ve etkili hizmet sunma kapasitesini artirarak; Etkin yönetim için uygun ortama katkida bulunmanin yani sira kalkinma faaliyetlerinde kamu sektörüne effaflik ve hesap verebilirlik kazandirarak. Türkiye'deki sivil toplum giderek güçlenmektedir. Türkiye son dört yilda toplumun daha fazla katilimini salama konusunda önemli adimlar atmitir ve bu deneyimlerinden yararlanabilir. : Türk toplumunda güçlü bir topluluk yükümlülüü gelenei mevcuttur. Vatandalar yardim dernekleri veya vakiflar kurar ve ihtiyaci olan insanlara yardim etmek için yerel gruplara sürekli fon akii vardir. : Piyasa ekonomisinin ve demokratik eilimlerin güçlenmesi ve son yillarda Türkiye'yi sarsan oklar, sivil toplum örgütlerini harekete geçmeye ve destek olmaya itmitir. Bu önemli olaylar arasinda 1999 depremleri, 2001 ekonomik krizi, global bilgi toplumunun artan önemi, sürdürülebilir kalkinma ile ilgili uluslararasi forumlar ve AB'ye giri süreci sayilabilir. 91 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI SVL TOPLUM Umut verici gelimelere ramen, Türkiye'de devlet ve sivil toplum kurululari arasindaki etkin iletiim mekanizmalari ve ibirlii kisitlidir. : Hükümet son birkaç yildir kalkinma konusundaki bazi hususlarda sivil toplum kurulularindan da yardim almaya istekli olmakla beraber, airi uç hareketleri tevik etmemek için bazi cephelerde hala tedirginlik vardir. : Katilimci karar verme mekanizmalari ve toplum odakli kalkinma; muhtemelen Türk toplumunun geleneksel ataerkil yapisi nedeniyle, Türkiye'deki sivil toplum örgütleri (STK) için nispeten yeni kavramlardir. : STK'leri yasal düzenleyici sistem karmaiktir. Gönüllü kurulular için merkezi düzeyde Bakanlar Kurulundan, Maliye ve çileri Bakanliklarina ve icraci bakanliklara kadar çeitli düzenleme ve izleme organlari mevcuttur. Ayrica Vakiflar Genel Müdürlüü ve Vakiflar Bankasi, vakiflarin ilevleri üzerinde yetki sahibidir. Sistemin basitletirilmesi gerekmektedir. : STK'lerin çou ya proje gelitirebilecek teknik uzmanlia sahip deildir ya da yenilikçi fikirlerine ramen mali sorunlarla kari kariyadir. Türkiye'nin kalkinma sürecine STK'lerin daha çok katilmasini salamak için bazi önlemler alinabilir. : Yeterince effaf ve hesap verebilir düzeyde olan ve düzenli araliklarla denetlenen STK'larin kurulmasini ve bunlara fon salanmasini kolaylatiran uygun yasal çerçeve olmalidir. Bu balamda, "Dernekler Yasasi" tekrar incelenmeli ve STK'larin önerdii deiiklikler üzerinde düünülmelidir. : Temel hususlarla ilgili kamu diyalogunda STK'larin rol oynayabilecei forumlar devlet tarafindan oluturulabilir. Sivil Toplum Örgütleri: Türkiye'deki Mevcut Durum : STK'lara kalkinma projelerinin uygulanmasini ve izlenmesini içeren Türkiye yaklaik 60.000 dernek, 2.000'in üzerinde vakif, 1.000 sözlemeler için daha fazla imkan içi sendikasi ve yaklaik 500 meslek örgütünden oluan toplam taninabilir. 65.000 örgüt vardir. Ancak, bunlarin 35-40.000 tanesi cami : Hükümet, çou zaman döner sermaye yapma dernei, köy güzelletirme dernei ya da cadde mekanizmasi kurularak bütçe dii gelir temizleme dernei gibi küçük çapli yerel sivil insiyatiflerdir. elde etmek amaciyla kullanilan, Sadece 10-15.000 tanesi kapsamli faaliyetleri, çok sayida üyesi "Devletin Düzenledii Hükümet Dii ya da destekçisi ve planli ve profesyonel bir çalima programi Kurululara" öncelik vermekten olan sivil toplum örgütüdür. Federasyonlarin ya da örgütlerin kaçinmalidir. Bu genellikle, ubeleri veya alt birimleri ayri ayri sayilmazsa STK'larin sayisi üniversitelerdeki danimanlik 2-3.000'e düer. Bu STK'lar dinamik, ilevsel ve gelecek hizmetlerinden kitaplarin, broürlerin vadeden bir grup oluturmaktadir. ve kitapçiklarin bakanliklar tarafindan yayinlanip satilmasina kadar uzanan gelir türlerine dorudan ulama imkani salanmasi metoduyla ait bütçe kontrollerini dengelemede kullanilir. : Hükümet firsat oluturma ve kural koymanin ötesine geçmeme konusunda dikkatli olmalidir ­ doasi gerei sivil toplumun kendi kendine gelimesi önemlidir. Banka, özellikle beeri kalkinma ve çevre sektöründeki Türk STK'leriyle iyi ilikiler içindedir. : Dünya Bankasi politika hususlarinda önde gelen STK beyinlerinden biri olan TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfi) ile teknik ibirlii içindedir. Banka'nin etkin devlet konusunda Türkiye'ye verdii genel destek kapsaminda hibeyle salanan fonlar TESEV'e yolsuzlukla mücadele anketleri yapma imkani vermitir. 92 TÜRKYE: POLTKA NOTLARI SVL TOPLUM : Temel Eitim Projesi çerçevesinde, Anne ve Çocuk Eitimi Vakfi (AÇEV) annelere çocuklarini okula hazirlama konusunda eitim vermitir. : Yaamin kalitesini yükseltmek için çalian KOB Kalkinma Vakfi (MEKSA) ve Beyaz Nokta Vakfi Banka'ya Türkiye'nin kalkinmasiyla ilgili stratejik düünce girdileri salamitir. : Banka Doal Hayati Koruma Dernei (DHKD) ve Türkiye Çevre Vakfi (TÇV) gibi çevresel STK'lara sik sik daniarak onlarin, doal kaynaklarin ve biyoçeitliliin planlanmasi, yönetimi ve korunmasi ile ilgili küçük projelerde kazandiklari deneyimlerden yararlanmaktadir. : Türkiye Teknoloji Gelitirme Vakfi (TTGV) Bankanin finanse ettii Sanayi Teknolojisi Projesini uygulayan kurumdur. : Sosyal Riski Azaltma Projesi (SRMP)'nin Yerel nisiyatifler alt balii, illerin, ilçelerin ve yerel topluluklarin önerilerinden yola çikilarak, özenle seçilen projelerin Sosyal Yardimlama ve Dayanimayi Tevik Fonu kanaliyla (SYDTF) güçlendirilip finanse edilmesini amaçlamaktadir. Bu çerçevede bir STK Danima Kurulu kurulmutur. : Küçük Hibeler Programi (SmGP) marjinal ve korunmaya muhtaç gruplarin uygulanmakta olan sosyal projelerle ilgili geniletilmi sosyal diyaloga katilmasina yönelik projeleri uygulayacak kapasitedeki yerel STK'lara küçük ölçekli finansman salayan Dünya Bankasi bai mekanizmasidir. Bugüne dek 11 STK yillik yarimalarda bu tür hibelere hak kazanmi ve becerilerini gelitirme ve sosyal sermayenin çoaltilmasina katkida bulunma firsatlari yakalamitir. Banka, Türkiye'deki sivil toplumun kalkinmasi için daha uygun bir ortam salama çabalarina katkida bulunmak istemektedir. Bu katki kapsaminda: : Bankanin finanse ettii projeler dahilinde topluluk bazli kalkinma firsatlarini geniletmek, : Program ve proje tasarimi konusunda, hükümetle ortak çalima içinde STK'lara daha fazla danimak, : Türkiye'deki STK'larin de katildii uluslararasi forumlari desteklemek düünülebilir. 93